Reklam
Reklam
Prof. Dr. Ahmet SEVGİ

Prof. Dr. Ahmet SEVGİ

[email protected]

DEVLET MİLLETİNE ZULMEDER Mİ?

30 Temmuz 2025 - 09:40

DEVLET MİLLETİNE ZULMEDER Mİ?

 

Prof. Dr. Ahmet SEVGİ

Bu nasıl söz? Devlet milletine zulmeder mi hiç? Devlet babadır, baba evladına zulmetmez. Onu korur, kollar. “Çıplak milleti elbiseli kıldım. Fakir milleti zengin kıldım” diyen Bilge Kağan’dan beri bu böyledir. Ama siz de takdir edersiniz ki her zaman kağanlar bilge olmuyor. Dolayısıyla, bazen devlet -istemeyerek de olsa- milletine zulmedebiliyor. Şair ne güzel ifade etmiş:

“Mecbûr eden mezâlime erkân-ı devleti,

 İsrâf-ı bî-lüzûm u sefâhat değil midir?”

(Devlet erkânını millete zulmetmeye mecbur eden gereksiz harcamalar ve zevkusefaya düşkünlük değil midir?)

Yöneticiler sefahate dalarak devletin paralarını har vurup harman savurmaya başladı mı ekonomik kriz kaçınılmaz olur. Bu da beraberinde kemer sıkmayı, yeni vergileri ve hayat pahalılığını getirir. Yani fatura halka kesilir. İşte zulüm…

Bugün bizzat yaşadığımız bu durum sadece günümüze mahsus bir manzara da değildir. Tarihin her devrinde -şairin dediği gibi- masraf artar, gelir azalırsa, düzen bozulur, fitne fesat çoğalır:

“Masraf   artıp   azalınca   îrâd

 Nazm-ı âlem bulur elbette fesâd.” 

                                       (Lâedrî)

Ayağını Yorganına Göre Uzatmak

Aile hayatı ile devlet düzeni birbirine çok benzer. Aile reisi gelirlerle giderleri hesap etmeden gelişi güzel harcama yaparsa, bir başka tabirle üretmeden tüketmeye başlarsa o ailede geçim sıkıntısı başlar, huzur bozulur. Aynı şekilde yöneticiler de devlet bütçesini hesaplı kullanmaz ve açık vermeye başlarsa ipin ucu kaçar, enflasyon artar, işçiye memura veremediği paraları faiz lobilerine akıtmak zorunda kalır.

Balık Baştan Kokar

Yönetenler dürüst değilse, yönetilenlerden her zaman doğruluk, dürüstlük ve sabır beklemek saflık olur. Binaenaleyh, dürüst bir toplum için öncelikle dürüst yöneticiler seçmek gerekir. Hak-hukuk tanımayan, liyakatsiz, görgüsüz insanları başa getirip sonra da çürümeden şikâyetçi olmak abestir:

“Çün balık baştan kokar derler meseldir Nâilî,

 Hey’et-i mecmûaya bî-mağzı baş etmek abes.”

Bilgi mi, Cesaret mi?

Tarihin her döneminde devlet yönetimine bilgeler değil, hep cesur insanlar talip olmuştur. “Cahil cesur olur” sözünden de anlaşılacağı üzere cesurlar cahildir, cahiller de cesur. Bu sebepledir ki bilge insanların devlet yönetiminde yer alması nadirattandır. Jean Rostand, şu sözü boşuna söylememiştir:

“Bir gün atomun enerjisini serbest bırakacağız, gezegenler arası yolculuklar gerçekleştireceğiz, ömrü uzatıp tüberküloz ve kanseri tedavi edeceğiz ama en düşük seviyeli insanlar tarafından yönetilmiş olmanın sırrını asla çözemeyeceğiz.”

Adalet ve Zulüm

Şu da açık bir gerçektir ki adaletin olmadığı yerde zulüm vardır. Namık Kemâl’in çok güzel ifade ettiği üzere yöneticiler, fertler arasında adaletle hükmetmezlerse devlet ne kadar büyük, ne kadar zengin olursa olsun bir gün muhakkak yıkılır, yerin dibine geçer, ceremesini de halk çeker:

“Bulunmazsa adalet milletin efradı beyninde,

 Geçer bir gün zemîne, arşa çıksa pâye-i devlet.”

Bütün bunlar da gösteriyor ki devletin düzeninden ve halkın huzur ve refahından öncelikle yöneticiler sorumludur. Çünkü millet, devlet kasasını ve harcama yetkisini onlara vermiştir. Devletin parasını halkın refahı için harcarlarsa ne âlâ. Kendi itibarlarını düşünür, israfa batar, zevkusefaya dalarlarsa doğrudan veya dolaylı olarak halka zulmetmiş olurlar.

Kanaatimizce, yöneticiler şu atasözünü kulaklarına küpe etmelidirler:

“Alma mazlumun âhını, çıkar âheste âheste.” 
 

ACZİMİN GİRYESİ:

Devlet milletine elbette zulmetmek istemez, doğru.

Lakin  hesapsız iş yaparsa  yanar  fukaranın  bağrı.

                                                          (Li-müellifihî)

 

  

  

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum