“DİNÎ VE FELSEFÎ AHLÂK LÜGATÇESİ”
Prof. Dr. Ahmet SEVGİ

“12 Ekim 2025”, “Hukûk-ı İslâmiyye ve Istılâhât-ı Fıkhiyye Kâmûsu”, “Büyük İslâm İlmihâli”, “Yüksek İslâm Ahlâkı” gibi önemli eserlerin müellifi, Diyanet İşleri eski başkanlarından Ömer Nasuhi Bilmen’in (ö. 1971) vefat yıldönümüdür. Dolayısıyla, bugün onun pek bilinmeyen “Dinî ve Felsefî AHLÂK LÜGATÇESİ” (Bilmen Yayınevi, İst. 1967, 136 s.) adlı eserini tanıtarak rahmetlinin hayır dua ile anılmasına vesile olmak arzusundayım.
Ömer Nasuhi Bilmen, söz konusu eserini şöyle taktim etmektedir:
“Bu eser, ahlâkıyâta ait olup muhâverâtımızda, edebiyatımızda müstâmel bulunan 770 kelimeden müteşekkildir. Bu kelimelerin evvelâ lisanımızda delâlet ettiği lügat mânâlarına işaret olunmuş, sonra da ıstılâhî mânâları gösterilmiştir. Bu kelimelerden her birine ait bir-iki faydalı, hakîmâne vecize yazılmış ve yine bu kelimeleri hâvî olmak üzere hâfızaları tezyin edecek tarzda ahlâkî, edebî birer beyit veya birer kıt‘a ilâve edilmiştir.” (s. 3)
Yazarın da ifade ettiği üzere bu ahlâk sözlüğünde “hak, hukuk, adalet, ahlâk, ihlas, edep, istikâmet, istiklâl, insan, insaniyet, kaza, kader, takdir, tedbir, tevekkül gibi toplumu doğrudan ilgilendiren hatta ayakta tutan 770 kelime ele alınarak her birinin önce sözlük ve terim anlamları verilmiş sonra bu kelime, veciz bir sözle özetlenerek hafızalarda yer etmesi için de bir beyit veya kıt‘a ile desteklenmiştir.
Bir örnek vererek konunun daha iyi anlaşılmasını sağlamaya çalışalım:
Ahlâk: Huylar, hasletler, seciyeler, tabiatlar. Bir takım rûhî melekeler ki o sâyede insanlardan bir kısım fiiller suhuletle sadır olur.
Kendi ahlâkını ıslah edemeyen, başkalarını irşat edemez.
“Oyuncak sanmayaın ahlâk-ı millî rûh-ı millîdir,
Onun iflâsı en korkunç ölümdür, mevt-i küllîdir.” (s. 7)
(Mehmet Akif)
Söz konusu eser incelendiğinde özellikle iki husus dikkati çekmektedir:
1-Açıklanan kelimelerden sonra müellifin kendine ait 1000’e yakın vecize.
2- Kelimelerin açıklanması ve vecizeyi müteakip zikredilen yine müellife ait 225’i aşkın beyit ve kıt‘alar…
İşte size Ömer Nasuhi Bilmen’den birkaç vecize, beyit ve kıt‘a:
Vecizeler:
“Câh ve mansıp (Makam-mevki) erbabının her sözünü hikmet sanmak, zengin bir adamın yüzüğündeki âdî bir taşı pırlanta elmas sanmaya benzer.” (s. 39)
“Cemiyetlerin ruhu, diyanet ve fazilettir.” (s. 33)
“Cemiyet içinde halvet (tenhaya çekilme) eâzıma (büyükler) has bir meziyettir.” (s.44)
“Hakka riâyet, dünyada da âhirette de vesîle-i saadettir.” (s. 52)
“Kendi menfaatini başkalarının mazarratında (zarar, ziyan) aramak pek büyük bir denâat(alçaklık)tir.” s. 47
“Hakiki bir rifat (itibar) mal ile değil, kemâl iledir.” (s. 52)
“Her işte dikkat, vesîle-i muvaffakıyettir.” (s. 47)
“Yerindeki tegafül (bilmez gibi görünmek) hakîmâne hareketlerden sayılır.” (s. 26)
“Müteessir bir kalbi tatyip etmek (gönül almak) fakir bir şahsı ihtiyaçtan kurtarmak kadar memduh bir harekettir.” (s. 26)
“Henüz ilim ve irfan ile mücehhez olmadan siyaset işlerine dalanların dimağı bir daha ilim ve irfan ziyalarına mâkes olamaz.” (s. 59)
Beyit ve Kıt‘alar:
“İstinat eylerse bir ümmet, büyük bir kuvvete,
Memleket, millet bütün mazhar olur emniyyete.” (s. 14)
**
“Pâyidâr olmaz hayâtı mahv olur bir milletin
Sarsılıp bünyân-ı ahlâkı tereddî eylese.” (s. 23)
**
“Bak ne engin rûha mâliktir zamâne âdemi,
Hîç duymaz gark olur da en mukaddes gâyesi.
Pek telâtum-hîz olur amma ki hassâsiyyeti,
Ger batarsa beş kuruşluk bir küçük sermâyesi.” (s. 36)
**
“Bütün nev‘-i beşer hakkında vicdanen hayır-hâh ol,
Esirge safvet-i rûhiyyeni hiss-i husûmetten.” (s. 43)
**
Kîmyâ-yı saâdet ister isen,
İlm ü irfana intisap eyle.
Maksadınsa nezîh bir yaşayış,
Ehl-i şehvetten içtinap eyle.” (s. 108)
**
Öyle bir gaflet nüfûz etmiş ki rûh-ı millete,
Kalmamış kalplerde bir yer hiss-i mesûliyyete.” (s. 116)
**
“Fazîletten, diyânetten nasîbe-dâr olan millet,
Halâs olmuş olur elbette ki dest-i musîbetten.” (s. 117)
**
“Milleti îlâya dâirdir bütün,
Ehl-i ilmin gayret-i meşkûresi.
Kâinât etse tebeddül eylemez,
Hak-perestânın metin mefkûresi.” (s. 119)
**
“İlm ü irfana karîn olmalıdır zühd ü verâ,
Cühelânın verâ vü zühdüne aldanma sakın.” (s. 130)
**
“Birbirin takip eder subh u mesâ,
Bî-tavakkuf usr u yüsri âlemin.” (s. 135)
**
Doyumluk olmasa da Ömer Nasuhi Bilmen’den sunduğumuz bu tadımlık vecize ve şiirlerden de anlaşılacağı üzere, müellifin bahse konu eseri özellikle yönetici ve aydınların ellerinden düşürmemeleri gereken önemli bir eserdir. Bir an önce sadeleştirilerek yayınlanması en büyük dileğimizdir.
Bu vesile ile Ömer Nasuhi Bilmen’i vefat yıldönümünde rahmetle anıyoruz. Mekânı cennet olsun…




FACEBOOK YORUMLAR