Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

Prof. Dr. Abdulkadir Donuk Hocama dair hatıralar: II

21 Ekim 2022 - 10:18 - Güncelleme: 21 Ekim 2022 - 15:11

Prof. Dr. Abdulkadir Donuk Hocama dair hatıralar: II

“Bula bula bugünü mü buldun!”
Abdulkadir Hocamla her zaman görüştüm, her derdimi ona danıştım. Sıkıntılarımı sabırla dinledi. Yeri geldi tavsiyelerde bulundu, yeri geldi eleştirdi. Ama hiçbir zaman gönül kırıcı bir laf işitmedim.
1988 Mart ayında İstanbul Aydınlar Ocağı Laleli Şubesinde yapılan “Türk’ün İslam’la Bütünleşmesi” başlıklı konferans için Abdulkadir Donuk, Mualla Uydu (Yücel) ve ben aylar öncesinden çalışmaya başlamıştık. Konferansın adı “Türk İslam Sentezi” olacaktı ancak benim itirazım üzerine “Türk’ün İslam’la Bütünleşmesi” olmasına karar verildi. Rahmetli Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu’nun “Türk İslam Sentezi” adıyla bir kitabı yayınlanmıştı. O yüzden aynı isimle konferansın kitap çerçevesinde algılanabileceği, henüz öğrenci olan bizlerin ne kadar hazırlık yapsak ta yapacağımız hataların Rahmetli Kafesoğlu’nu inciteceği düşüncesiyle “Türk İslam Sentezi” başlığından vaz geçmiştik.
 Haftanın üç günü Donuk Hocanın odasında toplanırdık. Ben Türklerin İslam’a hizmetleri, İslam öncesi sosyal, siyasi, kültürel, devlet, hayat ve düşüncelerinde varsa İslam sonrası değişime uğrayıp uğramadıkları, Mualla Uydu’da Türklerin İslam öncesi hayat, devlet, yaşayış ve düşünce dünyaları hakkında sunum yapacaktık. Onlarca kitap, ansiklopedi, makale bir bir taranmış, konunun uzmanı birçok hocayla görüşülmüş ve ortaya bir metin çıkmıştı. Benim hazırladığım metin el yazımla sarı saman kâğıdıyla 90 sayfaydı. Mualla Uydu’nun da bir o kadar hazırlık yaptığını hatırlıyorum. O günlerde hazırladığım dosyayı hala saklarım. En azından bir yüksek lisans derecesine varacak denli önemli hazırlık yapmışız.
Donuk Hocanın hakemliğinde aylarca süren hazcılarımız sonunda nihayet konferans günü gelip çatmıştı. Konferanstan çok beni heyecanlandıran Laleli Aydınlar Ocağının Donuk Hocamızın yanına benim de adımı yazma lütfunda bulunmalarıydı. Davetiye elime geçer geçmez hocamın yanına gidip özür dilemiş ve konu ile ilgili hiçbir dahlimin bulunmadığını, ismime gerek olmadığına dair cümleler sarf etmiştim. Hocam da her zamanki gibi sevecen ve babacan tavrıyla “Öyle olmasını ben istedim. Hem o kadar emek sarf ettiniz. Elbette sizin isimleriniz de olacak” diyerek bizleri ziyadesiyle mutlu etmişti.
Aydınlar Ocağının o zamanlar başkanı rahmetli Prof. Dr. Süleyman Yalçın Hocaydı. Konferans davetiyesine fakülte panosuna da asmış, arkadaşlara haber vermiştik. Konferanstan günler öncesinden tebrikler, eleştiriler almaya başlamıştık bile.
İşimiz gayet ciddi ve zordu. Fakültede ve üniversitenin değişik bölümlerinde derslerini takip ettiğimiz hocalarımızın karşısında “Türk’ün İslam’la Bütünleşmesi” konulu konuşma yapmak için yürek yemek gerekiyordu. Bizimkisi cahil cesareti hesabı hocamızın da yanımızda olmasının verdiği özgüvenle ve mümkün mertebe izleyicilere bakma cesareti gösteremeden konuşmayı düşünüyordum.
Konferans Pazar öyle saatindeydi. Bir saat önce gitmemize rağmen salon hınca hınç doluydu. Prof. Dr. Süleyman Yalçın, Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Prof. Dr. Mustafa Erkal, Gürbüz Azak, Dr. Metin Eriş, Altan Deliorman, Sami Yavrucuk… isimlerini hatırlayamadığım onlarca isim ve gazeteciler.
Donuk Hocam ortada, ben solunda, Mualla Uydu sağında olmak üzere konferans başlamıştı. Ancak aynı gün beni bekleyen başka bir heyecan ve telaş vardı. Saat 13.00’te başlayan konuşmalar uzamış ve Mualla Uydu’nun konuşması devam ederken saat 14.00’e gelmişti. Daha ben konuşacaktım, benim konuşmamdan sonra soru cevap bölümüne geçilecekti. İkindi üstü Şile Satmazlı’da yapılacak nişan törenime geç kalma, katılamam ihtimalim vardı! Nişan için gelen misafirler Şileye gitmişti ancak ben konferanstaydım! Nasıl bir durum yaşanıyordu, ben ne yapıyordum, nişanıma yetişmek için neler yapmalıydım?
Bir kâğıda 17.00’de Şile’de nişanımın olduğunu konuşmayı fazla uzatmayacağımı Donuk Hocama masanın altından ilettim. Hocam boynunu sağa sola çevirerek aynı kâğıda “Nişan yapacak bula bula bugünü mü buldun. Tamam!” cevabıyla mesajımı almıştı. Velhasıl konuşmamı yapmış ve söyleyeceklerimin belki de yarısını anlatamadan teşekkür ederek konuşmamı sonlandırmıştım.
O zamanlar basın dünyasında bulunan M.Y'nin’ın da ısrarla sorduğu sorulara cevap vermek, katılımcıların, hocalarımın, büyüklerimizin tebrik, takdir ve övgüleri teselli kaynağım olmuştu. Ancak için epey bir zaman geçmişti. Konferans sonrası yaşanan ayak üstü sohbetin, tanışmanın ve basının sorularına verilecek cevapların keyfini tam olarak yaşayamadan apar topar Üsküdar’dan kalkan Şile otobüslerine binmiş ve nişanıma son anda yetişebilmiştim.
22 Ekim 2022/ Devam edecek.
6 Ekim 2022 tarihinde yayınlanan yazımızın devamıdır. Bir önceki yazıyı okumak isteyen arkadaşlar için link:
https://www.tarihistan.org/yazarlar/naci-yengin/prof-dr-abdulkadir-donuk-hocama-dair-hatiralar-i/10281/


 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum