Yeni Suriye: nereden nereye?

06 Ocak 2025 - 09:45
"Yeni Suriye" kavramı, savaş sonrası dönemde devletin yeniden şekillenmesi ve bölgesel siyasetteki rolünün yeniden tanımlanmasıyla ilgilidir.
Bu yazımızda Suriye meselesiyle ilgilenen devletlerin farklı stratejilerini kısaca göstermeye çalışacağız ve "Yeni Suriye" için ilişkilerin nasıl kurulması gerektiği tartışmasına dahil olacağız.
2011 yılında başlayan ve modern çağın en karmaşık bölgesel krizlerinden biri olarak tarihe geçen Suriye çatışması, hem iç hem de uluslararası çıkarların çatıştığı bir "alan" haline geldi. İdeolojik, etnik ve dini farklılıklardan kaynaklanan çatışma, küresel güçlerin müdahalesiyle daha da karmaşık hale geldi.
I. İran ve Suriye: ideolojik ve stratejik ittifak
İran ile Suriye arasındaki bağlar yıllar geçtikçe siyasi ve ideolojik temellere (ve "temellere") dayalı olarak devam etti ve gelişti. İran, Suriye'deki varlığının sürdürülmesi, sürdürülmesi ve geliştirilmesi için ciddi maliyetler ödedi. Bugün geriye dönüp baktığımızda "bu katkıların derin bir anlamı var mıydı?" Şöyle sorulabilir...
Suriye, Lübnan'daki Hizbullah grubunu desteklemek için önemli bir koridor olarak görüldüğünden İran için stratejik bir ortak olarak hareket etti.
Resmi Tahran, Suriye'yi "Şii hilali" stratejisinin bir parçası olarak görüyordu. İran, bu koridor aracılığıyla en azından Irak ve Lübnan üzerindeki nüfuzunu artırmayı, aynı zamanda Suriye'de ilgili ülkelere karşı elini güçlendirmeyi hedefliyordu.
II. Türkiye: hedefler, güvenlik ve PKK meselesi
Kardeş Türkiye, Suriye'de yaşananları haklı olarak ulusal güvenliğine doğrudan tehdit olarak algıladı. PKK yanlısı grupların güçlendirilmesi ve sınırdaki terör riski, resmi Ankara'nın öncelikli konularıydı.
Türkiye, Suriye'nin kuzeyinde "güvenli bölge" oluşturarak sınırlarını korumaya ve aşırı mülteci akışını engellemeye çalışıyordu.
Türkiye, Suriye'de Rusya ile geçici işbirliği kurarken aynı zamanda Batı ile ilişkilerinde de temkinli olmaya çalışıyordu ki bu davranış biçimi bir süre daha devam edebilir.
III. Rusya: Büyük güç Suriye'den dönüyor
Rusya için Suriye sadece bir çatışma alanı değil aynı zamanda Orta Doğu'da güç gösterme aracıydı. Tartus deniz üssü ve Lazkiye hava üssü, Moskova'nın jeopolitik nüfuzunu güçlendiren ana faktörler olarak kabul edildi.
Kremlin, Suriye'yi Batı etkisine karşı tampon olarak kullandı. Rusya için, enerji yollarının kontrolünün yanı sıra Suriye'de askeri varlığın da önemli olduğu düşünülüyordu.
IV. İsrail ve Suriye: Güvenlik Paradoksu
İsrail, İran'ın Suriye'deki etkisinden (özellikle Golan Tepeleri'nin stratejik önemiyle ilgili olarak) derin endişe duyuyordu.
İsrail, İran'ın Suriye'deki konumunu zayıflatmak için defalarca hava saldırıları düzenledi. Bu müdahaleler İsrail'in ulusal güvenlik stratejisinin bir parçası olarak yorumlandı.
V. Batı: diplomasi ve çıkarların yeniden tanımlanması
ABD ve Avrupa Birliği, Suriye'deki çatışmaya esas olarak diplomatik ve ekonomik yollarla katıldı.
Batı, Esad rejiminin Suriye'nin geleceğinde kalmasına karşı çıksa da, yıllardır bu gerçekle pratikte yüzleşmiş durumda...
Suriye, şu anda Batı'dan gelecek insani yardıma ve ekonomik desteğe ciddi şekilde ihtiyaç duyuyor.
VI. Diğer ülkeler: Arap ülkeleri ve Çin
Suriye'nin Arap Devletleri Ligi'ne dönüşü bölgesel birlik ve istikrara hizmet edebilir.
Resmi Pekin, Suriye'yi "Tek Kuşak, Tek Yol" girişimi kapsamında önemli bir ekonomik ortak olarak görüyor.
VII. Azerbaycan ile Yeni Suriye arasındaki ilişkiler
Bu ilişkiler hem tarihi hem de güncel jeopolitik ve kültürel bağlar bağlamında ilginç ve önemlidir.
Tarihi ve kültürel bahçeler
Suriye Türkmenlerine Suriye Azerileri veya Suriye Türkleri de diyebiliriz. Dilleri, kültürleri ve gelenekleri Azerbaycan'la yakından ilgilidir.
Suriyeli Türkmenler ağırlıklı olarak Suriye'nin kuzeybatısına, özellikle Halep, Humus ve Laskiye bölgelerine yerleştiler.
Çatışma sırasında hem iç hem de dış baskılara maruz kaldılar ve birçoğu mülteci kamplarına veya Türkiye topraklarına yerleşti.
Yeni Suriye'nin Kafkaslar, Anadolu ve genel olarak Türk dünyası ile stratejik ortaklık bağlarının kurulmasında ve güçlendirilmesinde Türkmenler önemli bir faktördür.
Çağdaş bağlar ve diplomatik potansiyel
Azerbaycan, Türkmenlerin de aralarında bulunduğu Suriye halkına insani yardım gönderdi. Bu destek "Kardeşlik" ilkesi temelinde daha da genişletilebilir.
Azerbaycan, hem İslam İşbirliği Teşkilatı çerçevesinde hem de diğer uluslararası platformlar çerçevesinde Suriye ile bağlarını geliştirebilir. Bu çok taraflı işbirliği anlamına gelir.
Azerbaycan Türkmenler için başka ne yapabilir?
Azerbaycan Türkmen gençlerine yüksek öğrenim programları sunabilir. Bu onların ulusal-kültürel miraslarını korumalarına yardımcı olacaktır.
Suriye Türkmenleri Azerbaycan'ın finanse ettiği insani yardım ve altyapı projelerinden faydalanabiliyor.
Azerbaycan ve Suriye Türkmenleri arasında kültür ve sanat alanında bağların güçlendirilmesi, ülkeler arasındaki dayanışmayı güçlendirecektir.
Jeopolitik perspektifler
Azerbaycan, Türk ülkeleri ve topluluklarıyla mevcut bağlarının yanı sıra Suriye Türkmenleriyle bağlarını güçlendirebilir. Bu hem Türk Devletleri Teşkilatı içerisinde yeni bir halka hem de insani etki aracı olacaktır.
Azerbaycan, uluslararası dünyada nüfuzunun artmasıyla birlikte Suriye krizinin nihai çözümü ve Türkmen haklarının korunması yönünde arabulucu rolü oynayabilir. Bu Azerbaycan'ın bölgesel ve uluslararası konumunu güçlendirebilir.
Vll. Yeni Suriye ile ilişkilerin geliştirilmesi
Suriye hiçbir yabancı gücün etki alanına tamamen dahil edilmemeli, çeşitli devletlerle dengeli ilişkiler kurmalıdır. En samimi, en uygun ve en güzel yol, Suriye'nin en uzun (911 km(!)) sınır komşusu olan Türkiye (Türkiye örneğindeki Türk dünyası) ile bağları ve iş birliğini güçlendirmektir.
Suriye, komşu ülkelerle kültürel ve ekonomik diyaloğu kurmalı (yeniden kurmalı) veya güçlendirmelidir.
Çatışmaların önlenmesi ve bölgesel istikrarın sağlanması için ilgili tüm taraflarla diyalog kurulmalıdır.
Uluslararası toplum, Suriye'deki sosyo-ekonomik yapıların restorasyonunda aktif rol oynamalı, insani yardım ve yeniden inşa projelerine samimiyetle katılmalıdır.
Böylece:
1. "Yeni Suriye" kavramı yalnızca ulusal çıkarlarla sınırlandırılamaz. Başta Türkiye olmak üzere bölgesel ve küresel aktörlerin işbirliği, Türk dünyasının Türkiye şeklinde desteği (koruması) olmadan, Suriye'nin yeniden (yapıcı olarak) şekillenmesi pek mümkün görünmüyor. Suriye'nin geleceği hem iç reformlara hem de uluslararası işbirliği mekanizmalarına bağlıdır.
2. Azerbaycan-Suriye ilişkileri ve Suriye Türkmenleriyle bağlar hem tarihi hem de güncel bağlamda stratejik öneme sahiptir. Azerbaycan, Türkmenlerin dil ve kültürlerini korumalarına yardımcı olmanın yanı sıra, Suriye ile işbirliği alanlarını genişleterek bölgede dayanışma ve istikrar için önemli adımlar atabilir.
ÜLKEMİZ YOKSULLUK GÖRMEMELİ!
Ekber GOSALI
Bu yazımızda Suriye meselesiyle ilgilenen devletlerin farklı stratejilerini kısaca göstermeye çalışacağız ve "Yeni Suriye" için ilişkilerin nasıl kurulması gerektiği tartışmasına dahil olacağız.
2011 yılında başlayan ve modern çağın en karmaşık bölgesel krizlerinden biri olarak tarihe geçen Suriye çatışması, hem iç hem de uluslararası çıkarların çatıştığı bir "alan" haline geldi. İdeolojik, etnik ve dini farklılıklardan kaynaklanan çatışma, küresel güçlerin müdahalesiyle daha da karmaşık hale geldi.
I. İran ve Suriye: ideolojik ve stratejik ittifak
İran ile Suriye arasındaki bağlar yıllar geçtikçe siyasi ve ideolojik temellere (ve "temellere") dayalı olarak devam etti ve gelişti. İran, Suriye'deki varlığının sürdürülmesi, sürdürülmesi ve geliştirilmesi için ciddi maliyetler ödedi. Bugün geriye dönüp baktığımızda "bu katkıların derin bir anlamı var mıydı?" Şöyle sorulabilir...
Suriye, Lübnan'daki Hizbullah grubunu desteklemek için önemli bir koridor olarak görüldüğünden İran için stratejik bir ortak olarak hareket etti.
Resmi Tahran, Suriye'yi "Şii hilali" stratejisinin bir parçası olarak görüyordu. İran, bu koridor aracılığıyla en azından Irak ve Lübnan üzerindeki nüfuzunu artırmayı, aynı zamanda Suriye'de ilgili ülkelere karşı elini güçlendirmeyi hedefliyordu.
II. Türkiye: hedefler, güvenlik ve PKK meselesi
Kardeş Türkiye, Suriye'de yaşananları haklı olarak ulusal güvenliğine doğrudan tehdit olarak algıladı. PKK yanlısı grupların güçlendirilmesi ve sınırdaki terör riski, resmi Ankara'nın öncelikli konularıydı.
Türkiye, Suriye'nin kuzeyinde "güvenli bölge" oluşturarak sınırlarını korumaya ve aşırı mülteci akışını engellemeye çalışıyordu.
Türkiye, Suriye'de Rusya ile geçici işbirliği kurarken aynı zamanda Batı ile ilişkilerinde de temkinli olmaya çalışıyordu ki bu davranış biçimi bir süre daha devam edebilir.
III. Rusya: Büyük güç Suriye'den dönüyor
Rusya için Suriye sadece bir çatışma alanı değil aynı zamanda Orta Doğu'da güç gösterme aracıydı. Tartus deniz üssü ve Lazkiye hava üssü, Moskova'nın jeopolitik nüfuzunu güçlendiren ana faktörler olarak kabul edildi.
Kremlin, Suriye'yi Batı etkisine karşı tampon olarak kullandı. Rusya için, enerji yollarının kontrolünün yanı sıra Suriye'de askeri varlığın da önemli olduğu düşünülüyordu.
IV. İsrail ve Suriye: Güvenlik Paradoksu
İsrail, İran'ın Suriye'deki etkisinden (özellikle Golan Tepeleri'nin stratejik önemiyle ilgili olarak) derin endişe duyuyordu.
İsrail, İran'ın Suriye'deki konumunu zayıflatmak için defalarca hava saldırıları düzenledi. Bu müdahaleler İsrail'in ulusal güvenlik stratejisinin bir parçası olarak yorumlandı.
V. Batı: diplomasi ve çıkarların yeniden tanımlanması
ABD ve Avrupa Birliği, Suriye'deki çatışmaya esas olarak diplomatik ve ekonomik yollarla katıldı.
Batı, Esad rejiminin Suriye'nin geleceğinde kalmasına karşı çıksa da, yıllardır bu gerçekle pratikte yüzleşmiş durumda...
Suriye, şu anda Batı'dan gelecek insani yardıma ve ekonomik desteğe ciddi şekilde ihtiyaç duyuyor.
VI. Diğer ülkeler: Arap ülkeleri ve Çin
Suriye'nin Arap Devletleri Ligi'ne dönüşü bölgesel birlik ve istikrara hizmet edebilir.
Resmi Pekin, Suriye'yi "Tek Kuşak, Tek Yol" girişimi kapsamında önemli bir ekonomik ortak olarak görüyor.
VII. Azerbaycan ile Yeni Suriye arasındaki ilişkiler
Bu ilişkiler hem tarihi hem de güncel jeopolitik ve kültürel bağlar bağlamında ilginç ve önemlidir.
Tarihi ve kültürel bahçeler
Suriye Türkmenlerine Suriye Azerileri veya Suriye Türkleri de diyebiliriz. Dilleri, kültürleri ve gelenekleri Azerbaycan'la yakından ilgilidir.
Suriyeli Türkmenler ağırlıklı olarak Suriye'nin kuzeybatısına, özellikle Halep, Humus ve Laskiye bölgelerine yerleştiler.
Çatışma sırasında hem iç hem de dış baskılara maruz kaldılar ve birçoğu mülteci kamplarına veya Türkiye topraklarına yerleşti.
Yeni Suriye'nin Kafkaslar, Anadolu ve genel olarak Türk dünyası ile stratejik ortaklık bağlarının kurulmasında ve güçlendirilmesinde Türkmenler önemli bir faktördür.
Çağdaş bağlar ve diplomatik potansiyel
Azerbaycan, Türkmenlerin de aralarında bulunduğu Suriye halkına insani yardım gönderdi. Bu destek "Kardeşlik" ilkesi temelinde daha da genişletilebilir.
Azerbaycan, hem İslam İşbirliği Teşkilatı çerçevesinde hem de diğer uluslararası platformlar çerçevesinde Suriye ile bağlarını geliştirebilir. Bu çok taraflı işbirliği anlamına gelir.
Azerbaycan Türkmenler için başka ne yapabilir?
Azerbaycan Türkmen gençlerine yüksek öğrenim programları sunabilir. Bu onların ulusal-kültürel miraslarını korumalarına yardımcı olacaktır.
Suriye Türkmenleri Azerbaycan'ın finanse ettiği insani yardım ve altyapı projelerinden faydalanabiliyor.
Azerbaycan ve Suriye Türkmenleri arasında kültür ve sanat alanında bağların güçlendirilmesi, ülkeler arasındaki dayanışmayı güçlendirecektir.
Jeopolitik perspektifler
Azerbaycan, Türk ülkeleri ve topluluklarıyla mevcut bağlarının yanı sıra Suriye Türkmenleriyle bağlarını güçlendirebilir. Bu hem Türk Devletleri Teşkilatı içerisinde yeni bir halka hem de insani etki aracı olacaktır.
Azerbaycan, uluslararası dünyada nüfuzunun artmasıyla birlikte Suriye krizinin nihai çözümü ve Türkmen haklarının korunması yönünde arabulucu rolü oynayabilir. Bu Azerbaycan'ın bölgesel ve uluslararası konumunu güçlendirebilir.
Vll. Yeni Suriye ile ilişkilerin geliştirilmesi
Suriye hiçbir yabancı gücün etki alanına tamamen dahil edilmemeli, çeşitli devletlerle dengeli ilişkiler kurmalıdır. En samimi, en uygun ve en güzel yol, Suriye'nin en uzun (911 km(!)) sınır komşusu olan Türkiye (Türkiye örneğindeki Türk dünyası) ile bağları ve iş birliğini güçlendirmektir.
Suriye, komşu ülkelerle kültürel ve ekonomik diyaloğu kurmalı (yeniden kurmalı) veya güçlendirmelidir.
Çatışmaların önlenmesi ve bölgesel istikrarın sağlanması için ilgili tüm taraflarla diyalog kurulmalıdır.
Uluslararası toplum, Suriye'deki sosyo-ekonomik yapıların restorasyonunda aktif rol oynamalı, insani yardım ve yeniden inşa projelerine samimiyetle katılmalıdır.
Böylece:
1. "Yeni Suriye" kavramı yalnızca ulusal çıkarlarla sınırlandırılamaz. Başta Türkiye olmak üzere bölgesel ve küresel aktörlerin işbirliği, Türk dünyasının Türkiye şeklinde desteği (koruması) olmadan, Suriye'nin yeniden (yapıcı olarak) şekillenmesi pek mümkün görünmüyor. Suriye'nin geleceği hem iç reformlara hem de uluslararası işbirliği mekanizmalarına bağlıdır.
2. Azerbaycan-Suriye ilişkileri ve Suriye Türkmenleriyle bağlar hem tarihi hem de güncel bağlamda stratejik öneme sahiptir. Azerbaycan, Türkmenlerin dil ve kültürlerini korumalarına yardımcı olmanın yanı sıra, Suriye ile işbirliği alanlarını genişleterek bölgede dayanışma ve istikrar için önemli adımlar atabilir.
ÜLKEMİZ YOKSULLUK GÖRMEMELİ!
Ekber GOSALI
FACEBOOK YORUMLAR