Yazıcıoğlu kazasında yeni detaylar

Muhsin Yazıcıoğlu'nun kazasıyla ilgili yeni teknik detaylar ortaya çıkarken, Yazıcıoğlu'nun ölmeden önce Balkanlar'a olan ilgisi akıllara yeni soru işaretleri getiriyor

Yazıcıoğlu kazasında yeni detaylar
24 Eylül 2011 - 20:46

Okan Haksever / Dünya Bülteni / Ankara

Devletin zirvesi, Yazıcıoğlu’nun ölümüyle ilgili sır perdesini kaldırmak için seferber olurken, helikopter kazasının arkasında “Balkan satrancı” yattığı öne sürüldü.

Hem Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, hem de Başbakan Tayyip Erdoğan, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazasına  ilgili “tahdir-i ilahi”, “pilotun çılgınlığı” gözüyle bakıyordu. BBP yönetiminin kazanın ardından geriye kalan cevapsız soruların aydınlanması için yaptığı girişimler önce kulak ardı edildi. Ancak, zaman içinde “devletin içinden gelen” istihbaratlar, hem Gül’ü hem de Erdoğan’ı harekete geçirdi. BBP yönetiminin “helikopterin üzerindeki GPS cihazları söküldü” açıklamaları, geçtiğimiz Temmuz ayında Cumhurbaşkanı Gül’e postayla gönderilen bir CD’deki görüntülerle belirgin hale geldi. Bir subay tarafından gönderildiği tahmin edilen görüntülerde, Gül’ün de geçen hafta Almanya’da kendisini takip eden gazetecilere ifade ettiği gibi, “birileri buzlarda cesetlerle meşgul olurken, iki kişi de özel tornavidalarla” helikopter enkazından GPS cihazlarını söküyordu.

Görevli subayın, “Biz rutin görevimizi yapıp; uçuş bilgilerini kaydeden cihazları söküp onları emniyete

 
ALTI BÜYÜK ŞÜPHE
1- Radar kayıtlarında görülen F-16’nın hava akımının helikopteri düşürdüğü iddiaları ve bölgedeki askeri radarların kazadan kısa süre önce aniden ve birlikte arızalanması.
2- Arama-kurtarma faaliyetlerinin başındaki Albay Sezai Akgün’ün Meclis Araştırma Komisyonu’na sinyal alınan noktayı aramak isterken Genelkurmay’dan gelen telefonla yanlış noktaya yönlendiklerini söylemesi.
3- Enkaza ait parçaların gizlice sökülüp, boş bir arazide kimliği belirlenemeyen kişiler tarafından yakılması. Kaza kırım ekibinde savcı olmaması.
4- Cumhurbaşkanı’nın dikkat çektiği gibi, 3 askerin ‘helikopterin beyni’ni sökmesi.
5- Ölen 6 kişinin kanlarında yüksek miktarda karbonmonoksit gazının tespit edilmesi.
6- Yanan yakıt kokusunu aldıklarını söyleyen köylülerin açtığı telefonların yanıtsız kalması. Kaza yerine doğru giden aynı köylülerin geri çevrilmesi.

aldığımızı; sonra soruşturmayı yürüten birimlere teslim edeceğimizi sanıyorduk. Ancak, cihazların kaybolduğunu öğrenince, bu videoyu size göndermeyi görev kabul ettim” notunu düştüğü mektup, Gül’ü harekete geçirdi. Gül, zaman geçirmeden CD’yi, helikopter kazasını soruşturan Malatya Özel Yetkili Savcılığı’na gönderdi. Savcılığın, görüntülerdeki biri binbaşı diğeri yüzbaşı rütbesinde olduğu söylenen 2 subayın ifadesine başvurduğu belirtiliyor.

Ankara kulislerine yansıyan bilgilere göre devletin tepesindeki isimler, Yazıcıoğlu’nu taşıyan helikopterin, o bölgede eğitim uçuşu yapan F-16lardan etkilenerek düştüğü kanaatine vardı.

F-16’LAR DÜŞÜRDÜ

Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın kazanın ardından olayı soruşturan Devlet Denetleme Kurulu’na 1 yıl süreyle radar kayıtlarını göndermemesi ve Genelkurmay Başkanlığı’nın konuyla ilgili Hava Kuvvetleri’nin açıklamasıyla çelişen açıklaması, F-16'ların bilerek veya bilmeyerek helikopterin düşmesine yol açtığı inancını pekiştirdi. Devletin tepesindeki isimlerin, “Bir F-16’nın 28 km yol alması bir kaç saniye sürer. Radarların karardığı sırada F-16'ların enkazın üzerinde ya da yakınlarında olma ihtmali olabilir. Ama radarlar tekrar görüntü almaya başladığında F-16’lar enkazın bulunduğu yere 28 km uzaklıkta. Üstelik helikopterin pilotu Kaya İstektepe çok tecrübeli bir pilot ve o gün söylenenin aksine hava helikopter uçuşuna müsait. Muhtemelen pilot, Keş dağını aşmak için yükselirken, üzerinden geçen bir F-16 savaş uçağının oluşturduğu hava akımı, helikopterin dağa doğru itti” görüşünde olduğu kaydediliyor.

GÜL : HATAYI KAPATMAK İÇİN

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün hafta başında Almanya’da yaptığı ve ses getiren açıklamasının sonunda GPS cihazlarının sökülüp saklanmasıyla ilgili kullandığı, “Bir yanlışı, hatayı kapatmak için de olabilir” sözleri, F-16’ların helikopterin düşüşüne neden olduğu yönündeki inanca yapılan vurgu olarak değerlendiriliyor.

DDK BELGELEMİŞTİ; ŞİMDİ GÖRÜNTÜLENDİ

Cumhurbaşkanlığı DDK, helikopter enkazında ARGUS 5000CE ile SKYMAP IIIC cihazlarının kaybolduğunu tespit etmişti. DDK raporunda, 29 Mart ve 30 Mart'ta enkazda görüntülenmesine rağmen 31 Mart'ta bu cihazların enkazda bulunmadığı açıklanmıştı. Raporda şöyle deniliyordu: "Son uçuşlara ait bir takım (irtifa ve güzergah gibi) uçuş bilgilerinin elde edilebileceği ve bu bilgilerin kazanın nasıl olduğuna dair değerlendirmelere katkısı olabilecek ve kaza mahallinde bulunamayan cihazlardan; SKYMAP IIIC cihazının tersyüz olarak fotoğraflandığı 29 Mart'tan sonra, ARGUS 5000CE cihazının ise en son fotoğraflandığı 30 Mart'tan sonra çalındığı anlaşılmıştır."

YAZICIOĞLU’NU BALKANLARA OLAN İLGİSİ Mİ ÖLDÜRTTÜ ?

Öte yandan Ankara kulislerinde, son günlerde Yazıcıoğlu’nun içerdeki bir grupla işbirliği yapan Avrupalı büyük bir ülkenin istihbarat örgütünün hazırladığı planla suikaste kurban gittiği konuşuluyor.

Yazıcıoğlu’nun son yıllarda Balkanlar’da “yeni bir Türk Devleti” kurulması yönünde çalışmalar yaptığı; ve bu girişimlerinin Balkanlar’daki çıkarlarının zarar görmesinden çekinen Avrupalı büyük ülkeleri ürküttüğü vurgulanıyor. Yazıcıoğlu, kazadan 5 ay önce, Balkanlar’daki Türk varlığını korumak için Başbakan Tayyip Erdoğan’a bu konuyla ilgili kapsamlı bir rapor sunduğu biliniyor.

Yazıcıoğlu’nun, bölgedeki Sırp Yunan ve Bulgar hattının arasına Saraybosna-Kosova-Tiran ve Makedonya’yı da içine ana Türk koridoru açma ve Balkanlarda nüfüsu 10 milyonun üzerinde Türk devleti kurulması yönünde çalışma içinde olduğu biliniyor.

TEK BAŞINA BOSNA’YA YARDIM GÖTÜRMÜŞTÜ

Yazıcıoğlu, Sırpların Bosnalılar’ı katlettiği günlerde tek başına Srebrenitsa bölgesine yardım götürmüştü. Yazıcıoğlu, “O bölgeye inenem. Sırplar helikopteri vurur” diyen pilota, “Sırpların vurma ihtimali yüzde kaç” diye sormuş “pilotun yüzde 50-60” yanıtı vermesi üzerine belindeki sihalı çekip pilota gösterdikten sonra, “Eğer oraya gitmezsen benim seni vurma ihtimalim yüzde 100” diyerek, roket mesafesinin dışında gerçekleşen yüksek tehlikeli uçuşun ardından sert ve hızlı bir inişle Srebrenitsa’ya silah ve gıda götürmüştü.

İŞTE O GÖRÜŞME

Yazıcıoğlu, 2 Ekim 2008 günü AK Parti Genel Merkezi’nde ziyaret ettiği Erdoğan’la Balkanlarla ilgili görüştüğünü açıklamıştı. Yazıcıoğlu’nun o gün yaptığı açıklama şöyle :

Kosova'ya kısa bir süre önce ziyaret gerçekleştirdim. Burada edindiğim izlenimleri Başbakan Erdoğan'a aktardım. Kosova'da Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bazı bakanlarla temaslarım oldu. Bu ülke ile ilgili bazı bilgiler aktararak, taleplerde bulundum.

Kısa süre önce de Türkmenistan'a gittim. Başbakan Erdoğan da yarın bu ülkenin de aralarında bulunduğu geziye çıkacak. Türkmenistan ile ilgili  Türkiye olarak bazı atılması gereken adımlar var. Bunları da Başbakan’la görüştük.

''Kosova konusunda ne istediniz?'' sorusuna Yazıcıoğlu, şu yanıtı verdi:

''Ben, Balkanlar'da Türkiye 3 önemli merkez seçerek, bu üç önemli merkeze ilgisini yoğunlaştırması gerektiğini düşünüyorum. Bunlar Kosova, Saraybosna, Mostar ve Üsküp. Daha önce Üsküp'te bir üniversite açıldı. Saraybosna'ya da üniversite açılıyor. Kosova'da Mamuşa Belediyesi var. Tamamen Türk nüfusa sahip bir belediye. Burada, Süleyman Demirel Üniversitesi'nin 3 bin kişilik üniversite kampüsü açma çalışması sürüyor. ODTÜ'nün bir çalışması var. Bunların desteklenmesi lazım ve Türkiye, Kosova'ya yönelik özellikle sağlık alanında yatırımlar yapabilir.

Kosova'da Türk birliğimizin ve emniyet mensuplarımızın çok faydalı sivil çalışmaları var. Sosyal etkinlikler ile Türkiye'nin Balkanlar'daki etkinliklerini artırıyorlar. Türkiye'ye yönelik çok ciddi bir beklenti var orada. Bu beklenti, tarihte, kültür birliğimizin olması ve birlikte asırlarca yaşamış olduğumuz ve yönetimimiz altında bulunan bu coğrafyada tabii Türklerin üstlenebileceği önemli misyonlar var.''

Balkanlarda halkın da bu beklenti içinde olduğunu gördüğünü belirten Yazıcıoğlu, siyasi parti olarak yapacaklarının yanı sıra devletin de üstlenmesi gereken ''milli görevler'' bulunduğunu dile getirdi.

AKP iktidarına karşı, sert eleştirilen getiren Yazıcıoğlu, milli menfaatlerin öne çıktığı konularda Erdoğan’ı ziyaret edip, önemli konularda uyarılarda bulunmaktan çekinmiyordu. Yazıcığlu, 2004’te de 10 Ekim 2007’de Başbakanlık’a gelerek dış politikada Türk soydaşların yaşadığı bölgelerde atılması gereken adımlara ilişkin Erdoğan’a dosyalar sunmuştu.

DAĞLICA BASKININI GÜL’E O HABER VERMİŞTİ

Yazıcıoğlu, Dağlıca’da yüzlerce PKKlının ağır silahlarla askeri birliğimizi çembere aldığını Ankara’da ilk haber alan kişiydi. Gece 02.30’da Cumhurbaşkanı Gül’ü telefonla arayan Yazıcıoğlu, “Şu anda askerlerimiz, yüzlerce PKKlı tarafından sıkıştırıldı. Askerlere yardım da gitmiyor. Müdahale edin. Her geçen dakika şehit verebiliriz” diye uyarmıştı. Gül’ün, “Yanlış bilgi gelmiş olmasın. Böyle bir şey olsa haberim olur” yanıtı verdiği ancak Gül’ün Genelkurmay’la görüşebildikten sonra sabaha karşı Yazıcıoğlu’nu arayarak, “Haklıymışsın; özür dilerim” dediği biliniyor. Dağlıca baskınının “sadece PKK’nın gerçekleştirdiği bir eylem olmadığını” söyleyen Yazıcıoğlu, Dağlıca baskınını “ikinci çuval olayı” olarak nitelendirmişti.



 


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum