Zafer KARATAY

Zafer KARATAY

[email protected]

RUSYA İŞGALİ ALTINDAKİ KIRIM’DA ZULÜM SÜRÜYOR

11 Şubat 2019 - 18:30 - Güncelleme: 17 Mayıs 2020 - 18:57

RUSYA İŞGALİ ALTINDAKİ KIRIM’DA ZULÜM SÜRÜYOR

Rusya’nın Kırım’ı işgali 5 yılını dolduruyor.  Bu beş yılda işgalci Rusya Kırım Türklerine karşı kimi zaman sinsi kimi zaman açıkça zulümlerini sürdürüyor. Elbette Rusya Türk ve İslam Dünyasının sessizliğinden cesaret alıyor. Çin de bunu gördü ve Doğu Türkistan’da planlı programlı korkunç bir zulüm başlattı. Durum ortada. Bırakın karşı çıkmayı, Türk ve İslam Dünyasında Putin severlik, Rusya ve Çin taraftarlığı bile ciddi boyuta ulaştı. Zalime sevgi ve sempati inanılır gibi değil.

Kırım’da Rusya’nın uydurma suçlamalarla hapse attığı kişilerden biri de Edem Bekirov. Hasta annesini ziyarete gelirken işgal sonrası oluşturulan Kırım sınırında  13 Aralık  2018 günü göz altına alındı. Tıbbi yardıma ihtiyacı var. Hapishanede onu Rusya’nın hapse attığı diğer Kırım Tatarları bakıyor.7 Şubat 2019 günü Kırım’da duruşması vardı. Kırım Dayanışması grubu son mahkemede olanları paylaştı;

EDEM BEKİROV DAVASI

Bugün, 7 Şubat 2019 , Kiyev Bölge Mahkemesi’nde Edem Bekirov’un tutukluluk süresini uzatılması ile ilgili  duruşma gerçekleşti.

Duruşma adliyenin ikinci katında yapıldı ve Edem Bekirov iki FSB görevlisi eşliğinde, zorluk çekerek, yardım verilmeden merdivenden çıktı. ‘ Edem Bekirov ayağı protezli, bir yıl önce bypass olmuştu)

Hakimliği Gurina soyisimli hakim yaptı, savunmayı avukat İslâm Velilâyev gerçekleştirdi.

Hakim, duruşma başlamadan önce kısa bir süre ara verdi, böylece, sabah saat yedide gözaltı merkezinden alındığından beri ayrılma izni olmayan davalı tuvalete gidebildi.

Avukat, müvekkilinin ev hapsine geçirildiği halde kalacağı akrabasının konut mülkiyeti ile ilgili belgelerin dava dosyasına dahil edilmesi için dilekçede bulundu.
Ayrıca Velilâyev, mü,vekkilinin sağlık durumunu gösteren tıbbi belgelerin eklenmesi için de dilekçe verdi.
«Dava dosyasında, hastalıklarının gözaltı merkezinde bulunmasını engellemediğini söyleyen tıbbi raporun olduğunu biliyorum, ancak ben, sanığın diyabet hastası olmasıyla birlikte yanı sıra diğer hastalıkları var olduğunu gösteren belgeleri seçtim. 1999'da, sanık omurilik felci geçirdi, sonrasında ise bacağı köreldi. İlk başta nörolojisi vardı ve sağlık kurulunda temel olarak sadece diabet alındı, bacağı ise diyabetten beş yıl önce kesildi, ancak bu durum komisyon tarafından dikkate alınmadı» - dedi Velilâyev.
Tüm belgeler dava dosyasına eklendi.
Sorgu yargıcı suçlamayı anlattı ve aynı zamanda önleyici tedbirlerin bütün uzantılarını da listeledi. Tutuklamanın «en az altı tanığın» soruşturulması ve sorgulanması için uzatılmasını talepledi.

«Özel bir soruşturma uslü Bekirov için geçerli değildir, gözaltında bulunması için de tıbbi kontrendikasyonları yok. Bekirov soruşturma organlarından gizlenebilir, suç işlemeyi devam edebilir, tanıklara baskı yapabilir ve delilleri yok edebilir. Tutuklanmasının 12 Nisan 2019 tarihine kadar uzatılmasını istiyorum» – müracaatta bulundu sorugu yargıcı.
Devlet savcısı, Bekirov'un Rus vatandaşlığı ile birlikte Ukrayna vatandaşlığı olduğunu ve «komşu devletin topraklarına kaçabileceğini» belirterek sorgu yargıcının dilekçesini destekledi. Ayrıca savcı, tek tanığın «açıkta» olduğunu ve «Bekirov'un kendisini tanıdığını ve ona karşı baskı uygulayabileceğini» belirtti.

Velilâyev: «Müvekkilim daha önceden suçlu bulunmadığı için daha yumuşak bir önleyici tedbir altında bulunubilir. O, soruşturmanın kanıtı sadece gizli bir tanığın ifadesine dayandığı bir suçla suçlanıyor. Soruşturmanın başka bir kanıtı yok.
Kırım vatandaşlarının çoğunda çifte vatandaşlığı var, müvekkilim de hayati ihtiyaçları nedeniyle Geniçesk bölgesinde yaşıyordu ve genel olarak daimi ikametgahı Kırım'dadır. Mahkeme solununda müvekkilimin erkek kardeşi bulunuyor ve o, Edem'i kendi evinde ikamet edeceğini kabul eden bir dilekçeyi yazdı. Kızı, annesi de salonda bulunuyor. Bekirov Kırım'daki bütün sosyal bağlantılara sahip. Halen insüline bağımlı olmasına rağmen, daha önce sadece hap aldı. İki ay sonra, insüline bağımlı hale geldi, günde iki kez enjeksiyon yapıldı. Gözaltında bulunmasını engelleyen hastalıkları var: anatomik bozukluklar, sürekli tıbbi destek gerektiren amputasyonlar, diyabet.»
Avukat, Bekirov'un durumuyla ilgili tıbbi raporun yarım gün içinde yapıldığını ve durumunu, dosyaya eklenmiş tıbbi belgelerden daha net bir şekilde gösteremediğini belirtti.

«Bekirov’un yüzü, insülin uyguladıktan sonra şişti, yani injeksiyon alerjik bir reaksiyona yol açtı.
Müvekkilim iki ay boyunca, yaşam için temel şartların olmadığı, sürekli video gözetimi altında olan özel bir blokta bulunuyor. Allerji sadece Bekirov’da değil, hücre arkadaşında da oluştu, onlar sürekli öksürüyorlar ve bu öksürük sadece hücreden çıktıkları zaman duruyor. Bütün bunlar hücrede küf olduğu anlamına gelir. Müvekkilimi gözaltı merkezinin tıbbi ünitesine bile geçirmediler. Hastanın ölümüne yol açabilecek septik bir durum ve enfarktüsün tekrar geçirilmesi riski vardır. Yani, gözaltı merkezinde olmak Bekirov'un hayatı için risk oluşturuyor» - dedi avukat.

Ayrıca Velilâyev, Bekirov'un Kırım topraklarından ayrılabileceğine dair bir kanıt bulunmadığını da belirtti. «Müvekkilim bu gizli tanığı bilmiyor. Sadece FSB çalışanlarının icat ettiği bir efsane var ve Bekirov bu tanığı bilmiyor. Bu nedenle, kendisine baskı uygulaması imkansızdır» - diye sorgu yargıcıya itiraz etti avukat.

«Müvekkilim tek bacaklı sakat, nereye kaçabilir? Müvekkilim ile iki ay boyunca, en baştan hariç, hiçbir soruşturma eylemleri gerçekleştirilmedi. Önümüzdeki iki ay içinde, en azından ekspertizler ile tanışacağını düşünüyorum. Kendisini geçindirebilir, mahkeme salonunda bulunan akrabaları da onu geçindirebilir. Onu iki ay daha hapiste tutmak için hiçbir sebep yok. Ben, müvekkilimin önleyici tedbirinin ev hapsine değiştirilmesini istiyordum» - dedi avukat.

Edem Bekirov’a söz verildiği zaman o otururken konuştu: « Üçüncü duruşmayı dinliyorum. 21. yüzyıldayız ve eğer biri daha önce, 58 yaşındayken bu tür eylemlerle suçlanacağımı söyleseydi, buna inanmayacaktım. Dün düşüncelerimi yazdım. Avukat çok şey söyledi, tekrarlanmak istemiyorum.
Bugün ben, birinci derece sakatı engelli grubuna giren kişi, böyle bir suçlama ile bu gibi durumda bulunuyorum - hücrenin sürekli gözetimi altında, tuvalete gittiğinizde bile, tutuluyorum. Bütün bunlar senin kimse olduğunu göstermek için yapılıyor, bu gibi eylemler, bu koşullar insan onurunu küçük düşürüyor, beni sadece kırmak istiyorlar. Ben avukat değilim, pek çok yasal bilmiyorum. Ama benim suçum kanıtlanmadı, bir suç işlemediğimi ve hiç bir kötülük yapmadığımı söyleyeceğim. 15 kg'lık bir çantayı taşımak ve bir kişiye aktarmak için sağlığım yok. Kaldırabileceğim en ağır yük yarım litrelik bir şişedir (bir şişe su gösterdi). Bundan daha fazla bir yük kaldırırsam protezim sıkıştırabilirim. Savcı ve sorgu yargıcı, suç işlemeyi devam edebileceğimi söylüyor, ama hangi suçu? Görüyorsun ya, zar zor hareket ediyorum, ben hiçbir şey yapmadım. Kimi tehdit edebilirim? Kimi tehdit edeceğimi bilmiyorum. Patlayıcıyı, kurşunları, tanığı gözümle görmedim. Sınır geçişinden en az bir kurşunu geçirmeye denesinler. Ben geçirdiysem, bütün gümrük ve sınır muhafızlarını dağıtmak gerekir. Tanığı tanımıyorsam ve onun hakkında hiç duymadıysam bile, onu nasıl etkileyebilirim? Kiminle konuşup kiminle konuşmayacağımı düşünmek zorunda mıyım? Bu kişiyi tanımıyorum. Hangi kanıtları yok edebilirim? Patlayıcı, kurşunlar ve mühimmat Franko sokağındaki bir ağaçta asılı duruyor mu?
Kanıtlar dediğiniz FSB binasındalar, içeri girip onları nasıl yok edebilirim? Ben sınırda Kırım'dan değil Kırım'a giderken tutuklandım. 16 Aralık'ta bir ameliyat yapmam gerekiyordu ve ben 12 Aralık’ta bunun için Kırım’a gidiyordum. Amosov Enstitüsünden neden ek bir operasyon için davet edildiğimi bilmiyorum. Kırım çekistlerinin benim için böyle bir sürpriz hazırladığını bilmiyordum.
Buraya pak, saf niyetlerle geldim. Sınırı 6 Mayıs'ta geçmiştim, çünkü 7 Mayıs annemin doğum günüdür. Soruşturma ne zaman sınırı geçtiğimi bile bilmiyor. Gelmiştim ve ertesi gün öğle vakti, tahlil vermek için geri dönmüştüm. Bilgiyi, kanıtları tavandan alıp nasıl suçlayabiliyorsunuz? Benim bu kadar hasta bir insan olmamı beklemiyorlardı.
Kafamda hastalıklarımdan daha az saç var. Ben bir sakatım, 19 yıldır patlayıcı, kurşunlar ile değil, sağlık durumumla savaşıyorum. İşte ailem, bu 19 yıl nasıl hayatta kalmaya çalıştığımı iyi biliyor. Bana yaşam boyu sakatlık grubu verildi. Hayatta kalmak için savaşıyorum, sadece nefes alarak, torunumu, ailemi görerek yaşıyorum. Ve bugün beni aşağılayıcı koşullaru bir hücreye koydular. Beni yürüyüşe çıkartmıyorlar, banyoya götürmüyorlar, lavaboyu kullanarak yıkanıyorum, daha doğrusu tuvalete oturup üzerime su döküyorum ve hücre arkadaşım benden sonra temizlik yapıyor ve yerleri siliyor. Bunun nedeni hiçbir koşulun olmamasıdır - merdivenlerden aşağı inemiyor ben. Bana yüklenen suçu işlemediysem onu nasıl kabul edebilirim ki. 58 yaşındayım, Allah’ım bana daha ne kadar ömür verdiğini bilmiyorum. Gençlerle savaşmak zordur, engelli ile ise savaşmak kolaydır - peki, ölür, gömeriz ve tamamdır. Hayatımda hiçbir zaman idari bir ihlalim bile olmadı ve şimdi onlar beni böyle muhteşem suçlamalarla suçluyorlar. Ben Kırımlıyım, her köyde akrabalarım ve arkadaşlarım var ve herkes bu adaletsizlikten şok oluyor. Adliyenin yanında duran insanlar akraba ve arkadaşlarımın tümü değildir. Ben nereye gideceğim, nereye kaçacağım? Ne bir ne de ikinci pasaportum yok. Nereye kaçmalıyım, niye? Savcı ve sorgu yargıcı açıklayın bana, ben nereye kaçabilirim ve nasıl?
Onlar beni değil, gümrük ve sınır muhafızları suçluyorlar, çünkü onları nasıl geçebilirdim ki. Ve niye? Burada benim kızım, torunumun, annem var. Niye onları riske atıyım? Bana yaşamam için evini veren kardeşimi ve ailesini tehlikeye atacağım yani. Yani şimdi herkesi terörizmle suçlamak mümkün oluyor, öyle mi? Ben sadece ailemin, benimle çok fazla acı çeken karımın sayesinde bu hayatta kalıyorum. Eşim şimdi çok kötü durumdadır, psikolojisi bozuldu.
Burda neden bulunduğumu biliyorum. Çünkü ben Kırım Tatarıyım. Bizi daha 1944’te sürgün etmişlerdi...».

Bu sözlerden sonra hakim Bekirov’un konuşmasını durdurdu.

Duruşmanın sonucunda Edem Bekirov’un tutuklanması 12 Nisan 2019 tarihine kadar uzatıldı.”

Kırım’da insanların çektiği ızdırap ancak Rusya işgali bitince ve Kırım’a özgürlük geldiğinde biter.

Edem Bekirov’a Özgürlük. Kırım’a Özgürlük..

Keza Doğu Türkistan’a Özgürlük… Abdürehim Heyit’e Özgürlük…Abdürehim Heyit’in öldüğü haberleri ve sonra yayınlanan videosu ile ilgili gelişmeleri ayrıca bir yazı konusu olacak.

Zafer KARATAY