Tamer BÜKÜLEN

Tamer BÜKÜLEN

[email protected]

BİR VİRÜSÜN PEŞİNDE DİJİTAL SEMPTOMLAR

30 Mart 2020 - 16:46 - Güncelleme: 31 Mart 2020 - 22:34

BİR VİRÜSÜN PEŞİNDE DİJİTAL SEMPTOMLAR

Dijital diktatörlük mü geliyor...

Herkes yapay zekâdan korkuyor sarmaşık gibi sarıyor hayatımızı, bilim kurgu filmlerindeki robotlar rüyalarımıza girer oldu,

İnsanlık dijital gücün şer odaklarının eline geçmemesi için dua da,

Robotlardan değil onları programlayan efendilerinden kork, iyi huylu efendiler çoğunluk olur dileriz.

Arzumuz korku, nefret, acıma duygusundan yoksunluğun yerini, merhamet sevgi ve empati duygularının almasıdır elbette,

Arzu yeter mi gayret bunun neresinde olmalı.

Tehlike robotların yapay zekâları değil efendilerinin zalimlikleridir,

İnsanlık duygularını kaybetmemiş yöneticiler olumlu duygularla beslenir ve bunu ideal edinirlerse dijital dünyadan korkmanın bir anlamı yoktur.

Yeni hedef robotlarla savaşmak yerine onları yöneten bireylerin dijital planlarını ele geçirmek,

İyi ise iyi ya kötüyse,

İnsanların beyinlere misafir ettiği sonra ev sahibi gibi davranan bu dijital dünya, mutluluğun hangi safhasını yakalayabilir bilen var mı?

Şimdi otonom arabaları düşünün acaba hayatımız üreticinin elinde midir?

Kullanıcıları teknolojik arabalarla hava atarken hangi tehlikenin kucağında olabilirler hiç düşündün mü?

Merkez her an kontağı kapatabilir!

Gözetleme algoritmalarına ne kadar hâkim olabilirsin,

Büyük veri algoritmalarına alkış tutacağına bu gücü ellerinde bulunanların neler yapabileceğini düşünme zahmetinde bulun lütfen.

Biyometrik bir algı aparatının seni ne hallere düşürebileceğini bilesin,

İnsan özgürlüğüne ayaklar altına alabilecek bu sistemin bireylerin oluşturduğu ulusu hangi noktalara getirebileceğini düşünmek bile insanı psikopat yapabilir.

Radyo frekanslarını, siber âlemi kim yönetiyor kim kontrol ediyor,

Dijital diktatör gizemli mağarasından çıkmak üzere mi dersin, sanki bunun ön gösterimlerini görür gibiyiz,

Dikkat diktatör tüm bilgileri kendinde toplamak ister,

O zaman dikkat şimdi neler oluyor:

Facebook

İnstagram

Twitter vd.

Peki, bunlar ne olabilir sence.

Dijital diktatörün başarısı verilerin kendinde toplanması ve bunlar üzerindeki çalışmaları ile mümkünse eğer,

Sağlık bilgilerinizin bir veri tabanı ile tek merkezden toplanması, DNA’lar üzerinde yapılan taramalar şer odaklı bir efendinin eline geçerse oluşturdukları yapay zekâ askerleri neler yapabilir acaba.

Dünya mutlak bir kontrol mekanizması kurma çabası içinde olan bir güce yardım eder gibi davranmıyor mu sizce!

Zamanında insanlığa kök söktüren diktatör tabiatlı yöneticiler ya dijital diktatörlüklerini de kurmuş olsalardı ne olurdu acaba,

Ya bundan sonra böyle bir ortam gelişirse ne olur hiç düşündün mü?

Bir yapay zekâ menüsü önümüze sunulacak mı acaba,

Veriler neyse sen osun,

Dijital diktatör programı nasıl oluşturmuşsa yolun o olacak ya da yoksun,

kâbus gibi değil mi?

Tek umut kaynağımız yapay zekâların bilinçsiz olmaları,

Efendileri denilen proje mimarları olumlu yöne getirilebilsin iş güzel olacak gibi,

Zekâ soruları çözebilir bir ve sıfır pek çok şeyi halledebilir,

Ama bilinç neşeyi, acıyı, öfkelenmeyi ve aşkı yönetir ruhlarımız da,

İşte en azından şimdilik rahat mı olmalıyız diye düşünülebilir,

Çok şükür ki yapay zekânın duygusuz olduğunu bilmenin rahatlığını yaşıyoruz,

Duygusuz bir zekâ mekanizması,

Dijital diktatör bunları bildiği halde dilerim yapay zekâya güzellikleri simgeleyen ve güzellikleri uygulamayı amaç edinen ara bilinci kazandırma uğraşında vakit kaybetmez ve bu uğraşı göz ardı etmez.

Dijital diktatör adayları yüce duygularla bezenmiş, seçkin insanlarla işbirliği yapıp, güzide insanımızı bilinçlendirirse daha güzel ve dünyamız için daha kazanımcı bir uğraş içinde olmaz mı?

Bir an gözlerinizi kapayın,

Kurgu filmlerinde savaşçı robotlar yerine ellerinde çiçekleri sevgililere aşkı hatırlatırcasına veren, köşe başlarında fakirlere ve belki o an için ihtiyacı olan isteyenlere yemek dağıtan robotlar, hoş olmaz mı?

Bir de dijital diktatörlük için harcanan paraları düşünün, onları dünya insanlığı için gereken ve ihtiyaç duyulan güzel şeylere harcamak ne güzel olurdu.

Ah! İnsanların şu nefisleri yok mu, der gibisiniz,

Bu gayret insanın zevk duygularını nerelere düşürüyor acaba, bilgisayar başında hastalıklı bir alışkanlıkla kalkmadan yediğin yemekten ne zevk alırsın bilmem ki.

Dijital diktatör insana güvenmiyor,

İnsana yatırım yapmıyor,

Tek tanıdığı insan, programcıları,

Böylece insan önce işlevsizliğe sonra köleliğe mahkûm edilmek üzere.

Teknolojinin kaçınılmaz gerekliliği yadsınmayacak bir realite, ama onun insanlığı mutsuz kılacak ve hatta onun ahlâki değerlerini hatta mutluluk kaynaklarını yok sayacak davranışlarına karşı gelmemek de hataların en büyüğü olacaktır unutma.

Ey insanlık titre ve kendine dön.

Emre Hanzade

[email protected]