HÜZÜNLÜ BİR CUMA DEMİ HÜRMETİNE
Sevgiye bunca davet, aşka bunca delil ve hakikati bulmak için bunca sebep halk edilmişken kâmil insanın kâmil elinden sana sunulmak istenen aşk sırlarına sırt çevirmek niye…
Gül bahçesinden derlediğim kırmızı güllerin yapraklarına nakşedilmiş şu ayet,
“Ve lâ tekûnû kelleziyne teferrekuû vahtelefû min ba’di mâ câe hümülbeyyinât ve ulâike lehüm azâbün aziym”
Âl-i İmran (105)
“Ey müminler, kendilerine açık deliller geldikten sonra da parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte öyleleri için büyük azap vardır.” diyorda biz bize ne diyoruz.
Hakikatin ne olduğunu tespit edebilmek gayesi ile sorulan sorulara doğru cevap bulabilmek ve doğruya ulaşabilmek için Hak nedir, O senden ne ister, O’nun yolunda olmak ne demektir denildiğinde başını öne eğip kendi kendine küsmüş gibi ruhunu rencide ediyorsan eğer, sen yakîn olamamış, belki O’na ulaşılan hakikat yolunda vasıta olan bir emri ilâhinin temsili olan Nuh’un Gemisi’nde ancak bir miço olabilmişsin demektir.
Eyvallah o da güzeldir elbet, yolunda olmak dışarıda olmaktan alâdır.
O zaman haddini bilmek bize farz olur.
Zira kaptan köşkü arifler bahçesi olup, gül kokulu aşk erlerinin nazargâhıdır vesselâm.
Emre Hanzade