Seyhan Çağlar EMEN

Seyhan Çağlar EMEN

[email protected]

KERKÜKLÜ ŞEHİD NECDET KOÇAK

30 Ocak 2018 - 17:05 - Güncelleme: 25 Mart 2022 - 18:34

KERKÜKLÜ ŞEHİD NECDET KOÇAK

       Kerküklü bir Türkmen olan Necdet KOÇAK, 1938 yılında dünyaya gelmiştir, ilk, orta ve lise öğrenimini Kerkük’te tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinden 1962 yılında Ziraat Yüksek Mühendisi mezun olmuştur. Ankara’da Tarım Bakanlığına bağlı Zirai Donatım Kurumunda çalışmış, 1969 yılında doktora çalışmasını tamamladıktan sonra 1970 yılında Irak’a dönerek Bağdat Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak görevine devam etmiştir,  1976 tarihinde Doçent olmuştur.

       Türklük şuuru yüksek olan Necdet KOÇAK, lise öğrencisi iken Kerkük’te kurulan Türkmen Gençlik Kuruluşlarında görevler almış, 14 Temmuz 1959 Türkmen katliamında Baas üyesi Saddam Hüseyin tarafından şehit edilen Türkmen lider Ata Hayrullah’ın yanında yetişmiş ve bu kahraman liderden feyiz almıştır. Türkiye’de öğrenim gören diğer Türkmen gençler gibi Necdet KOÇAK da eli kanlı Baas militanlarının yakın takibinde idi ve Türkiye’de öğrenim görürken de Irak Türklerinin mücadelesine destek veren çevrelerin arasına katılarak mücadelesine Ankara’da da devam etmiştir. Ağırbaşlılığı, cesareti, çalışkanlığı ve liderlik vasfı ile kendisini çevresine kabul ettirmiştir. Okulunu bitirdikten sonra Türkiye’de kalması için teklifleri kabul etmemiş, Kerkük Türkmenlerinin mücadelesini devam ettirmek için ölümü göze alarak Irak’a dönmüştür.

       Bağdat Üniversitesinde görevli iken Kerkük ve civarındaki köylülere milliyet ve mezhep ayırımı yapmadan modern tarım konusunda aydınlatıcı bilgiler veriyor ve uygulamalar yapıyor ancak Baas yönetimi tarafından hain gözü ile görülüp baskılara maruz bırakılıyordu. 22 Mart 1979 günü Türkçülük propagandası ve Türkiye adına casusluk yaptıkları gerekçesi ile Türkmenlerin ile gelenleri olan Irak ordusu emekli Albaylarından Abdullah Abdurrahman ve tüccar Adil Şerif ile birlikte Necdet Koçak dahil olmak üzere beş Türkmen tutuklanmıştır. Zindanlarda insanlık dışı muamelelere maruz kalmışlar ve ağır işkencelerden geçirilmişlerdir. 15 Ocak 1980 gecesi Necdet Koçak’ın eşi ve çocukları evinden alınarak hapishaneye götürülmüştür. Aileler gördükleri manzara karşısında donup kalmışlardır, tutuklular bir insanın zor sığacağı demir kafeslere tıkılmışlar, Türkmen tutuklular aylardır gördükleri işkencelerle tüm vücutları yara bere içindeydiler, bitkin durumdaydılar.  Necdet Koçak, eşine ve çocuklarına son sözlerini söylüyor:

       “ Bir ağaç budandıkça yeşerir. Davayı bırakmayın. Haklıyız, insanca kimliğimizi muhafaza ederek yaşamak en tabii hakkımızdır. Bu topraklar bize atalarımızdan yadigardır. Dilinize topraklarına sahip çıkın.  Bugün her zamankinden daha çok huzurluyum. Allah’ın huzuruna gönül huzuru ile gidiyorum. Bozkurtlu Türkmen bayrağını size devrediyorum. Bu bayrağı şerefle taşıyacağınızdan eminim. Doğruluktan haktan ayrılmayın. Allah yolundan asla şaşmayın. Allah doğruların yanındadır. Sizleri Allah’a emanet ediyorum.”    Bu konuşmadan sonra o gece üç Türkmen lider idam edilerek şehitlik mertebesine ulaşmışlardır.  Cenazeleri ertesi günü Türk şehri Kerkük’te bulunan Musalla Mezarlığına defnedilmişlerdir.

       Şu İlahi adalete bakınız ki 14 Temmuz 1959 günü Kerkük’te yüzlerce silahsı z masum Türkmen’i katleden, 15 Ocak 1980 günü üç Türkmen’i idam ettiren eli kanlı diktatör Saddam Hüseyin 26 yıl sonra aynı akibete uğramış, hapishanede idam sehpasında can vermiştir. Atalarımız: “ Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.” demişler.   

Seyhan Çağlar EMEN