ATATÜRK VE ADİLE HALA ( ADİLE ONBAŞI)
Kurtuluş Savaşında kahramanlıkları görülen kadın mücahitlerimizden olan Adile Hala 1870 yılında Tarsus’ta doğmuştur. Çukurova’nın Fransız işgalinden kurtulması için 1919 yılında eline silah alarak Kuva-i Milliye saflarına katılmış, her muharebede en ön safta erkeklerle beraber savaşmıştır. Lakabı Onbaşı Kara Fatma’dır ancak yine Kurtuluş Savaşında görev alan Erzurumlu Onbaşı Kara Fatma ile karıştırılmaktadır, dört yıl müddetle üzerinde milis kıyafeti , elinde mavzer, başında siyah kalpak, belinde fişeklik ve ayağında deri çizme ile O’nu her silahlı çatışmada ve baskınlarda görebiliyoruz. Mersin Kuva-i Milliye Reisi rahmetli Lütfü OĞUZCAN (Şair Ümit Yaşar OĞUZCAN’ın babası) bey her toplantıda ve her törende O’ndan rahmet ve minnetle bahsederdi.
20 Ekim 1921 tarihinde yapılan Ankara antlaşmasından sonra Fransızlar Çukurova’yı terk edince bu bölgedeki Milli Kuvvetler, Batı Cephesindeki düzenli ordu içinde yer alırken, Adile Hala da 8-10 arkadaşıyla ile birlikte bu birliklerde görev almışlardır. Adile Hala Büyük Taarruza da katılmış, Türk kadınları cephane taşınmasında gösterdikleri fedakarlıklar ile vatan sevgisinin ve hürriyetin bir millet için ne kadar önemli olduğunu tüm dünyaya ispatlamışlardır. Atatürk, 1925 yılında Tarsus’u ziyaret ettiğinde, beraberindekilerle istasyondan şehre bugünkü park caddesinden yaya olarak yürüyorlar, vatandaşlar Atatürk’ü yakından görebilmek için yolları dolduruyor ve sevinç gösterileri yapıyorlar, o sırada beklenmedik bir olay yaşanıyor, üzerinde milis kuvvetlerine ait çete kıyafeti olan bir kadın, Atatürk’ün yolunu kesip ayaklarına kapanarak göz yaşları içerisinde; “ Bastığın toprağa kurban olayım paşam” diye haykırıyor. Atatürk, kadını yerden kaldırmak için eğiliyor, bu esnada Atatürk’ün kulağına bu kadının Onbaşı Kara Fatma lakaplı Onbaşı Adile Hala olduğu fısıldanıyor. Gözleri yaşaran Atatürk, Adile Halayı ellerinden tutarak ayağa kaldırıyor ve onun yaşlı gözlerinin içine bakarak:
- Kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın. Dünyada hiçbir milletin kadını “Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluş ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim diyemez.” sözleriyle Anadolu kadınının kahramanlığını tüm dünyaya duyurmuştur.
Adile Onbaşının hatıraları bizlere ulaşmamıştır sadece üniformalı ve silahlı bir resmi vardır, yaptığı hizmetler genç nesiller tarafından bilinmemektedir, Türk kadınının erdemleri akla gelince, Atatürk’ün Onbaşı Kara Fatma’ya söylediği o önemli sözler ve olayın anlatımıyla hatırlanmıştır. Adile Hala, öldüğü güne kadar milis üniformasını üzerinden çıkarmamış, Kurtuluş Bayramı törenlerinde omzunda top mermisi ile en önde yürümüştür, her zaman söylediği bir söz vardır “ Bu günler için çok mücadele ettik çok. Bu ülkeyi, bu memleketi koruyun.” 1948 yılında son defa katıldığı kurtuluş bayramı töreninde, 78 yaşında iki büklüm olmasına rağmen sırtına yüklediği top mermisi modeli ile yine en önde yürümüştür. 1948 yılında vefat etmiştir, mezarı Tarsus şehir mezarlığında, Kuva-i Milliye kısmında bulunmaktadır, sahipsiz mezarı belediye tarafından tekrar yaptırılmıştır. Ailesi hakkında hiçbir bilgimiz bulunmamaktadır. Nur içinde yatsın, mekanı cennet olsun.
Kadınlar gününü kutlayan Kadın Derneklerimiz, Adile Halanın şahsında Kurtuluş Savaşının kadın kahramanları Şerife ve Necibe ile Gülsüm Bacıları, Peçeli Emine’yi , Zeynep, Kamacı Fatma, Sultan Ana, Hatice Hatun, Makbule Efe ve diğerlerini unutmamalıdırlar.
Kalın Sağlıcakla.