Seyhan Çağlar EMEN

Seyhan Çağlar EMEN

[email protected]

ARİF NİHAT ASYA İLE İLGİLİ HATIRALARIM

22 Aralık 2017 - 16:37 - Güncelleme: 22 Aralık 2017 - 19:40

~~                                      ARİF NİHAT ASYA İLE İLGİLİ HATIRALARIM
       Arif Nihat Hocamı ilk defa 5 Ocak 1962 günü Fransız işgalinden kurtuluş törenlerine katılmak için geldiği Tarsus’ta Şar Sinemasının merdivenlerinde tanıdım. O gün akşam sinema salonunda kahramanlık gecesi düzenlenmişti ve ben o tarihte 14 yaşımda idim. Merdivende elinde çanta ile bir Beyefendi gelince, Pilot Rıza(GÜÇ) Amca elini öperek: “ Hocam beni tanıdın mı?” diye sorunca Şair ve emekli Edebiyat öğretmeni Arif Nihat ASYA olduğunu sonradan öğrendiğim Beyefendi: “ Hayır tanımadım” deyince Rıza Amca “ Hocam şimdi tanırsın” diyerek bir şiir okumaya başlayınca Arif Nihat Hocam Rıza Amcanın ağzını kapatarak “ Şimdi seni tanıdım Rıza,” deyip birbirlerine sarıldılar. Yıllar sonra öğrendim ki Arif Nihat Hocam Adana Erkek Lisesinde öğretmenlik yaparken hayali bir kıza aşk şiiri yazmış, çantasına koymuş ama Rıza Amca her nasılsa bu şiiri ele geçirmiş ve hocasına koz olarak kullanmış. Çok ısrar etmeme rağmen bu şiirin tamamını öğrenemedim. Sahnede şiir okurken mikrofon eğilince: “ ne olacak mikrofon da dalkavuk olmuş, herkese eğiliyor.” deyince kahkahalar patlamıştı. O yıllara ait siyah beyaz fotoğraflarını halen saklamaktayım.
       Arif Nihat hocam her yıl 5 Ocak kurtuluş Bayramı törenlerine katılmak üzere Adana ve Tarsus’a gelir, gündüz törenlere akşam ise Kurtuluş Bayramı gecesi programına katılırdı. Ortaokulda öğrenci iken şiirlerini ezberlerdik, Lisede öğrenci iken her yıl birkaç defa Ankara’ya toplantılara gidince mutlaka hocamızı ziyaret ederdik.  Ankara’da yüksek Öğretmen Okulunda öğrenci iken hocamızı Bülten Sokaktaki evinde devamlı olarak ziyaret ederdik, ayrıca Türk Ocağı Genel Merkezinde sohbetlerine katılırdık. Bir gün sohbet esnasında” Hocam, ilim olarak siz mi büyüksünüz yoksa Tarsus Lisesinden meşhur Edebiyat öğretmenimiz Dil Alimi Şevket KUTKAN Bey mi büyüktür?” diye sorunca tevazu sahibi Arif Nihat Hocamız: “ Şevket Bey bir ummandır ben O’nun yanında bir katre su bile değilim.”  demişti. Bana ismimi yazarak imzaladığı kitapları bir Derneği bağışlamıştım, hata yaptığımı yıllar sonra anladım,  iki adet akik taşı hediye etmişti, onları da maalesef Kars’tan taşınırken kaybetmiştim.
       Arif Nihat Hocam, elini öpenin yanağını öperdi, bir gün okuldan çıkıp iki erkek ve iki kız öğrenci olarak hocamızı ziyaret için evine gitmeye karar verdik. Yolda kızlara hocamızın elini öpmemelerini tembih etmiştim. Evine girince biz iki erkek öğrenci elini öptük, O da bizim yanağımızı öptü, elini Filiz’e uzatınca Filiz önce tereddüt etti ve sonra elini öpünce Hocam: “ elimi öpenin yanağını öperim, korkma kızım ben senin dedenim, bana nikah düşmez.” deyince Filiz: “ Hocam, ben sizin Adana Erkek Lisesinden öğrenciniz Aytekin GÜRSOY’un kızıyım.” dedi. Arif Nihat Hocam: “ Ya ben sana demedim mi ben senin dedenim, bak hakikaten de dedenmişim.” dedi, sonra Nursel de elini öptü. Hocam, çakmak biriktirirdi, en çok fitilli Osmanlı çakmağını severdi, Tarsus’a her gidişimde Attar Ahmet Bayır Amcadan fitil ve kav alarak Hocama hediye götürürdüm.
       Cesurdu ama hepsi de rahmetli olan karısı Servet hanımdan, H. Nihal ATSIZ’dan ve Alparslan TÜRKEŞ’ten çok korkardı, bazen bu kişiler hakkında eleştiriler yapar ama pişman olur sakın bu sözleri söylemeyin diye tembih ederdi.  Hocam çok şakacı idi, bazen şakayı gerçekmiş gibi söylerdi. 1974 yılında kuğu Parkta Hüseyin CAMUZCUOĞLU ile gezerken Hocamızı görüp elini öptük, “ Torunum Hakan’ı  gezdirmek bahanesiyle parka zamparalık için geliyorum.” dedi arkasından ekledi “ Sakın yengenize söylemeyin.” diye sıkıca tembih etmişti.  Eski öğrencilerine yaptığı işini sorardı, rahmetli Orhan ERİŞEN ağabeye mesleğini sorunca “Hocam Lokantacılık yapıyorum.” demişti oysa Orhan Ağabey baba mesleği meyhaneciliğe devam ediyordu.  Nur içinde yat Hocam.
 

Seyhan Çağlar EMEN