TÜRKİYE DEPREMİNİN BİLANÇOSU
06 Şubat 2023 günü, Kahramanmaraş merkezli, onbir ili kapsayan deprem felaketi Türkiye ve dünya kamuoyunun gündeminde...
Günlük dünya basınında, Türkiye Depremi ile ilgili öne çıkan haber bültenlerinde, 21 günde üç büyük deprem ve ardından yaklaşık 10 bin artçılarla yıkılan binalar, çöken evler, hasarlı binalar, can kayıpları, kurtarılan insanlar, yaralılar, kayıp insanlar, enkaz kaldırma çalışmaları, tahliye edilen ve her türlü imkanlarla güvenlik ve korunma altına alınan depremzedeler hakkında bilgiler yer almaktadır.
Küresel yazılı, sözlü ve görüntülü basın, yoğun ve detaylı olarak Türkiye depremine odaklanmıştır
*
Türkiye depreminde: Devletin güvenlik güçleri, kamu kuruluşları, belediyeler, kasabalar, köyler, THY, TÜRK KIZILAY, 112 SAĞLIK, AFAD, AHBAP ve AKUT gibi resmi ve özel yardım, arama ve kurtarma ekipleri, kamusal ve özel hastaneler, çadır ve sahra hastaneleri, sağlık ekipleri, gönüllüler, otelciler, itfaiye ekipleri, madenciler, ormancılar, köy korucuları, Merkez Bankası, bankalar, tekstil fabrikaları, çok sayıda sivil toplum kuruluşları, sanatçılar, üniversiteler, şirketler, sporcular, memurlar, işçiler, “Oda” kuruluşları, finans kurumları ile toplumun her kesiminden yurttaşlar ile adı açıklanmayan kimseler; ayni yardım ve nakdi bağışlarla fedakarca, olağanüstü yoğun bir yaklaşımla, milli birlik, dayanışma ve beraberlik içinde, deprem seferberliğine ve kampanyalarına tek yürek halinde katılmaktadırlar.
Öte yandan; milli deprem seferberliği, yaklaşık 112 ülkenin katılımıyla küresel deprem seferberliğine dönüşmüştür.
Depreme, yurt dışından, Türk Birliği’ne dahil devletler, komşu ülkeler, Birleşmiş Milletler Teşkilatı, NATO, Avrupa Birliği, Dünya Bankası, çeşitli uluslararası mali ve sosyal kuruluşlar, çok sayıda yardımsever, sanatçı ve adı açıklanmayan kimseler tarafından; arama kurtarma ekipleri, doktor, sağlık personeli, itfaiye ekibi, çadır hastanesi, sahra hastanesi, gıda, ilaç, makina, teçhizat, malzeme ile nakdi ve çeşitli ayni deprem yardımı gönderilmektedir.
Deprem süresince, dünya insanları, ayni mahallenin çocukları gibi, tarihe örnek olacak şekilde, artarak devam eden, olağanüstü paylaşım, dayanışma, katkı ve fedakarlıklarda bulunmaktadırlar.
*
06 Şubat 2023 günü yaşanılan 7,7 ve 7,6’ lık depremler, yer kabuğundaki sismik dalgaların iki yönlü hareketlenmesi ve kırılması sonucu meydana geldiği deprem uzmanlarınca açıklanmaktadır.
Türkiye’de, geçmişte gerçekleşen: 1509 İstanbul Depremi (7,2), 1939 Erzincan Depremi (7,9), 1976 Çaldıran Depremi (7,5), 1999 Gölcük (Kocaeli) Depremi (7,4), 1999 Düzce Depremi (7,2), 2003 Bingöl Depremi (6,4), 2011 Van Depremi (7,2), 2020 Elazığ Depremi (6,8) ve 2020 İzmir Bayraklı Depremi (6,6) hafızalardan silinmemiştir.
Dünyada gerçekleşen önemli depremler olarak : 1952 Rusya Depremi (9,0), 1964 Alaska Depremi(9,2), 1976 Çin Depremi (7,6), 2004 Endonezya Depremi (9,1), 2008 Çin Depremi (7,9), 2010 Haiti Depremi (7,0), 2010 Şili Depremi (8,8), 2011 Japonya Depremi (9,1) ve 2020 Küba Depremi (7,7) gösterilebilir.
*
Bilindiği üzere, deprem felaketlerinin bilançosu telafisi mümkün olmayacak yön ve boyutlarıyla dramatik ve trajiktir.
Depremlerde öncelik, can kayıplarını önlemektir.
Depremlerin acı sonuçlarını en aza indirmek amacıyla toplum olarak ne gibi kalıcı ve sürdürülebilir ön tedbirler almak ve bu tedbirleri günlük hayata geçirmek gerekmektedir?
*
Depremlerin önlenmesinde ve depreme karşı can ve mal güvenliğinin sağlanmasında ön koşul olarak:
Üniversiteler ve bilim insanları ile birlikte inşaat sektöründe yeterli bilgi ve deneyim sahibi coğrafya, harita, arazi kadastro, tapu, jeoloji, jeofizik, sismoloji ve inşaat uzmanları, kamu ve özel kesim arama ve kurtarma kuruluşlarının önerileri doğrultusunda:
-Türkiye deprem haritasının gerekirse yeniden düzenlenmesi;
-Bölgeler üzerinde; iklim koşulları, coğrafi konum, yer seçimi, alt yapı, zemin etüdü, şehir planı, imar planı, mimarı plan, mühendislik projesi, yapı ruhsatı, şartname, yapı sözleşmesi, yüklenici firma, kaliteli demir beton ve malzeme seçimi, kaliteli işçilik, kontrol, denetim, onay ve kabul aşaması gibi sektörel bileşenler üzerinde bilimsel inceleme ve araştırmalar yapılması;
-Alınacak somut sonuçlara uygun olarak inşaat firmalarının her aşamada kamu görevlileri ile jeofizik, jeojoji ve sismoloji odaları uzmanları tarafından yakından ve sürekli olarak kontrol edilmesi;
-Yeni inşa edilecek yerleşim alanları ile yeni kentsel dönüşüm projelerinin, doğaya uyumlu olarak, fay hatlarının uzağındaki güvenli bölgelerde gerçekleştirilmesi;
-Yeni yerleşim alanlarının seçilmesi ve kentsel dönüşüm projelerine imar onayları ile yapı ruhsatlarının yetkili kuruluş ve belediyelerce gerekli ve kesin kurallara uygun olarak verilmesi;
-Hastane, hava limanı, resmi daire, fabrika, cami, üniversite, okul gibi önemli yapılara ait inşaat yapım projelerinde, sismik izalotör veya esnek çelik sistemleri kullanımın değerlendirilmesi;
-Bina inşaatlarında, usul dışı dikey yapılaşmalara izin verilmemesi; kolon ve kiriş sağlamlığı üzerinde durulması; bitişik veya yan yana değil, en çok dört katlı, dayanıklı ve bahçeli olmasının yanı sıra ağaçlandırma şartı getirilmesi;
-Özellikle riskli eski binaların incelenerek uygun şekilde güçlendirilmesi ya da yıkılması/yenilenmesi, bina zeminlerine gerekiyorsa kazıklı temel yapılması ya da zeminin yönetmeliğe uygun olarak güçlendirilmesi;
-Tarım arazileri üzerinde yapılaşmalara izin verilmemesi;
-Yasa dışı kaçak yapılaşmaya son verilmesi;
-Kaçak yapılarla ilgili imar barışı gibi uygulamalara yol açılmaması; bu konunun bilimsel ve hukuksal kriterlere göre değerlendirilmesi;
-Şehir ve bölge planlamaları ile yapı standartlarına ilişkin mevzuat ve yapılaşma uygulamalarının, deprem koşullarına göre gözden geçirilerek yeniden düzenlenmesi;
-İnşaat sektöründe her kadamedeki yönetici personelin öncelikle kariyer açısından mesleki alt yapıdan gelmesi, en az 10 yıllık sektörel bilgi ve tecrübe sahibi olması ve uluslararası teknolojik gelişmelerin izlenmesi için bir yabancı lisan bilmesi;
-Deprem uzmanlarınca verilen raporların kesinlikle okunması ve gereğinin titizlikle yerine getirilmesi;
-Yapı denetim yönetmeliklerinin yeniden düzenlenerek yapı denetim firmalarının usulüne uygun bir şekilde denetlenmesi;
-Sektör faaliyetlerinin her aşamasında ilgililerce mesleki etik ve eğitime ilişkin teorik ve uygulama programları hazırlanmasının usul haline getirilmesi;
-İnşaatların yapım süreçlerinde yer alan işçi, kalfa, usta, teknisyen, mimar, mühendis, şantiye şefi, inşaat firması, resmi kuruluş ve yapı denetim firmalarının görev, yetki ve sorumluluklarının zincirlemeli olarak belirlenmesi;
-Öte yandan, toplumun öncelikle olası depremlere karşı bilimsel olarak eğitilmesi ve topluma farkındalık kazandırılmasına yönelik gerekli program ve girişimlerin desteklenmesi;
-Deprem gibi afetlere karşı, bölgeler arası iş birliği ve koordinasyon sağlanarak, bir çatı kurumu oluşturulması, merkezi, bölgesel ve yerel olarak “Acil Eylem Planı” hazırlanması;
-Bu bağlamda gerekli yasal düzenlemelerin yapılması;
Gerekmektedir.
*
İnşaat sektörü ile ilgili olarak her kademedeki görevli personele verilecek sürekli ve etkin mesleki etik ve uygulama eğitiminin toplam maliyeti; depremlerin yol açacağı can kayıpları ve yaralılar ile birlikte derinleşen manevi, fiziksel ve ekonomik sorunların yanı sıra psikolojik, sosyolojik ve finansal toplam maliyetlerle karşılaştırılmayacak kadar küçüktür.
FACEBOOK YORUMLAR