Önder GÜRCAN

Önder GÜRCAN

[email protected]

GÖRGÜ KURALLARI ÜZERİNE BİR SOHBET

05 Mayıs 2018 - 12:32

GÖRGÜ KURALLARI ÜZERİNE BİR SOHBET

 

 

Görgü kuralları,  toplum hayatını düzenleyen yazılı olmayan hukuk kurallarıdır.

Görgü kuralları, sağlıklı insan ve  sağlıklı toplum için gereklidir.
Temiz ahlak, güzel düşünce, gönül zenginliği,  güzel davranış,  güzel söz, karşılıklı anlayış ve nezaket insanlar arasında büyük önem taşır.
Görgü kurallarını öğrenmek, öğretmek ve yeni kuşaklara aktarmak kişisel ve toplumsal  görev ve sorumluluktur.

Görgü kuralları; insani değerleri, milli birlik ve beraberliği, vatanseverliği ve daha sonra da evrensel değerleri kapsar.
Bu bağlamda çocuklara - imkanlar ölçüsünde-  toplum içinde oturup kalkma, yemek yeme, yürüme, selamlaşma, hitabet ve konuşma adabı dersleri verilmelidir.
Örneğin yaşça büyüklere, makam mevki sahiplerine, kadınlara ve yabancılara “siz” diye hitap edilmesi usul haline getirilmelidir.
Büyüklere saygı, küçüklere de sevgi gösterilmelidir.
Cadde ve sokaklarda zorunlu trafik kurallarına uyulmalıdır.
Yollarda ve toplu taşıtlarında yaşlılara, çocuklara  ve kadınlara öncelik verilmelidir.

Kadınlara toplumun her kesiminde  saygı duyulmalıdır: Bilindiği gibi Türk Kültürü’nde kadını yeri saygıdeğer bir konumdadır. Türkler, tarih boyunca soylu bir gelenek olarak hanımlarına  “Hanım” diye hitap ederlerdi ve baş köşelerde yer verirlerdi. Burada “Hanım” kavramı, “Hakan” gibi “Kral” gibi toplumda en üst kimlik olan “Han”  kavramından gelir.

Toplum içinde, çevredeki insanlara rahatsızlık yükleyeceğinden, yüksek sesle konuşulmamalıdır; özellikle, cep telefonu uzun süreli kullanılmamalıdır. Taşıt aracı sürerken cep telefonu kapalı konumda tutulmalıdır.
Şehirlerdeki insanlar, bir zamanlar, tek katlı ve bahçeli, mustakil evlerde yaşarlardı. Şimdi bu evlerin yerini çok katlı binalar ve apartman daireleri aldı. Bu yapıların  toplum huzurunun korunması bakımından ses kirliliğini (gürültü) önleyici yalıtımlı (izolasyonlu) bir sistemle inşa edilmesi beklenir.

Her ne kadar çağımızda insanların hayata bakış açıları, ön yargıları ve değer ölçüleri değişebiliyorsa da gelenekler ve görenekler ile manevi değerler her zaman öne çıkarılmalıdır.
İnsan, doğuştan ahlaki değerlerle donanmış, saf ve temiz  bir öz yapıya sahiptir; ama  doğası gereği  hatasız kul olmuyor. Bu yüzden insanlar, olumsuzlukların başlıca kaynağı olarak kabul edilen aşırı ihmal ve hatada ısrar  gibi olgulara karşı kendilerini özenle eğitmeli ve yetiştirmelidir.
Bir toplumu oluşturan insanların sahip oldukları farklı kültürler o toplumun zenginliğidir. Bu kültürler, milli, ahlaki,  vicdani ve evrensel değerlerle harmanlanmalıdır.
Her türlü meslekte çıraklık, kalfalık ve ustalık dönemleri vardır. Çıraklık dönemi en az 5 yıl, kalfalık dönemi en az 15 yıl, ustalık dönemi ise en az 20 yıldır. Bunu, yüksek öğretimde lisans, lisans üstü (master), PhD (doktora), doçentlik ve profesörlük dönemleri için de söyleyebiliriz. Her meslekte işin derinliğine, felsefesine ve bilgeliğine varabilen insanlar kolay yetişmiyor. Bu nedenle - emekliye ayrılmış olsalar bile - ehliyet ve  liyakat sahibi kimselerin üstün düzeydeki mesleki bilgi, donanım  ve deneyimlerinden orta ve yüksek öğretim kurumlarında; kamusal ve özel kuruluşlarda yararlanılmasına yönelik yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

İnsanlar, boş zamanlarında biraz da spor, müzik, tiyatro, opera, bale,  felsefe, sanat, kültür ve edebiyat alanlarına yakın olmalı ve böylece toplum kültürüne yeteri kadar katkıda bulunmalıdır.

İnsanlar, her gün doğan güneşe bir “Merhaba!”demeli  ve geleceğe “güvenle ve sevgiyle” bakmalıdır.

İnsanlar, her gün bir yabancıya en iyi gün  dileklerini sunmalıdır ve sevdiklerine de yeri geldikçe gönülden bir demet gül uzatmalıdır.

Sonuç olarak görgü kuralları, insanları saygın ve örnek bir birey haline getirir ve ona özel bir değer katar.
Görgü kuralları, insanlar arasında anlayış, saygı, sevgi ve hoşgörü köprüleri kurar; toplum hayatında  birlik, beraberlik, dayanışma ve huzur sağlar.
Görgü kuralları, nadide bir çiçek gibidir, emek ve bakım ister.
Görgü kurallarının toplum içinde yaygınlaştırılması etik değerleri ve toplumsal kültürü yükseltir;  suç oranlarını ise azaltır.

Yazıyı eski Manisalıların bilgece bir sözü ile bitirelim : “İnsanlığın mektebi yoktur!”

Önder Gürcan

[email protected]