Önder GÜRCAN

Önder GÜRCAN

[email protected]

DÜNYA EKONOMİSİ ÜZERİNE

26 Kasım 2021 - 09:31 - Güncelleme: 26 Kasım 2021 - 09:51

DÜNYA EKONOMİSİ ÜZERİNE BİR KAHVE SOHBETİ

Bugünlerde dünya kamuoyunun gündemi küresel ekonomi. Bu konuda uluslararası platformlarda, yazılı basında, televizyon programlarında ve dijital dergilerde yer alan çok sayıda yorum, değerlendirme, bakış açısı, yaklaşım ve eleştiriler ilgi çekmektedir.

Dünyanın sıcak gündemindeki ekonomik sorunların ele alınması; gerekli tedbirlerin uygulamaya konularak bu sorunlara çözüm ve çıkış yolları  bulunması; ülke ekonomilerinin istikrarlı bir yapıya  kavuşturulması; ortalama insani gelişmişlik seviyesinin yükseltilerek insanlığın barış, huzur, refah ve mutluluk içinde yaşamasının sağlanmasının ön koşulu güçlü ve istikrarlı bir ekonomidir.

*

Bilindiği üzere:  Ekonomi, matematiksel bir bilim dalıdır.

Milli gelir, GSMH, GSYİH, katma değer, enflasyon, deflasyon, stagflasyon, devalüasyon ile döviz kurları; günlük hayatın içerisinde en çok yer alan  ekonomik göstergeler arasındadır.

Millî gelir, bir ülkede, bir yılda  kişi başına düşen ortalama geliri gösteren önemli bir ekonomik göstergedir. 

Milli gelir ile ilgili iki temel kavram vardır. Bunlar Gayri Safi Yurt içi Hasıla (GSYİH) ve Gayri Safi Millî Hasıla (GSMH)’ dir. GSMH, bir ülke vatandaşlarının bir yıl içinde ürettikleri toplam mal ve hizmetlerin belli bir para birimi karşılığındaki değerinin toplamını ifade eder.

İki dönem arasındaki GSYİH artış oranı, o ülkenin  “büyüme hızını” (economic growth) gösteren diğer ekonomik bir göstergedir.

Katma değer,  bir ekonomide, bir kuruluşun, GSMH’ya katkısıdır.

Bu göstergeler, muhasebe kayıtlarından, harcamalar yolu, gelirler yolu ve üretim yolu olarak üç yolla bulunmaktadır.

Enflasyon (hayat pahalılığı) : fiyatlar genel seviyesindeki artış oranı ile ölçülür.

Enflasyonun; maliyet enflasyonu ve ithalat yolu ile gelen enflasyon gibi çeşitleri vardır.

Deflasyon, enflasyonun tersidir. Stagflasyon,  ekonomideki durgunluk dönemlerinde meydana gelen enflasyonu tanımlar. Devalüasyon ise, bir devletin resmi para biriminin diğer ülke dövizleri karşısında resmi bir kararla değer kaybettirilmesidir.

*

Ülkelerin genel ekonomik durum tespitleri, kuş bakışı olarak, büyük fotoğrafa göre yapılır. Bu bağlamda: Para politikası, ekonomi politikası, toplam talep, toplam yatırım, toplam üretim, toplam kredi hacmi, toplam tüketim, emisyon, toplam ithalat, toplam ihracat, ödemeler dengesi, genel fiyat endeksi, döviz kurları, vergiler  gibi makroekonomik parametreler (değişkenler) arasında bir korelasyon vardır. Bu korelasyon,  ülkelerdeki ekonomik felsefeyi ve iklimi belirler.

Ekonominin bütün sektörlerinde, özellikle tarım, gıda, konut, sanayi,  sağlık, hizmetler, banka gibi temel sektörlerde üretilen her türlü mal ve hizmetlerin maliyeti, alım fiyatı, iletim maliyeti, dağıtm maliyeti, kar payı ve satış fiyatı bu ekonomik felsefe ve ekonomik iklime göre günlük hayata geçirilir.

*

Bir ekonomide her şey  üretim faktörlerine tabidir. Yani,   toplam mal ve hizmet üretimi sürecine katılan faiz, kâr, ücret, kira, rant vb.

Söz konusu faktörlerde, genel fiyat endeksine göre kabul edilebilir seviyelerde değişim beklenir. Örneğin, dünya ekonomisinde makul kar marjı % 10’dur.

*

Ekonomiyi, ekonominin kanunları belirler: Örneğin, Mal ve hizmet arzı ve mal ve hizmet talep değişimleri. Fiziksel tanımlamasıyla etki ve tepki değişimleri.

Arz ve talep hacmi arasında matematiksel bir korelasyon vardır.

Ekonomide öncelikle toplam mal ve hizmet üretim hacmi ile toplam mal ve hizmet talebi (ihtiyacı)  arasındaki  fonksiyonel bağlantı analiz edilir. Kuramsal olarak : Biri artınca, diğeri azalır; biri azalınca da diğeri artar.

Arz değişimleri neden; talep değişimlerinin yol açtığı durumlar  ise sonuçtur. Bu süreç zincirleme olarak işler. Bazen sonuç, yol açtığı diğer sonuçların nedenidir.

Ekonominin bütün sektörlerindeki makro düzeyde yatırım hacmi ile talebe göre makro  üretim hacmi ve makro tüketim hacmi arasındaki sürdürülebilir ideal dengeyi teşvik paketleriyle  planlamak ve korumak büyük önem taşır.

Böylece ekonomideki para arzı ve para talebi ile kredi yönetimi  de dengelenir; ayrıca  işsizlik oranı düşer, tam istihdam  sağlanır.

*

Ekonomide, para bir maldır. Paranın da faiz ve kur oynamalarını içeren   bir fiyatı vardır. Paraya olan talep artınca  paranın fiyatı artar; paraya olan talep  azalınca paranın fiyatı düşer.

Bir ülkede toplam üretim hacmi ve toplam tüketim  hacmi arasındaki sürekli iki taraflı dengeyi, istikrarlı para arzı çerçevesinde sağlamak gerekir. Bu denge sağlanınca enflasyon, deflasyon ve stagflasyon meydana gelmez.

Öte yandan yüksek faiz oranları, yatırım ve işletme  maliyetleri ile birlikte genel fiyatlar seviyesini olumsuz etkiler.

*

Ekonomilerde bazen  kriz ve darboğaz gibi sıkıntılı dönemleri olabilir. Böyle durumlarda, döviz kuru dalgalanmaları gibi  makroekonomik sorunlar, ülke yönetimleri, ekonomi bilimcileri, merkez bankaları, bankalar, üniversiteler ve sivil toplum örgütleri tarafından ortaklaşa bir uyum içinde çözümlenir.

Toplam talebe göre ekonominin her alanında yatırım ve üretim artırılır, paranın değeri korunur; enflasyon ve stagflasyon ile döviz kuru  artışları önlenir.

2019 yılında başgösteren ve devam eden küresel “Coronavirüs” salgını, ülke ekonomilerini sarsmıştır. Bu yüzden bazı ülkeler dünya bankası, IMF, IFC gibi uluslararası  kuruluşlardan  finansman desteği almaktadır.

“Coronavırus” salgını, biraz da olsa, dünya ekonomisinde “Toplam talep düşüklüğü” nedeniyle ortaya çıkan, yıkıcı etkiler yapan ve 1930’lar boyunca süren “1929 Dünya Ekonomik Buhranı” nı hatırlatıyor.

*

“İnsan ekonomik bir varlıktır, her insan bir  ölçüde ekonomisttir,“ derler.

Ama günümüzdeki mali ve ekonomik sorunları; para ve ekonomi bilimi ve uygulmasında yeterli bilgi ve tecrübe sahibi olan uzmanlaşmış ekonomi bilimcilerinin görüş ve önerilerine de bırakalım.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum