Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

OSMANLI’YI YÖNETEN ŞEHİR

19 Mart 2012 - 22:47

 

OSMANLI’YI YÖNETEN ŞEHİR

NACİ YENGİN

www.tarihistan.org

            Türk tarihi içerisinde Osmanlı’nın meydana getirdiği medeniyet kuşkusuz Orta Asya’dan derlenen yüksek kültürle harmanlanan Anadolu kültürünün senteziyle gerçekleşmişti.
             Medeniyetimizin alt ve üst kültürünü oluşturan kurum ve değerlerin İslamiyet’in en saf haliyle özümsenmesi ve kendi anlayış süzgecinden geçirilmesiyle muhteşemleşen Osmanlı medeniyeti tasavvurunu ortaya koymak gerekmektedir. Bu sorumluluk herkese düşen bir görev olmakla birlikte Manisa gibi bir şehir için zorunluluk sayılmalıdır.

Meydana getirilen yüksek ahlak ve Türk kimliğinin manevi üstünlüğü ile insanlara şemsiye görevi üstlenen Osmanlı devlet anlayışı, aynı zamanda bir iman anlayışı olarak da hayatiyetini sürdürmüştür.

            Günümüzde henüz tam anlamıyla ortaya çıkarılamayan o muhteşem medeniyet, medeniyet tasavvuru ve devlet anlayışının nasıl oluşturulduğunu araştırmak zorundayız. Eğer bu alanda mesaimizi harcamaktan kaçınırsak bize dar gelen bir başka medeniyetin, hayat anlayışının, devlet ve cemiyet modelinin pençesinden şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da kurtulmamız zor görünmektedir!

             Osmanlı medeniyetinin inşa edildiği şehirler her ne kadar ilk planda başkent olarak kabul edilen İznik, Bursa, Bilecek, Edirne ve İstanbul gibi görünse de en az başkentler kadar önemli görülen şehirlerin başında Manisa gibi şehzade şehirler gelmektedir.

            Manisa, Amasya, Kütahya, Trabzon, Bursa gibi şehirler Osmanlı’nın ikinci merkezleri olarak kabul edilmiştir. Bu şehirlerden Manisa bazen ülkenin yönetiminde birinci-başşehir-merkez- şehir görevini üstlenmiş görünmektedir.
            Saruhan Sancağı özellikle II. Murad’ın 1444 Edirne-Segedin Antlaşması sonrası tahtı oğlu Şehzade Mehmet’e bırakmasından 1446’ya kadar hükümdarlık merkezi olarak görülmüş, Osmanlı’yı yöneten şehir olmuştur.
            Öyle ki Manisa’ya elçiler gelmiştir. II. Mehmet’in veziri Çandarlı Halil hükümdar olan Genç Sultan Mehmet’e rağmen Edirne’den Manisa’ya gelerek ülke meselelerini II.Murat’a arz etme ve onun yönetimle ilgili kararlarını, emirlerini alma yoluna gitmiştir.
            Manisa iki yıl gibi kısa süreli olsa da II.Murat Döneminde Osmanlı’yı yöneten siyaset-devlet merkezi olarak kabul edilmiştir.
            II.Murat’ın Manisa’da bulunduğu yıllarda Saruhan Sancağına Saray-ı Amire ve Sinan Bey Medresesi gibi kayıtlara geçen iki muhteşem eser kazandırılmıştır. Ki, Osmanlı Devleti’nde Edirne Sarayı, Saray-ı Amire ve Topkapı Sarayları yönetimi, siyaseti ve Osmanlı medeniyetinin gideceğinin belirlenmesinde üç önemli merkez olarak kabul edilmektedir.

            Manisa’da Saray-ı Amire ve Sultan Köşkü II.Murat’tan sonra II.Mehmet’e ev sahipliği yapacak ve geleceğin muhteşem Osmanlı’sının planları, projeleri burada çizilecektir.

Molla Yegân, Molla Hüsrev, Hızır Bey, Hocazade, Molla İlyas, Siraceddin Halebi, Molla

 Abdulkadir, Hasan Samsuni, Molla Hayreddin,  Molla Sinan ve Molla Gürani, Akşemseddin gibi dönemin en önemli âlimlerinin eğitiminden geçen Şehzade Mehmet bir yandan da Batılı bilgin ve sanatçılarla çalışacaktır.

            Şehzade Mehmet’in tefsir, fıkıh, kelam, tarih, coğrafya, matematik, astronomi, fizik, Arapça, Farsça, Sırpça, Yunanca… Olmak üzere altı dil öğrenecek kadar iyi eğitim aldığı bilinmektedir.

            Şehzade Mehmet’in Manisa’da aldığı eğitim sıradan bir eğitim değildir. Osmanlı’nın geleceğini inşa edecek olan tahtın tek varisine verilen eğitim modelinde milli, dini ve pozitif bilimlerin sentezlenmesi dikkat çekici bir durumdur. Adeta çağlar ötesinden günümüze mesajlar içeren bir eğitimdir bu!

            Kuşkusuz şehzade eğitiminde ülkenin yönetimini elinde bulunduranlara daha fazla özen gösteriliyordu. Şehzadelerin devrinin en gelişmiş, en ileri eğitim, siyaset, sanat ve diplomatik bilgi ve tecrübe kazanmalarına özen gösterilmekteydi. Manisa böyle bir eğitimin verildiği ender şehirlerden birisiydi! Sinan Bey Medresesi bu maçla yapılmıştı.

            Saruhan Sancağına gelen lalalar, sanatkârlar, subaşılar ve saray görevlileri şehzade şehirlerinin canlanmasından önemli rol oynamışlardır.

            Ülkenin yönetiminde etkili olan insanların yetişmelerinde rolü olan şehirler ve bu şehirlerdeki eğitim anlayışı Osmanlı’nın yönetimini, geleceğini belirlediği gibi bizce günümüz Türkiye’sinin geleceğini belirleyeceğinden kimsenin kuşkusu olmasın!

Avrupa ve Amerika’nın Osmanlı son döneminde açmış oldukları Galatasaray, Robert, St Josep gibi yabancı okulların Osmanlı’nın yıkılmasında ne denli rol oynadığı bilinmektedir. Aynı şekilde günümüzde Cumhuriyet Türkiye’sindeki rolleri düşünüldüğünde Milli Eğitimin, şehirlerin eğitimine katkılarının ülkenin geleceğine olan yatırım olacağı daha iyi anlaşılacaktır.

Osmanlı’yı yöneten Manisa eğitim, sanayi ve kültürle omuzlarındaki Şehzade Şehir olma sorumluluğunu hatırlayacağı günleri özlemle beklemektedir…