Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

İSHAK BEY HANI (Yeni Han)

16 Aralık 2022 - 11:04 - Güncelleme: 16 Aralık 2022 - 11:30

İSHAK BEY HANI (Yeni Han)

NACİ YENGİN
www.tarihistan.org


İshak Bey Hanı ve Kuyumcular Çarsısı (Uzun Çarşı). 1940'lı yıllar

Şehirlerin de de insanlar gibi hafızaları vardır.
Şehirlerin hafızası bir yönüyle insanı inşa eden ve barındırdığı sakinlerini kendi boyasıyla boyamaya çalışan; insan şehir, şehir insan arasında biteviye süregelen bir iç mücadelenin günümüze yansımasıdır!
Şehre dair tarihi süreç içinde devam edip gelen her ne varsa ya şehrin boyasını, rengini, kültürünü benimseyen insanların şehirlerini mamur etmesine ya da tam tersi yaşadıkları şehrin dilini, rengini, kültürünü anlamayanların o şehri harap etmesine yol açabilir! Tarih boyunca bahsini ettiğimiz iki farklı kültürel bakış açısı arasında görülen mücadele kendisini her zaman belli etmese de tarih boyunca devam edegelmiştir. Bunun en güzel ispatı aynı dönemlerde yapılmış olmasına rağmen bazı eserlerin günümüze kadar gelebilmesi bazılarının ise ya yok olması ya da isimlerinin değişmesi-değiştirilmesidir!
Şehrin yok oluşu çoğu zaman doğal afetler, savaşlar, yağma ve istilalarla; o şehirde yaşamayan, şehri anlamayan insan, doğal afetler ve dış güçler eliyle olmaz. Aksine şehirde yaşayan ve o şehri benimsediğini hatta sevdiğini iddia eden kişi ve kurumlarca da şehirler yok edilebilir!
Çoğu zaman şehrin uslanmadığını iddia eder ve şehirleri kendimize benzetmeye çalışırız!
Şehir insan arasında yaşanan çatışmadan galip çıkan olmasa da kısacık ömründe insanoğlu medeniyetlerin inşasında önemli kilometre taşı olabilir. Ancak bunun aksi de mümkündür. Medeniyetin yok oluşunu hızlandıracak yanlışlıklara da çoğu zaman farkında olmadan insanlar imza atabilir!
Yaşadığımız şehri yeterince tanımayabiliriz. Yaşadığımız şehrin boyasıyla da boyanmamış, kültürünü içselleştirmemiş de olabiliriz. Ancak günümüze kadar gelen maddi manevi mirasa sahip çıkma noktasında duyarsız, hatta hor bakmaya gelince bu anlayış gelecek nesiller tarafından affedilmeyecektir!
Tıpkı bu günkü konusunu edeceğimiz Yeni Han’ın başına gelenlerde olduğu gibi!
Vakıflar Eski Müdürü Nurullah Ertuğrul Beyle uzun uzadıya konuşma imkânı bulduk. Birbirimize anlatacağımız onlarca konu arasında en dikkat çekici ve şehre kimlik kazandıran, şehirle bütünleşerek Saruhanoğlularından bugüne gelebilmiş inci tanesi eserlerden Yeni Han (İshak Bey Hanı)’a geldiğimizde cümlelerimiz boğazımızda düğümlendi!
Konuşacak başka bir konu gelmedi içimizden. Zira Yeni Han gözümüzün önünde Manisalılardan alınıp şahıslara devredilmek üzereydi!
7 Mart 2014 Cuma İl Genel Meclisinin görüşüp karar bağlayacağı Yeni Han’ın yeniden vakıflar idaresine devri konusu ilgililer ve Nurullah Ertuğrul Bey gibi duyarlı kişiler tarafından şimdilik önlendi! Ancak henüz Yeni Han ile ilgili kesin bir kararın verilmediğini vakıf malı sayılıp sayılmayacağını zaman gösterecek.
Yeni Han Manisalıların bildiği gibi aslında adının Yeni Han olmadığı bir han. İshak Bey Hanı ile ilgili Nurullah Ertuğrul Bey’de bulunan şu kayıttan anlaşılabilir hanla ilgili gerçek bilgileri görmek mümkün:
“ Manisa Şer’iyye Sicil Defterinin 100. sayfasında, Ali Bey hayratına mevkuf eserlerden Manisa’daki Yeni Han diye bildiğimiz hanın asıl adı Atik Han (Eski Han) diye kayıtlıdır. Hatuniye Vakfından olan Kurşunlu Han’ın asıl adı ise, Han-ı Cedid (Yeni Han) dir. Dolayısıyla bu hanı eski ya da yeni sıfatı ile anmak yerine; ecdadımızdan olan Saruhanoğlu İshak Çelebi’nin adıyla, yani ‘’İshak Bey Hanı ‘’ diye anmamız gerekiyor. Çünkü anılan han, 1362-1379 yılları arasında Saruhanoğlu Beyliği hükümdarı olan İshak Çelebi tarafından belirtilen yıllarda yaptırılmıştır.”
İshak Bey Hanı Saruhan Beyliği döneminde yapılmış ancak zaman içeresinde Osmanlı vakıflarına devredilmiştir. Zaman içerisinde Saruhan’ın İlk Sancak Beylerinden Kara Timurtaş Paşa Oğlu Ali Bey’in uhdesinde Osmanlı Vakıflarına devredilmiştir. Ali Bey; Manisa’daki Ali Bey Camisi’nin ilk banisi olup, 1418 tarihli Vakfiyesi ile  İshak Bey Hanı’nın ikinci banisi olmuştur. Han, Ali Bey Vakfından iken 1647 yılında onarım görmüştür. Ancak; daha sonraki yıllarda özel şahıs mülkiyetine geçmiştir.
29 Ekim 1752 tarihli bir satış senedine göre; Şatırzade Hüseyin Ağa bin Mehmet mülkiyetindeki İshak Çelebi Hanı (Yeni Han) Manisa’(Adalı)lı Köşezade Hidayetullah Paşa (Ağa) ile bu ağanın eşi olan Kara Osman zade Hacı Mustafa Ağa’nın kızı Hatice Hatun’a satılmıştır. Hatice Hatun da takip eden yıllar içinde kendi hissesinin büyük kısmını kardeşi Pulad Mehmet Ağa’ya satmıştır. Karaosmanzade Pulad Hacı Mehmed Ağa; Zamanla hanın tamamını mülkiyetine geçirerek, 28 Mart 1791 tarihli Vakfiyesine ek olarak düzenlediği 28 Mart 1793 tarihli Vakfiyesiyle mevkufatı arasına almış üçüncü banisi olmuştur.
Lafı uzatmaya gerek yok. Meselenin özü şudur:
Yeni Han adıyla anılan İshak Bey Hanı(Eski Han) önü alınmazsa yeniden şahıslara Karaosmanoğllarına geçecek ve Manisalıların elinden alınacaktır! Manisalıların uğrak yeri ve şehrin sembollerinden birisi olan bu hana dair sıkıntı bir an önce giderilmeli ve devlete ait olan bu tür tarihi eser vatandaşa hizmet etmeye devam etmelidir.

Yeni Han’ın adının aslına uygun olarak  İshak Bey Hanı ya da Eski Han olarak değiştirilmesinin zamanı gelmiştir. 
Not: Verdiği bilgiler için Vakıflar Eski Müdür Nurullah Ertuğrul Beye teşekkür ederim. Vakıflar Müdürlüğü Kayıtlarından alınmıştır. Mütercim: A.Refik Sanlı  20.11.1941

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum