Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

Gence Çölündeki Laleler

08 Eylül 2010 - 05:51

 

 

Gence Çölündeki Laleler

            2 Eylül 2010 akşamı TRT Avaz kanalında Azerbaycan’ın yetiştirmiş olduğu müstesna sanatçılardan Azerin Hanımın “Azerinle Esintiler” programında seslendirilen türkünün etkisiyle sabahladım.

                Gözümün önünden aktı tarih.

                Dünya ve insanlık aktı; kervan kervan Anadolu’dan Kafkaslara Türkistan’a kadar uzandım. Türkü türkü, şiir şiir dilden dile söylendi bizim türkümüz!

                Ayrılık türkülerini her dinlediğimde olduğu gibi yine içim burkuldu, yine esti deli gönlüm.

Coşan, kabaran yüreğimi sakinleştirebilecek serin ırmaklar aramakla geçti gecem!

“Laleler” şiiri iyi ki türküye dönüştürülüp bu güne kazandırılmış. Kerkük, Balkanlar, Kafkaslar, Yemen, Kırım… Daha nice ayrılık, hasret kokan türkülerimiz ve gönlümüze hükmedemediğimiz bağrı yanık ayrılık kokan coğrafyalarımızı anlatan şiirlerimiz vardır. Tıpkı “Laleler” şiiri gibi. 

Azerbaycan Türkünün İngiliz, Ermeni ve Rus baskıları karşısında bunaldığı bir dönemde kurtuluş umudu olarak bekledikleri tek yardım ümidi Osmanlı ordusunun desteğidir.

Kafkas İslam Orduları Komutanı Nuri Paşanın Azerbaycan Türklerine yardımı hiçbir zaman unutulmamıştır.

Şiirlerle türkülerle günümüze kadar yaşatılan ve bu yardımı anlatan en güzel şiir ve türkülerden birisi de belkide Talman Hacıyev’in “Laleler” şiiridir.

                Azeri kardeşlerine yardıma koşan Türk askerinin başındaki fes ve fesin ucundaki laleye benzetilen püskülle binlerce askerin Gence’ye yaklaşmasıyla ortaya çıkan manzara lale tarlasıyla sembolize edilmiş sanatın zirvesindeki bu benzetme duygularımızı kabartan anlamlar yüklüdür.  Şiire anlam katan diğer bir husus ta şiirin komünist yönetim altında yazıldığı gerçeğidir!

                Zulmün ve şiddetin dayanılmaz boyutlara ulaştığı bir anda bir kurtuluş umudu olarak beklenen Osmanlı askerine yakılan türküler, şiirler ağıtlar gözyaşları içinde söylenir Azerbaycan’da.

                Heyhat!

Ne acıdır ki bu toprağın evlatları Nuri (Killigil)Paşayı tanımaz!

Nuri Paşa gibi değerler tanıtılmaz bu toprağın insanına!

                Ancak Azerbaycan Türkü tanır Nuri Paşa’yı.

Bakü’de, Merdekan’da, Şamahı’da, İsmailli’de ve daha pek çok şehirde, Nuri Paşa’nın kahraman askerlerinin isimsiz mezarları vardır.

1920-1930’lu yıllarda Azerbaycan’da doğan erkek çocuklarına Nuru Paşa (Nuri Paşa) isminin verilmesi boşuna değildir!

Lale bahçesinde açan çiçekler gibi Azebaycan’a giren Kafkas İslam Ordusu Azeri kardeşlerinin yüreğinde yatmaya ve her bahar çiçek açmaya hala devam ediyor!

“Laleler”

Yazın evvelinde Gence çölünde
Çıhıblar yene de dize laleler
Yağışdan ıslanan yaprağlarını
Seripler dereye düze laleler

Hayalimden neler gelib ne geçer
Yaz gelir ellere durnalar göçer
Bulağlar semaver ağ daşlar şeker
Benzeyir çemende köze laleler

Meylim üzündeki gara haldadır
Hicranın elacı ilk vüsaldadır
Ne vakittir aşığın gözü yoldadır
Bir gonağ gelesiz bize laleler

 

Talman Hacıyev

 

                TRT Avaz ve Azerin Hanımefendinin ortaya koyduğu emek boşa gitmeyecektir elbet. Ancak gönül ister ki bu çabalar daha da yaygınlaştırılabilsin.

İnsanımızın gönlüne nakşedilebilsin!

                Gecelerin uykusuz geçmesi, sabahın tan yerinin ağarmasıyla görünen Nuri Paşa’nın Lale askerine Lale Şehri Saruhan İlinden cılız ve etkisizce seslenmek hüzün verici olsa da yine de açsın laleler!

            Lale askerleri nerede hangi diyarda açarsa kabulümüzdür!