Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

GAZİANTEP'E DOĞRU

22 Temmuz 2013 - 17:37 - Güncelleme: 22 Temmuz 2013 - 17:41

GÜNEYE YOLCULUK

[email protected]

Gaziantep'e dair yazmayı planladığım yazının cümleleri zihnimde... Sıraya koymakta zorlandığım satırlara başlamak gerek…

Günler öncesinden hazırlıklar yapılır yolculuk için. Ancak ben öyle bir hazırlık falan yapmıyorum. Hazırlık yapmak bilinmeyen diyarlara gittiğinizde gerekli olabilir. Benim için gideceğim yer öyle bir yer ki sokaklarında adımlarımı bulabileceğim, nefesimi yeniden derleyebileceğim mekânların vatanı adeta…

Derler ki ne kadar iyi hazırlık yapılırsa, ne kadar çıkının dolu gidersen yolculuklar o kadar huzurlu olur. Çıkınında kelimelerden başka bir şey bulunmayan derviş ruhlar için bu sözün bir anlamı yoktur sanırım. Öylece çıkıp gitmek ve hatta elimi kolumu sallayarak yıllarca beklediğim bu yolculuğa çıkmak istiyorum bir an.

Derviş ruhum beni alsın ve götürsün istiyorum Ramazan’a karşı. Götürsün ki belki ruhum teskin olur ve belki kabarmaz her göze her saça ve kalbe karşı diyorum… Götürsün ve eskiyen biraz da pörsüyen ruhuma can, dizlerime derman gelsin istiyorum.

Gaziantep sıradan bir şehir değil hayatımda. Yıllar yılı her türlü etkiye açık olduğum bir şehir. Bağrında yaşadığım koskoca on yılın birikimi ve özlemiyle gitmek ve görmek isteğine karşı koymam mümkün değil. Hele bir de Türkistan’ın kalbi gazi kentte atıyorsa o zaman gitmem vacip oluştur diye düşünüyorum. Hele bir de Türkistan’ın kalbinin yavaşladığı, yorulduğu haberini almışsam gitmem farzdır diye düşünüyorum. Bir de Buhara Emir’i Âlim Han’ın oğlu Abdülkebir Yüce (Azmi Dayı)ise kalbi, bedeni yavaşlayan yorulan gitmemek olmaz!

Sıradan olmayanlara talip oldum hep. Sıradan olmayanlar gözüme normal göründü hayatım boyunca. Ve sıradan olmayan düşler düşünceler büyüttüm rüyalarımda, hülyalarımda… Sıradan mekânlar dar geldi hep. Sıradan lakırdılar banal, sıradan hayatlar yaşanmazlaştı ömrüm boyunca… Sıradan cümleler kuru...sancı çekilmeden satırlara dökülen cümleler sığ geldi...sıradan aşklar ağızda sakız cümleleri gibi, sıradan sevgiler gönlümü doldurmadı hep...

Belki de bu yüzden zorlarda yaşadım, belki de bu yüzden zorladım yaşamı… O yüzden böyle bir yolculuğu arzuluyordum demeliyim. Evet, bu yolculuğu çok murad ettim. Bekledim, düşledim… Sıradan bir yolculuğun olmamasını çok istedim. Öyle de oldu zaten.

0n altı saatlik uzun bir yolculuğun ardından zaman aktı, bulutlar ve gökyüzü aktı, düşünceler aktı ancak uyku bulutlarına rastlanmadı…

Yolculuk sırasında titreşimler ve karanlığa inat şu cümleleri karalıyorum.

Yollar, yollar, yollar... Bozkırın tezenelerini anlatan yollar. Anadolu’mun fakir, bakımsız, kimsesiz yolları… Yollar, Anadolu’yu gönül köprüsüyle bağlayan yollar.

Anadolu’yu bir uçtan diğer ucuna dolaşmadan ahkâm kesmek kolay... Anadolu’m hala bakir, hâlâ kurak ve hala hamurumuzu yoğurmuş gönül erleri bu günün gönül erlerini bekliyor...

Kader; yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergâh bellidir. Ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse, ne hayatın hâkimisin, ne de hayat karşısında çaresiz...deriz Şems-i Tebrizi diliyle…
Ve gecedir saatlerden 02.10.da yaşanan an. Ve gecedir sabahı karşılayan. Gecedir yolların kıvrımlarında dolaşan fısıltılı se...

Akşehir’de Şapçı'da rüzgârsız dolaşan karaltılı gecedir Konya'nın koynuna dolanan sarmal...

Şapçı istasyonu dendi mi gece gelir Konya’nın koynuna,

Şapçı istasyonu dendi mi Akşehir gelir Konya’nın ardı sıra. Şapçı istasyonu dendi mi uykulu gözlerden boşalan esnemeler, gece ve yolun lastiklerce ezilen kilometreleri gelir...

Saatler menzile varılacak kilometrelerle konuşmaz olmuş Ereğli'de.

Zaman durmuş, dakikalar yelkovana küsmüş gecenin kuytu köşelerinde.

 Ereğli'de sabah 06 olmuş ancak daha sabrın zamanı dolmamış...

Sabrın zamanı, lastik seslerinin, çocuk öksürüklerinin, yaşlı iniltilerinin, sevgi rüyalıların zamanı...

Sonra çoktandır beni unuttuğunu sandığım yol arkadaşım mısralar dökülüyor satırlarıma…

***

Sabahlardan haber var mı?

Uyanık göz kamaşmalarıyla karşıladığın sabahlardan

Şehrin kaldırımlarında avare dolaştığın akşamlarına çiğ düşmüş

Ama olsun sen yine de sabahlardan haber ver

Şehrin insanına ram olan sabahlarından

Not: Kaynak gösterilse dahi tamamı alınamaz...