Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

"BARIŞ PINARI HAREKÂTI"

10 Ekim 2019 - 10:40 - Güncelleme: 11 Ekim 2019 - 10:22

 TÜRKİYE'NİN "BARIŞ PINARI HAREKÂTI" 

Saflar netleşiyor.

Arap siyasileri batılı efendilerinin yanında durmaya devam ediyor.

Arap rejimlerinin Osmanlı’dan koparılıp batılı devletler tarafından kurulduğu günden bu yana tavırları değişmedi. Her zaman batılı efendilerinin yanında Türk karşıtı hatta İslam karşıtı duruşlarını devam ettiriyorlar.

Türklerin dik duruşu her şeyden çok daha önemlidir.

Tarih boyunca Türkler dik duruşları sayesinde ayakta kalabilmiştir.

Türk ve İslam dünyasının varlığı Türklerin duruşuna bağlıdır.

Macaristan’ın da katılımıyla daha güçlenen Türk gücü karşısında Batı ve kölelerinin kimliği, Türk-İslam dünyasına karşı duruşları daha net olarak ortaya dökülmüştür.

Önümüzdeki süreçte yaşanma ihtimali bulunan gelişmelere karşı Türkiye’nin sağlıklı değerlendirmeler yapması gerekiyor. Arapların suni rejimleri Türk karşıtıdır. Türklerin teröre karşı herhangi bir operasyonunda efendileri başta olmak üzere uykuları kaçmaktadır. Efendilerinin talimatıyla hareket ettiklerini yüz yıldır bilip gördüğümüz sözde Arap devletlerinin birçoğunda telaş vardır. Batılı devletler mümkün olacağını bilse Arap bloğuyla Türk dünyasına karşı koymak isteyeceklerdir. Son dönemde bu tür çalışmalarını denemektedirler.

Arap bloğu içinde Türkleri seven haklar çok fazladır. Bazı rejimler şimdilik yanımızda görünmektedir. Ancak yanımızda olma görünümü Türklerin gücü oranında devam edecektir. Arabistan ve Mısır rejimleri eliyle Arap-Batı ve terör bloğu güçlenmek ve hatta ABD, Batı ve İsrail desteğiyle Türkleri yok etmek istemektedir.

Buna karşı Türk bloğu şimdilik Rusya, İran ve mecburen Çin yönetimleriyle hareket etmek durumundadır. Süreç içerisinde Arap-Türk savaşı senaryoları bile masadadır. Buna karşı Türk dünyasının içinde İran kırılgan yapısını devam ettirmektedir. Rusya her zaman olduğu gibi tarihi emelleri peşindedir. Ancak bir süre sonra Türkiye-İran ve Rusya’nın ortaya koyduğu Astana süreci de dağıtılmak istenecektir. Yapının dağılma ihtimali karşısında Türkiye ve Türk dünyasının askeri ve ekonomik, teknolojik gücünü artırması gerektiği her zamankinden daha da önemli hale gelmiştir.

Türk birliği ve Türk Konseyi güçlendirilmelidir. Macaristan’la diyaloglar arttırılmalıdır. Din ve mezhep ayırımı yapmadan Türk Konseyinin çalışmaları, ortak hedefleri; ekonomik, askeri, teknolojik ortaklıklar arttırılmalıdır. Ortak bankalar, ortak TV’ler, ortak sanayi, teknoloji, kültürel ve eğitim çalışmalarına önem verilmelidir.

Türk ordusunun kabiliyeti Türk dünyasını da içine alacak şekilde genişletilmelidir. Batı ve Arap bloğunun ilânihayede Türk karşıtı cephe olabilecek potansiyele sahip olduğunun bilinciyle hareket edilmelidir.

Suriye’ye yönelik terör karşıtı  “Barış Pınarı Harekâtı” bizce bitmiştir. Plan sonuç odaklıdır. Türklerin planları sonuç alınıncaya kadar devam edecek şekilde yapılır. Türkiye’nin Suriye ve Irak Türkmenlerini, bölge halklarını içine alacak şekilde güçlendirecek adımları atması gerekir. Hatta birleşik Türkmeneli özerk bölgesi ve daha da genişletilerek Türkmeneli Devletine evrilecek şekilde çalışmaların başlatılması gerekmektedir

Türk Keneşi(Konseyi) sembolik de olsa birliklerini Türkiye’nin emrine vereceğini açıklamalıdır.

Türk Konseyiyle birlikte kurulan ordu daha operasyonel hale getirilmeli ve ordunun sancağı mevcut Türk Konseyi Bayrağı olmalıdır.

Türk ordusu ve Türk Konseyinin kurduğu ortak ordu sembolik de olsa harekete geçmeli ve sınırda tatbikat yapmalıdır. Bu mesaj Arap ve batı rejimlerine yönelik en önemli caydırıcı güçtür

Şimdilerde yapılan analizlerin çoğu kısa vadelidir. Uzun vadeli analizlere ihtiyaç vardır.

Tarihen ve dinen sabittir ki Tanrının ordusu Türklerdir. Bunu en iyi Arap rejimleri bilir. Türklerin bu gücü kullanması ve Türk Konseyini bu bilinçle şekillendirmesi elzemdir.

Türk dünyasının sahip olduğu teknik, taktik ve stratejik kabiliyete ek olarak sahip olduğu elektronik güç Türk dünyasına şamil hale getirilmelidir.

Yalnız Türklerin değil bölgenin ve masum insanların varlığının sağlanması ve insanca yaşamaları için Türk dünyasının tarihi misyonuna sahip çıkması gerekmektedir.