Muammer AZMAK

Muammer AZMAK

[email protected]

TÜTÜN OTU

21 Mart 2016 - 22:31 - Güncelleme: 21 Mart 2016 - 22:39

TÜTÜN OTU

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde sofi mi sofi bir zat, o dergâh senin bu tekke benim deyip kapı kapı dolaşarak gönlüne uygun bir mürşid ararken; üzümün çöpü var, armutun sapı var misal her önüne gelen kutlu kimseleri beğenmeyip diyar diyar gezerken yolu bir piri faninin yanına düşmüş.

Muhterem kişi yarenleri ile sohbet üzre iken o da selam verip yanlarına ilişip halkaya dâhil olmuş. Olmuş olmasına ama dikkatini çeken olay karşısında da hayretini ve kınamasını esirgememiş. Pir dâhil, yerenler dahil hep birlikte bir iki kelam edip bir iki duman çekmezler mi? Bunlarda haram işliyorlar diye iç geçirmiş bizim sofi amma ses etmemiş, bir müddet sonra tam izin isteyip nasip aramaya devam etmeye niyetlendiğinde pir efendi sohbeti sonlandırıp haydi yarenler bir abdest tazeleyip namazımızı eda edelim deyince çar naçar onlara katılıp kalmış.

Yarenler abdest tazeleyip birlikte namaza durunca etrafı kollayan, usul erkân derdine düşmüş olan sofi nece sonra fark etmiş ki etraftaki her nesne kendileri ile beraber namazda; gâh kıyamda gâh rükûda gâh secdede. Büyük bir şaşkınlıkla ve hayranlıkla karışık duygularla namazı tamamlayıp tam izin isteyip ayrılacakken piri fani söze başlamış.

Bizler tütün kullanıyoruz diye kem nazarlarla baktın. Diyar diyar gezdin bir şey elde edemedin. Hala yaradanın kullarını beğenemedin.  Oysa muradın rehber bulmak, namazda gördüğün gibi bütün varlık, bizimle secdeye varırken bizi, rehber bilirken arada bir tanesi hep dikelip kalıyordu. O dikelip kalan var ya işte o senin beğenmediğin bizimde isyanından dolayı yaktığımız, havaya savurduğumuz tütündür. Sen daha ne aranırsın?

Bu meyanda birçok tevatür hikâyenin anlatıldığı maceraperest kimlik tütün, denizaşırının da aşırısı ülkelerden uzun ve dolambaçlı bir yolculuk neticesinde memleketimiz topraklarında konaklamıştır. İtibar görsün, aranır olsun diye zatına herif otu ismi layık görülmüş ve bu adla tanınmış. Şimdilerde heriflikten düşeli çok zaman olmuş olmasına ama hala adam dediğin ter kokacak ve dahi cıgara kokacak söylencesinin esintisi ile yanlış oluşan kanaatin efsanesinden yararlanmaya devam ediyor. Genç-ihtiyar, kadın-kızan, çoluk-çocuk ayırt etmeksizin bendelerinin sayesinde yol almaya devam ediyor. Buna birde ‘helalse içiyoruz haramsa yakıyoruz’ limanının sakinlerini ilave edince aramızda kalmasını, saltanatını sürdürmesini, asırlarca saygın yerini korumasını, daha da iyi anlıyoruz.

Heyhat! Sonraki zamanlarda gelenler bu namübarek varlığa yaren otu demişler, bununla da kalmamışlar, eş-dost, yoldaş-kardaş, arkadaş, ahbap ne varsa kenara koyup onunla yatıp onunla kalkmışlar. Bütün sırların sırdaşı, bütün dertlerin dertteşi olmuş, bütün neşeler onunla paylaşılmış, bütün acıların üzerine onun külü basılmış, Allah korusun neredeyse ‘ Her derde devadır, ölümden gayrı’ serlevhası olup kalacak olmuş. Böyle itibar görünce melun tabiatlı ot hayli uzun yaşamış saltanat ikliminde, defalarca sürülüp çıkarılmak istenmişse de çok başarılı olunamamış hatta hayatımızın bir bölümünü sevk ve idare başarısını göstermiştir çoğunlukla. Esefle söylemek gerekir ki sürgüne yol aldırmak isteyenler bile onun sihrine kapılıp büyüsü ile büyülenmiş ve tiryak olmuşlardır.

Şimdilerde olmuş adı avanak otu, öfkelenenler onu yakar ardından çıkan dumanına bakar. Neşelenenler onu yakar, neşesine güya neşe katar, yetmedi üstüne üstlük bacak çatar, üfledikçe keyfine keyif katar. Dostun dosta ikramıdır, zor zahmet elde edilen kazancı kül ettirir, hava atmak onunla sanki bir marifettir.

Dumanını ağızdan içeri çekersiniz, önce nefes borusundan akciğerlere, buradaki kılcal damarlardan emilerek tüm organlara daha sonra yemek borusundan tükürükle mideye, Akciğerlerden sağ kalbe ve sol kalbin pompalamasıyla bütün vücuda dağılır. Damarlarla bütün vücudu dolaşır. Her durumda hastalığa davetiye yazar. Vazgeçilmez illettir, hasta eder inim inim inletir. Tadını sorarsan bir şeye benzemez, hangi çeşidine yönelsen bir fayda vermez, paramızı küle döndürür, zararını hepimiz biliriz, son demde avanak otu deriz, illa çak tabuta bir çivi der alay ederiz. Kurtulmak dileğiyle… 19.03.2016 Muammer AZMAK