Muammer AZMAK

Muammer AZMAK

[email protected]

SELAM OLSUN

13 Kasım 2012 - 23:27

 

SELAM OLSUN

Mesafelerin ıraklığına inat olsun kavuşmak ateşiyle yananlara, kavuşmak alına yazılmamışsa uzaktan ısrarla sevenlere, ayrılığı dillere düşürmek için karalar giyenlere, yaşadıkları hüzünlere aldırmayıp mutluluğun kuşunu uçurmaya çalışanlara, iç yarasının kanamasına aldırmayıp yaraları saranlara selam olsun.

Yaban ellerde her ne hal üzere olursa olsun bulunanlara, altın kafese konmuş bülbül misali vatanım diye inleyenlere, yaşadığı iklimlerin kıymetini bilmeyenlere, lakin taşımız -toprağımız altındır diyenlere, ekip-biçenlere, tozunu-toprağını yutanlara, bu diyardan geçmem diyenlere selam olsun.

Filizlenen buğdaya, baş eğen başaktaki tanelere, derlenmiş harmana, mayası temiz hamura, hamuru karana- yoğurana, koku saçan iğdeye-ıhlamura, buğusuna- rayihasına, yeşeren yapraklara, çiçeklenen meyvelere ve sayamadığım daha nicelerine selam olsun, selam olsun

Bilmediğimiz diyarlarımıza, keşfedemediğimiz bize yaban kalmış ellerimize, gidemediğimiz, bazen de gitmek istemediğimiz köylerimize-kasabalarımıza, gelse de bizi bir görse diyen güzel kuytulara-koyaklara-dağlara-ovalara, tabiatın bahşettiği haliyle bırakmadığımız ve üstüne üstlük hoyratça tarumar ettiğimiz sahillerimize de selam olsun.

Geleceğe dönük hayallerimize, gün içerisinde dalıp gittiğimiz malu hülyalara, ardından koşarken gerilerde bıraktığımız derbeder yıllara, kavuşmak ümidini kaybetmediğimiz vuslatlara, her dem düşündüklerimize- düşünmediklerimize, ayrımsız selam olsun.

Dağ-bayır demeyip aşanlara, derya-deniz demeyip geçenlere, semaları kat edenlere, zamanın dışına çıkma çabasında olanlara, mekânlara bağlı kalmayanlara, kuş misali bir orda bir burada dolaşanlara, afakı seyreyleyip tan yeri ağaranda görünmez olanlara, gecenin hayrındansa gündüzün şerri yeğdir diyenlere de selam olsun.

Garip bülbül gibi figan eden kanlı gözyaşı döken nasırlı ellere, nasırlı ellerin çektiği çilelere, çilesini doldurup hayat mahkûmluğunu sonlandırmış olanlara, dünyayı terkin eyleyip gidenlere, terk edilenleri ganimet sayma gafletine düşenlere, bölüşemeyip dövüşenlere, üç beş metrelik beze sarınıp gidenlere selam olsun.

Ben buranın yücesiyim demeyen dağlara, dağların başında parlayan yıldızlara, susuzluktan deli-divane olmuş çöllere, çölün kızgın- kırgın kızıl-sarı kumlarına, gelen- geçen yolcuları ağırlayan vahalara, vahaları yeşerten sulara, akmaktan yorulmayan ırmaklara, geceyi aklandıran aya, gündüzü şavklandıran güneşe selam olsun.

Dünyamızı serinleten- temizleyen rüzgârlara, baharda yeşeren sonbaharda bozaran yaylalara, yazın durulan kışın deliren akaklara-çağlayanlara, gönlünce dolup patlayan kara suluklara, kayalara, kayaların gölgesinde bağlı duran yosunlara, çalılara-çırpılara illa kuşlara da selam olsun.

Ömrümüz oldukça kahrımızı çekene, verdikçe daha da isteriz dediğimiz yere, bir türlü sığamadığımız, sonunda yine sığındığımız toprağa, kara bağrına girmek için giyindiğimiz gelinliğe, akıbetimiz rengi gibi ak olsun dediğimiz kefene, yolun sonu göründü diyene, haydi git güle güle uğurlar olsun diyene, hoş geldin sefalar getirdin diyecek olana da selam olsun.

Ataların ruhlarına – Göktürklere, Oğuzlara, Kara hanlılara, Selçuklulara, Osmanlılara ve diğerlerine- Erenlerin demine devranına Yunuslara- Yesevilere-Alperenlere- Gazi dervişlere, Bu toprakları bize yurt yapanlara, Bu uğurda candan vaz geçip şehitlik şerbeti içenlere, gazilik beratı alanlara, Allah’ın adını yeryüzüne yayma sevdası taşıyanlara selam olsun.

Allah için birbirini sevenlere, âlemde türlü dertlerden boynu bükük gezenlere, dertlerine şifa bulmak manasıyla oradan oraya gidenlere, gezdiği yerlerde çaresiz kalıp yolları ezmekle yetinenlere, dönüp dolaşıp kürkçü dükkânına dönenlere selam olsun.

Dilleri baldan tatlı nenelere, bakışları sözden etkili dedelere, candan aziz bildiğimiz evlatlara, nenelerin her dem anlattığı masallara, dedelerin gözleri dolarak dillendirdiği hatıralara, genç irisi oğlan ve kızların söylediği türkülere, isteği yerine getirilmemiş balaların feryadına, çocukların oynaşmasına-kaynaşmasına-paylaşmasına, ailenin kopmayan bağlarına selam olsun… Selamlaşmanın manasını kavramış ve kendine şiar edinmiş olanlardan olmak temennisiyle. 01/11/2012 Muammer AZMAK