Muammer AZMAK

Muammer AZMAK

[email protected]

DÜŞÜNCE DÜNYAMIZDAN VII

01 Ekim 2020 - 00:10

DÜŞÜNCE DÜNYAMIZDAN VII

Görev, izlev, fonksiyon, vazife, iş görme, kelimeleriyle karşılık bulan işlev, dilin kullanılması sırasında karşımıza ayırt edici özellikleri ile çıkar. Her söylenilen söz veya yazılan her kelime aynı görev ile yöneltilmez. Bazen heyecan taşırken bazen duyguları ayağa kaldırır bazen de sadece tanımlama yapar. Öğretmenin öğrencisiyle konuşması, işadamının başka işadamıyla konuşması, çocuğun babasıyla konuşması farklı vazifeler ifade eder.

Kullanımı sırasında dil, farklı amaçları gerçekleştirir. Yapısal olarak dil farklılık arz eder. İletişimin en etkili aracı şüphesiz dildir. Her ileti özgün yapısıyla vazifelendirilir. İnsanların anlaşmasının çok etkili arabulucusudur. Şiir okurken kullanılan dil ile bağırırken kullanılan dil aynı şekilde olmaz. Bazı zamanlarda gerçek anlamında kullanılan sözcük bazı anlarda mecaz anlamda yer alır, yazılı ve sözlü metinlerde. Hatta bazı metinlerde birden fazla işlev ile karşımıza çıkıverir.

Anlam aktarmaktan ziyade alıcıda değişik duygular ve çağrışımlar uyandırılıyorsa, kelimeler yan, yakıştırma anlamlarda görevlendiriliyorsa, imgeli, sanatlı bir söyleyiş varsa, iletinin iletisi kendinde saklıysa, özgün bir üslup varsa, çok anlamlılık varsa, öznellik varsa, gerçeklik sanata aitse işte dil ŞİİRSEL/ SANATSAL işlevde kullanılmış demektir.

Kupkuru bir gökyüzü var,
Şu yağmur bulutlarının ardında,
Hissetmek istiyorum, hatta dokunmak
Ve hatta tek nefeste içime almak koca göğü.
Göz bebeğimde sınırlı kalmasın mesela
Gökkuşağının renkleri.
Bu metin şiir olduğu için önemli ve anlamlıdır. Her okuyucuda benzersiz çağrışımlar uyandırır.

Dilbilgisi kuralları, dil ile ilgili açıklamalar, tanımlamalar, dil terimlerinin izahı, dili anlamak, dili incelemek, açıklamak gibi bilgilendirmeler varsa, dil yine dil ile açıklanıyor ise hem gönderge hem göstergeler/sözcükler dil ile alakalıysa bilimsel metinlerde, öğretme amaçlı metinlerde karşımıza çıkıyorsa DİL ÖTESİ/ ÜST DİL işleviyle görevlendirilmiş demektir. Örneklerde olduğu gibi: Türkçede tek sesten oluşan hece vardır. Fiil cümledeki iş oluş hareketi bildirir. Sondan eklemelidir dilimiz Türkçe.

Denetlemek maksadına yönelikse, iletişimin devamı amaçlanıyorsa, törenlerde, uzun söylevlerde, muhabbetlerde, öğretmen- öğrenci konuşmalarında kullanılıyorsa, soru cümleleri halinde kurgu oluşmuşsa KANALI KONTROL vazifesini üstlenmiştir, dil. Sesimi duyuyor musunuz? Yarın sabah dersteyiz, tamam mı? Beni anlamayan var mı? Tekrar edeyim mi?  Örneklerinde olduğu gibi asıl amaç iletişimin kendisidir. İletinin karşı tarafa doğru aktarılıp aktarılmadığı denetlenir. İletişimin sürdürülmesinin önü açılır. Ve en çok soru cümlelerinde gözlemlenir.

Alıcıyı harekete geçirmek gayedir. Tepki almaya, davranış değişikliği yaptırmaya yöneliktir. İletiyi alan işin içine dâhil edilmiş olur. Emir, rica, istek cümlelerinde kullanımı daha yaygındır. Siyasi çalışmalarda, söylevlerde, reklam metinlerinde, el ilanlarında, genelgelerde başköşeye kurulmuş bulursunuz, bu dilin ALICIYI HAREKETE GEÇİRME fonksiyonudur. Derslere zamanında geliniz. Beni dikkatlice dinleyin. Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri! Derhal dışarı çık. İleti, örneklerde olduğu gibi çağrı görevindedir.

Duygular, heyecanlar, korkular, sevinçler, üzüntüler, her türden hislenişler yer bulmuşsa, ünlem cümleleri sıkça kullanılmışsa, hele öznellikte varsa, özel mektup, eleştiri, lirik şiirler, anlatılar, öznel betimlemeler nev’inde ağırlık olmak kaydıyla karşımıza çıkan dil vazifelenişi HEYECANA BAĞLI işlevden başkası değildir. Yok artık! Bu kadar da olmaz. Kötü sözlerle annemi üzmeyeyim. Eyvah! Kardeşim. İlk görev yerimi ve öğrencilerimi unutamadım. Örneklemeleri bu yolun yolcusudur.

Kısa net anlaşılır cümlelerden meydana gelmişse, nesnellik hâkimse, hemen hemen duygulara yer verilmemişse, ne diyorsak o, ötesi berisi yok düzlemindeyse, öğretici metinlerde, ders kitaplarında, kullanma kılavuzlarında, bilimsel bildirilerde, ansiklopedilerde, karşımıza çıkıyorsa, bu görevlendirmenin adı GÖNDERGESEL işlevden başkası değildir. İstanbul Marmara bölgesinde yer alır. Kaz dağlarında altın arama devam ediyor. Yazar son kitabında Manisa’yı anlatmış. Bütün bu anlatılardan sonra yazımızı bir bilgilendirme ve açılımıyla sonlandıralım. Hoşça kalınız.

Dil bilimde dil ile ifade edilecek her varlık Gönderge’dir. Göndergeyi (varlığı) dilde karşılayan dil işaretleri (sözcükler) ise göstergedir. Göstergenin somut yönüne (sözcüğü oluşturan ses işaretlerine, harflere) gösteren denir. Göstergenin soyut yönüne (varlığı karşılayan anlam yönüne) gösterilen denir.
>kalem (bir varlıktır) >GÖNDERGE    >kalem (sözcük olarak) >GÖSTERGE
>k-a-l-e-m (sözcüğün harfleri) >GÖSTEREN >yazmaya yarayan araç (anlam) >GÖSTERİLEN’dir.
07.09.2020 Muammer AZMAK
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum