Mehmet Tayfun MOĞOL

Mehmet Tayfun MOĞOL

[email protected]

SINAV

22 Haziran 2019 - 12:55

Geçen Cumartesi ve Pazar  günleri genç neslimiz için çok önemli olan Üniversite sınavları vardı.

Bu günlerde sistem olarak beğenmediğimiz ve eleştirmekle kaldığımız yaşam,kültür,ülke,Dünya düzeni için yenilikler tasarladığımız düşlerini kurduğumuz değişimleri gerçekleştirme umudumuz olan gençlerimizin kader sınavı.

Gençlerimizin arzusu  sevdiği  çalışmaktan ve emek vermekten gocunmayacağı mutlu olacağı bir meslek ile iştigal etmek.Sınavın  puanlama metodları, katılan kişilerin başarısı ve başarısızlığı sonucu etkilemektedir.Pek memnun olmadığı bir okula yerleşen gençlerden gelecek adına ne bekleyebiliriz.

Genç ve dinamik nüfusumuzun çokluğu, herkes tarafından arzu edilen bölümlerin azlığı okula kabulde belli niteliklerin gerekliliği sınavı zorunlu hale getiriyor.

60’lı ve 70’li yıllarda  üniversite bitirenlerin az sayıda olması bu kişilerin mesleki saygınlık ve devlet kademelerinde nüfuz sahibi olabilme imkanlarının fazlalılığı nedeni ile arzu edilir düşlenirdi.Bundan önceki neslin bu düşüncelerle yetişmesi sonucunda herkesin mutlaka Üniversite mezunu olması gerektiği gibi bir yanlış kanıya sahip olduk.80’li yıllarda herkesin üniversiteye girebilmesi adına siyasi partilerin bu yönde vaatleri olmuştu.Yıllar içinde kalite kantiteye bakılmaksızın nerede ise her kasabaya Yüksek öğretim kurumu açıldı.Eğitim öğretim alt yapısı ve fiziksel koşullar tam anlamı ile sağlanamadan binlerce çocuğumuz meslek edinmek  ekmek parası kazanabileceği güvenli bir işe sahip olabilmek için bu okullara kaydını yaptırdı.Ailelerin maddi ve manevi fedakarlıkları ile bitirilen okulların sonucunda ne; bekledikleri mesleki deneyime ne de güvenli bir işe sahip olabildiler.Eğitim kalitesi çok yüksek olan okul öğrencileri aynı mecrada yarışmak zorunda kaldılar.Devlet kapısına da

herkesin girmesi  mümkün olmuyor.Çalışma ortamında iş arayan  işsizler ordusunun neferi olmaya aday umudu kırık binlerce dinamik gencimiz bulunuyor.Hal böyleyken her sene bu fasit daire içinde hiçbir çözüm üretilmeden eğitim sistemimizin “Yüksek” kısmı çözümsüzlük içinde yürüyor.

Bu konuya girerken sınav haftası nedeni ile Yüksek öğretimden söze başladık ama;asıl sorun binanın temel taşlarında.Soruna temelden çözümler üreterek gelmek gerekir.Bu durumda Devlet yönetimine

STK’lara Yayın kurumlarına ,Sanatçılara ailelere çok iş düşmektedir.Bundan sonraki Yüzyılda beka ile ilgili sorun yaşanma olasılığı varsa kaynağı eğitim sisteminin tam anlamıyla sorunları tanımlayamaması ve çözüm üretememesinden olacaktır.

Sınava giren tüm öğrencilerimize başarılar dilerim.