DR. JIVAGO 27.06.2019
Dün akşam televizyon kanallarında seyredilebilecek bir şey bulamayınca klasik sayılan Carlo Ponti’nin yönetmenliğini yaptığı Dr.Jivago filmini tekrar izledim. Ünlü Rus yazar Boris Pasternak’ın romanından uyarlanmış. Ömer Şerif ve Julie Christie’nin başrollerini paylaştığı film Bolşevik devrimi sıralarında yaşanan lirik aşkı anlatıyor.
İlk izlediğimde bestesi Maurice Jarre’a ait olan mükemmel tema müziği beni çok etkilemişti. Film müziğine ulaşmak istemiştim ama o günlerde istediğimiz müzik eserini bulamıyorduk hatta adını bile öğrenmek çok güçtü.
Yıllar sonra çalar saatimiz bozulunca evimize alarmlı bir saat alma ihtiyacı doğdu. Saat almak için babam ile birlikte İzmir’de Kemeraltı’na indik. O yıllarda yegâne alışveriş merkezi Kemeraltı çarşısıydı. Saatçi dükkânını bulduktan sonra tezgâhtar bize uygun saatleri kutularından çıkartmaya başladı. Satmak için sunduğu saatlerin alarmlarını birer, birer kurup test ederken birden o sihirli ve ulaşamadığım melodi kulaklarımıza çalındı. Viktoria tarzında krem rengi ince yaldız çizgilerle bezeli 15 cm. kadar büyüklüğünde bir saatin sesiydi. Saati beğendik ve diğer saatlerden biraz pahalı olmasına rağmen aldık. Müziğine bayıldığım saati eve gelince laterna gibi sürekli kurarak dinlemeye başladım ta ki babam kızıncaya kadar.
Sabah okula gitmek için saati kurardık balalaykayı andıran sesiyle o melodi çalmaya başlayınca Rusya’nın soğuk steplerinde uyanırdık sanki. Donuk tundralardan annemizin sıcak kahvaltı sofralarına oturmak içimizi ısıtırdı.
Uzun süre farkına varmadan ve kıymetini bilmeden bu huzuru yaşadık.
Yıllar sonra dün gece filmi izlerken aynı tema müziğini içim buruk dinledim. Artık yüreğimizdeki buzları çözecek ne Annem ne de sıcak kahvaltı sofraları kaldı. Artık buğulu gözlerle anıları yâd etmek kaldı bizlere.
Saygılarımla.