Kadir KESKİN

Kadir KESKİN

[email protected]

“SİZ ÇALIŞACAKSINIZ, KAZANACAKSINIZ BİZ MUTLU OLACAĞIZ”

01 Mart 2019 - 22:26 - Güncelleme: 01 Mart 2019 - 22:28

SİZ ÇALIŞACAKSINIZ, KAZANACAKSINIZ BİZ MUTLU OLACAĞIZ”

Aliağa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün “ İlham Veren Buluşmalar” etkinliği için 28 Şubat   günü    Aliağa  İlçe Milli Eğitim  Müdürlüğünün davetlisi idim.   Öncelikle Seminere  davet eden    İlçe Milli Eğitim  Müdürü  Sayın Erdal Bayhan bey kardeşimle,  seminerime olur veren eğitim gönüllüsü Kaymakam Sayın Erhan Günay beyefendiye,  seminerimi organize eden ve her gittiği yerde  okulu ile öğrencisi  ile bütünleşen  iyi bir eğitimci  ve idareci Sayın Habib Bilgiç kardeşimle, salonu  organize eden Sayın  Mehmet Çelik kardeşlerime  çok çok teşekkür ediyorum.

İdealist insanlar halden ümitsiz, ama geleceğe ait umutlarını kaybetmezlermiş.  Bulunduğum her ortamda mutlaka eğitim ve gençlerle ilgili yakınmalar gündeme gelir. Eğitime dair ve gençlere yönelik hep olumsuz yakınmalarda bulunulur. Ben de hep aksini savunurum.   Hep şunu iddia ederim elli yıl önce bugünleri hayal edemezdik. (“ Dünü bilmeyenler, Bugünlerin Kıymetini Anlayamazlar “ başlıklı yazım sitemde)

Elli, altmış yıl öncesinde bu memlekette halk arasında  “ Hükümet Suratı”  diye söylenen  bir tabir vardı. Devletin koltuklarında oturup  da  yüzü gülmeyen, halkına tepeden  bakan mülki amirler vardı.  Genç bir delikanlı olarak müdür olarak atandığım Kırkağaç’ta bizzat bunu yaşadım.  (  Kırkağaç   Kaymakam  M. E. nin tavrı  sonucu yaşadığım psikolojik travma daha dün gibi hafızamda tazeliğini koruyor) Devlet dairelerinde    tuttuğu orucu gizleyen, anlaşıldığında da  “ Efendim  ben  oruç olarak değil, diyet için tutuyorum “ diye mazeret üreten memurlar, camiye giremeyen bürokratlar,   yine  79 yıl önce  T.C.  Dahiliye vekaleti Matbuat Umum Müdürü  Vedat Nedim TÖR’ün Memleket dahilinde dini neşriyat yapılarak dini bir atmosfer yaratılmasına ve gençlik için dini bir zihniyet fideliği vücuda getirilmesine taraftar değiliz. Bu tür neşriyata behemal son verilmelidir (sayı:653 Ankara, 17 Mayıs 1943,) genelgesi doğrultusunda okullarda sınıfa girdiğinde   “Allah’tan şeker”   isteten öğretmenler. vs.

 Seminer için gittiğim halk eğitim merkezinde seminer öncesi öğle namazını  halk eğitim merkezinde kıldım.  Pırıl pırıl  gayet  tertemiz  bir yer. Namaz kılarken yarım asır öncesi tozlu seccadelerle merdiven altlarında veya hizmetli odalarında kıldığım namazlar aklıma geldi. Daha ileriye gitmeye gerek yok 21 yıl önce Manisa Lisesi idaresinden bir “ UYARMA”  ile  görevden alınma gerekçelerinden biri de,  namaz kılan bazı pansiyon öğrencileri için,    içinde  divan, koltuk  olan “ Dinlenme Odası “ diye  tabelası bulunan odayı,    öğrencilerin mescit olarak kullanması  gerekçe gösterildi.  Bir taraftan  “ Haydi kızlar okula “ kampanyalarının açıldığı, okutulmayan kız çocukları için roman yazan yazarlara ödül verilen ülkemizde, baş örtülü olarak okumak için  okula gelen kızlar  okul önlerinde  cıyak  cıyak ağlatıldı,  elleri kelepçelendi. Değil okula girmek,  bahçesine  bile girmelerine müsaade edilmedi,   tıp beşe gelmiş nice üniversite  öğrencilerin hayalleri ve umutları çalındı.

Bunları niye yazıyorum. Türkiye’yi dolaşıyorum. Önümüzdeki hafta da Çanakkale tarafında olacağım.  Seminer için gittiğim yerlerde mutlaka ilin veya ilçenin mülki amirini ile   milli eğitim müdürünü ziyaret eder, kitaplarımı takdim ederim. Aliağa Kaymakamı Sayın Erhan Günay beyefendiyi de daha önce ziyaret edip kitaplarımı takdim etmiştim. Seminerimi onurlandıran Kaymakam beyle seminer öncesi kısa bir sohbetimizde,  kitabımı, tıpkı daha önceki selefi Dr. Bayram Yılmaz beyefendi gibi  baştan sona okumuş hatta  gözden kaçan  bir hatamı da  bulmuş.  Bir yazar için en büyük mutluluk kitaplarının okunmasıdır.  Ben seminerlerimle ve kitaplarımla ilgili takdirden ziyade eleştiri, daha çok hoşuma gidiyor.  Olumlu, olumsuz her eleştiriyi dikkate alırım. Çünkü eleştiri insanı geliştiriyor Ve eleştiri yapanları da ben kendime “ Manevi İkram Dostu” olarak kabul ederim.  Eğitime duyarlı güleç ve gülen yüzüyle insanın içini ısıtan Kaymakam Sayın Erhan Günay beyefendi de tıpkı  Dr. Bayram Beyefendi,  Denizli’den Sayın Hüsamettin Küçükçal  gibi  Manevi ikram dostlarım arasında yerini aldı.

  İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Erdal Bayhan beyefendi seminerin açış konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edildi. İlk defa tanıdığım Sayın Erdal Bayhan bey kardeşim pürüzsüz bir diksiyonu ile      öğrencilere:  “Eğitimde yüksek seviyelere ulaşmak ve Türkiye’yi Lider ülke yapmak için 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi ışığında  bizler, okul  müdürlerinizle, öğretmenlerinizle  ve ilçe milli eğitim olarak  çalışıyoruz ve çokça çalışacağız  sizler de  çok çalışacaksınız.  Sizlerin daha kaliteli bir eğitim almanız için eğitime duyarlı Kaymakamımız Sayın Erhan Günay beyefendi ile sizlerin iyi yetişmesi için okulların eğitim  araç gereçleri  ve eğitim donanımı  açısından  her türlü ihtiyaçları  karşılamaya çalışıyoruz ve karşılamaya da devam edeceğiz. Ve sizleri de  bu sürecin  içinde  görmek istiyoruz. Biz şunu biliyoruz ve sizin de bunu bilmenizi istiyoruz” Dünyada zarar etmeyen tek yatırım, eğitim yatırımıdır. Oturduğunuz sandalyeye devlet yatırım yapıyor, anne babalarınız yatırım yapıyor, öğretmenleriniz ter döküyor. Lütfen siz de  çok  çalışarak  bu yatırımın hakkını  verin  ve kazanın. Sizinle beraber ülkemiz kazansın.    Tekrar ediyorum siz çok çalışın, kazanın sizinle beraber ülkemiz kazansın,  anne- balarınız ve bizler de mutlu olalım. Bu basit formülle sizler ülkemizi dünya liderliğine taşıyacaksınız.  Bugün  bu salonda    ön sırada  oturan bizler yerine yarın  siz oturacaksınız. Hayatta anne- babalarınıza tattırabileceğiniz en büyük mutluluk sizin  sizin başarınızdır.      Davetimize icabet eden kesintisiz yarım asrını eğitimin içinde geçiren Sayın Kadir Keskin hocamızın semineri de formülümüzü uygulamada yararlı olacağına inanıyorum.”  sözleriyle veciz bir hitabede bulundu.

 Seminerimin sonunda mikrofonu Kaymakam Sayın Erhan  Günay beyefendiye takdim ettim.  Sayın kaymakamımız da konuşmalarında: “Gençler! sayın hocamızın sunumlarında gördük.  Hedefe odaklanan  ve keçi arkasından koşturan  bir köy çocuğu ile koyun  güden bir kız çocuğunun, Adana’lı çoban çocuğun   okudukları  okullarının  imkanları ile  ülkemizin  en gözde okullarını kazandıklarını,  Toros’larda  suyu ve elektriği olmayan, ailesiyle  kıl çadırda  hayatını sürdüren yörük kızımızın nasıl  iyi bir üniversite kazandığını hep beraber izledik.  Bu görüntüler şahsen beni çok etkiledi. Büyük bir sükûnetle semineri izlediğiniz için umarım sizi de etkiledi. Ben de Siyasal Bilgiler fakültesine Kaymakam olmak için girdim. Ama ilk girdiğim sınavlarda başarılı olamadım. Boş kalmamak için Sosyal Sigortalar Kurumuna memur, Maliye Bakanlığında Uzman Yardımcısı olmama rağmen bu, bana yeter demedim. Hem çalıştım, hem de sınavlara hazırlanarak hedefim olan kaymakamlık makamına kavuştum.  Şunu kafanıza  koyun,  benim ülkemin en beğendiğim tarafı,hocamızın  ifadesiyle  sepetinizde pamuk varsa gelebileceğiniz yere kadar  gelirsiniz  . Kimse sizin önünüzde duramaz.  Bugün hocamız seminerinde sizler için çok güzel şeyler söyledi. Bu salondan çıkarken kararınızı pekiştirin.  Çiçeklere konan böcek mi olacaksınız, yoksa arı mı?”

Kaymakam beyin konuşmasından sonra öğrenciler ellerini patlatırcasına alkışladılar.  Salondan çıkarken duyduğum manevi hazzı   bu satırlarda ifade etmem mümkün değil. İleri yaşıma rağmen  bana Aliağa’da işe yarama imkanı veren Kaymakam  Sayın Erhan Günay beye, İlçe milli Eğitim Müdürü  Sayın  Erdal Bayhan beye,  okul müdürü   sayın Habib bey kardeşime çok çok teşekkür ederim.

 Seminerimde Kaymakam beyle müdür beyin konuşmaları ilgimi çekti.   Sitelerine girdiğimde bu iki bürokratımızın da boş olmadığını  gördüm. Kaymakam bey, muhtelif yerlerdeki mülki amirliklerinin yanında Ankara  Üniversitesi Sosyal Bilimler  Enstitüsü Kamu Yönetimi Bölümünde  Yüksek Lisans,  Milli Güvenlik Kurulunda   Kamu Diplomasi  Kursu, ardından da İngiltere’de yabancı dil eğitimi  almış, donanımlı  bir mülki amirimiz.

 İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Erdal Bayhan kardeşim de  genç yaşına rağmen, yaşının üstünde  olgun, oturaklı, idari nosyona sahip kaprissiz bilgili ve donanımlı bir meslektaşım. Bunları özellikle belirtiyorum. Çünkü  dolaştığım bazı yerlerde öyle meslektaşlarımı görüyorum ki oturduğu koltuğun  verdiği hava ile  kibir ve gurur içinde boğuluyorlar ama işin kötüsü farkında değiller.  Koltuktan düştüklerinde  nefes alıyorlar ama  o da bir işe yaramıyor.  Rahmetli Ayhan Songar hocamızın tabiriyle Erdal Bayhan kardeşim koltukla değil, koltuğu yükselten bir kardeşim. Bu yönüyle dikkatimi çeken Erdal Bayhan kardeşimin sahifesine girdiğimde de yanılmamışım. Öğretmen olarak başladığı görevine, okul müdürü, İzmir’in muhtelif ilçelerinde  İlçe Milli Eğitim Şube  Müdürü  ve İlçe Milli Eğitim müdürü  olarak  görev yapmış.  Genç yaşına rağmen  katıldığı 29 hizmet içi kurslarda  ve  eğitim  çalıştaylarıyla   kendisini yetiştirmiş,  yetiştirmekle kalmamış  Bilgisayar,Toplam Kalite Yönetimi, Öğretmen Gelişim –Destek Programı,Aktif Öğrenme ve Yöntem ve Teknikleri,Stratejik Planlama ve Yönetimi Stratejik Planlama ve Yönetimi ,Eğitimde İnovasyon ,Stratejik Planlama ve Yönetimi,Halkla İlişkiler ve İletişim  konularında  seminerler vererek bir çok meslektaşımızın  yetişmesine vesile olmuştur..

  Bütün bu çalışmaların sonunda Valiliklerden, Kaymakamlıklardan ve İl Milli Eğitim Müdürlüklerinden alabileceği ödüllerin  ( 16 ödülle)  azamisini almış, başarılı, istikbal vadeden eğitimci ve idareci bir kardeşim.

 Başta Kaymakam Sayın Erhan Günay beyefendi olmak üzere,   İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Erdal Bayhan, okul müdürü Habib Bilgiç kardeşim olmak üzere  deneyimli okul müdürlerinden müteşekkil Aliağa’da eğitim için çarpan yürekler gördüm ve mutlu oldum.

Allah hepsinin yollarını açık etsin.