Kadir KESKİN

Kadir KESKİN

[email protected]

SEHER VAKTİNİN BEREKETİ

09 Kasım 2019 - 11:58

SEHER VAKTİNİN BEREKETİ

 İlkokul son sınıfında idim. Öğretmenimiz: “  köpekler birden fazla beş altı tane yavru yapıyorlar, koyunlar ise  tek, nadiren ikiz yavru yapıyor.  Köpekler doğumda fazla kayıp vermedikleri halde sayıları bir türlü çoğalmıyor. Oysa sürülerden her gün üç beş tane kesilerek eksildikleri halde koyunların sayısı durmadan artıyor. Bakın kurban bayramında 150 haneli köyümüzde en az 100 koyun kurban kesildiği halde ( Kurban bayramı tatili dönüşü bu ödevi vermişti.)  koyunların sayısı sürekli artıyor. Bunun sebebi nedir”  konulu bir ödev verdi.

Çocuk yaşımızla buna bir cevap vermemiz mümkün değildi. Ama benim okuma yazma bilmeyen, askerliğini de çavuş olarak yapan İbrahim Çavuş diye anılan âlim değil ama irfan sahibi bir dedem vardı. Öğretmenin sorusunu aynısıyla dedeme sordum.   75 yıl sonra da olsa belleğimde iz bırakan dedemin ödevime verdiği enfes cevabı,   sizlerle paylaşmak istedim. Dedem:

“Sebeb, seher vaktinin bereketidir Kadir oğlum. Köpekler gece boyunca havlayıp dururlar. Tam sabaha karşı da uyurlar. Koyunlar ise seher vakti uyanık bulunurlar.  Seher vakti uyanıp işinin başında olanlara Allah darlık çektirmez.  Bir Müslüman’ın üzerine güneş doğmaz. Sen, sen ol ekmek tavşan olup, sen tazı olup arkasından koşturmak istemiyorsan üzerine güneşi  doğdurma.” diyerek   verdiği  cevabıyla birlikte  davudi sesiyle  okuduğu   ilahiyi hiç unutmadım. Davudi sesiyle söylediği o güzel ve anlamlı ilahi, her koyun sürüsünü gördüğümde hala kulaklarımda çınlar.

“Seher vakti bülbüller/ Ne de güzel öterler/ Açınca tüm çiçekler/ Birlikte zikrederler.

Aman Allah illallah/ Dertlere derman Allah/ Gönüle şifa veren Leilehe illallah.

.  Küçük yaşlarda yatılı okulda okumam ve erken saatte etüde kalkma alışkanlığı, küçük yaşta hayatımın bir parçası oldu. Yaşım 3 çeyrek asır olmasına rağmen üzerime güneşin doğduğu çok nadirdir.

 Yaşım ilerledikçe de şunu öğrendim. Kâinatta Allah’ın yarattığı bir kanun vardır. Dini terminolojide buna “SÜNNETULLAH”  diyoruz.. Sünnetullah’a göre ;  kuş, kurt,çiçek, böcek, sinek.... yaşama dair ne varsa, hepsi güneşle birlikte uyanır. İnsan ise güneşten önce sabah namazında uyanması gerekir. 

Evet iç dünyaları aydınlık olanlar, seher vaktinin serin havasını ve manevi güzelliğini doya doya yaşarlar. Uykuya uzun zaman ayıranlar ise bu nimetten mahrum kalırlar. Unutmayalım mahrumiyetle- mahcubiyet ikiz kardeştir.

Bir de geceleri kendi yalnızlığıyla baş başa kalmamak için kendilerini eğlence ve sefahat âlemlerinin kucağına kendini atarak gecenin çok geç saatlerine kadar eğlenip sabahın köründe yatağa girip de öğleden sonra ikindiye kadar uyuyanları düşünelim. Hele bu durum, yazın sahillerde olağan bir durum. Biz bunları bir tarafa bırakarak bir de her türlü tedbire rağmen uyuyamayanlarla uyutulamayanlar var ki bunların başında da küçük çocuklar geliyor. Yazımı uyutulamayan bir çocuk fıkrasıyla bitireyim.

Kadının biri çocuğunu bir türlü uyutamıyormuş. Çaresiz ve uykusuz kalınca mahallenin hocasına gitmiş, konuyu anlatıp: “ Hocam, ne olur; çocuğuma bir muska yaz da boynuna takayım da hem o uyusun, hem de ben uyuyayım.” demiş. Hoca Efendi: “ Be hatun bunun için muska gerekmez. Sen çocuğun altına dikkat et, bakımını iyi yap.” demişse de  kadın diretince, hoca çaresiz  bir muska yazmak zorunda kalmış ve kadına vermiş.  Olacak bu ya, muska çocuğun boynuna takıldığı akşam sabaha kadar çocuk deliksiz bir uyku uyumuş. Durumdan memnun olan annesi acaba hoca ne yazdı diye merak edip muskayı açmış. Muskanın  içinde  şöyle yazıyormuş.: “ Ey kadın! Çocuğun ağlayınca hemen emzir, yine durmazsa al sırtına gezdir!”

Haydi, yazıma de hocamızdan da bir fıkra ilave edeyim.

Hocanın çocuğu ağlamaya başlayınca bir türlü susmak bilmezmiş. Hanımı her türlü çareye başvurur ama başarılı olamaz. Veled,  feryat ve figana devam eder, derken bakar ki hocanın da canı sıkılır ve karısına seslenir:” Hanım  şu duvardaki kara kaplıyı  bana getir!” “ Hoca, Allah aşkına, bunun çocuk susturmakla ne alakası var?”  Güldürürken, düşündüren, düşündürürken güldüren bilge hocamız taşı gediğine koyar. “ Hanım, sen bilmezsin. Ben camide  bu kitaptan  vaaz ediyorum. Daha iki satır okumadan cemaat uyuklamaya başlıyor.”

İşin şakası bir tarafa. Saygı değer okurum “ Siz seher vakti uyananlardan mısınız, yoksa uyuyanlardan mısınız?”

Selam ve dualarımla hayırlı kandiller diliyorum. www.kadirkeskin.net

Not: Salihli T Tipi  Kapalı cezaevi