Kadir KESKİN

Kadir KESKİN

[email protected]

HAYATIN İKİ GERÇEĞİ

11 Eylül 2011 - 23:41

Doğum ve ölüm hayatın iki kaçınılmaz gerçeğidir. Yaşayan her insan öleceğine inanır ama ölümün gerçekten kendisine geleceğine pek inanmak istemez. Komşusuna, arkadaşına, yakın dostlarına layık görür ama nedense kendine pek yakın görmez. Bu nedenle de ölümü pek gündemine almaz, onu düşünmek istemez, onu unutarak yaşamayı mutluluk sanır. Ama unutmak mümkün değildir. Televizyonların düğmesine bastığımızda kazalar, afetler, cinayetlerle küçük- büyük, genç-yaşlı bir çok kişinin ölümü,   bize bu hayatın  gerçeğini hatırlatır.

Dolayısıyla öldükten sonra dirilme, hatırlamak istemesek de hepimizin ve herkesin aklını meşgul   eden bir  konudur.  Bu nedenle insanlar doğum ile ölüm arasını daima  tedirgin geçirmektedirler.   Dolayısıyla  Mü’minler son anda imansız  gitme korkusunu taşımış, diğer insanlar da hayata tam manasıyla  bir anlam verememenin şaşkınlığı içinde  ömür tüketmişlerdir ve tüketmeye de devam etmektedirler. Akılları ile bilim ve tıbbın  ölüme  egemen olacağına   inanmak isterken, fıtratları onlara, hiçbir gücün, ecelle buluşma günlerini değiştiremeyeceğini  fısıldamaktadır. Şu bir kesin gerçektir ki  yaşam ve ölüm birbirinden  ayrılmaz bir bütündür. Dünyada doğum olmadan  geçirilen bir gün olmadığı gibi, ölümsüz geçen bir gün de yoktur.  Hepimiz ve her fert  mutlaka klinik olarak ölü sayıldığımız  bir ana kavuşacağız.  Dolayısıyla yaşamda ölüm  oranı yüzde yüzdür. Ölüm  ve ona eşlik eden  dehşetten  herkes haberdardır.  Bu dehşetten ancak iman ile sükunete ereriz. Onun içinde  Kur’an’ da  şöyle buyrulmaktadır. “Kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur”