Kadir KESKİN

Kadir KESKİN

[email protected]

Böyle Bir Dostunuz Var mı?

19 Nisan 2012 - 23:58

 

 BÖYLE BİR DOSTUNUZ  VAR MI?

Daima düşünceliydi. Susması konuşmasından uzun sürerdi. Lüzumsuz yere konuşmaz; konuştuğunda ne fazla, ne eksik söz kullanırdı.

 

Dünya işleri için hiç kızmazdı. Kendi şahsı için asla öfkelenmez ve öç almazdı. Kötü söz söylemezdi. Affediciliği tabii idi. İntikam almazdı. Düşmanlarını sadece affetmekle kalmaz, onlara şeref ve değer de verirdi. (Amcası Hz. Hamza’yı öldüren Vahşi’yi, öldürten Hint adlı kadını,kızı Rukiye’i attığı okla felç eden  ve bebeğini düşüren Ebu Cehil’in oğlu İkrime’yi affetmesi GİBİ.)
Kindar değildi. “Kini olanın Dini Yok” buyururdu.

Kendisini üç şeyden alıkoymuştu: Kimseyle çekişmez, çok konuşmaz, boş şeylerle uğraşmazdı.
Umanı, umutsuzluğa düşürmezdi.
Hoşlanmadığı bir şey hakkında susardı.
 

Hiç kimseyi ne yüzüne karşı, ne de arkasından kınar ve ne de ayıplardı. Kimsenin kusurunu araştırmazdı. Kimseye hakkında hayırlı olmayan sözü söylemezdi.
 

Âdet üzere sarf edilen hiçbir kötü sözü ağzına almamıştı. Sıkıntılı hallerinde kabalaşmaz, bağırmazdı. “Ya hayır söyle , Ya sus” derdi.
 

Yanında en son konuşanı ilk önce konuşan gibi dikkatle dinlerdi.
Bir toplulukta bulunduğu zaman bir şeye gülerlerse, o da güler; bir şeye hayret ederlerse, o da onlara uyarak hayret ederdi.
Gerçeğe aykırı övgüyü kabul etmezdi.
Her zaman ağırbaşlıydı.
Konuşurken çevresindekileri adeta kuşatırdı. Kelimeleri parıldayan inci dizileri gibi tatlı ve berraktı.
 

Yürürken beraberindekilerin gerisinde yürürdü; Ayaklarını yerden canlıca kaldırır, iki yanına salınmaz, adımlarını geniş atar, yüksek bir yerden iner gibi öne doğru eğilir, vakar ve sükûnetle rahatça yürürdü.
Kapısına yardım için gelen kimseyi geri çevirmezdi.
 

Fakirlerle birlikte yerdi; öyle ki onlardan ayırt edilemezdi. Yemek seçmez, önüne ne konulursa yerdi.
Sade kıyafetler giyer, gösterişten hoşlanmazdı.
Konuşurken yüzünü başka tarafa çevirmez, bulunduğu mecliste ayrıcalıklı bir yere oturmazdı. Girdiği toplumda  kendisine özel bir ilgi gösterilmesini istemezdi.
 

Sabahları evinden çıkarken şöyle derdi: "İlâhî, doğru yoldan sapmaktan ve saptırılmaktan, kanmaktan ve kandırılmaktan, haksızlık etmekten ve haksızlığa uğramaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlık edilmekten sana sığınırım."

Yine çok sık yaptığı dualar arasında ”Allah’ım işsizlikten,acizlikten, tasa ve kederden, insanlar arasında   küçük düşmekten sana sığınırım. Ya Rabbi, acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten ve her çeşit hastalıktan sana sığınırım!)
 

Sıradan değildi; ama sıradan insanlar gibi yaşadı.
Sizin hiç böyle bir dostunuz oldu mu? Aslında böyle bir dostumuz var; ki o, iki cihanda Efendimiz Muhammed Mustafa'dır (S.a.v).

  Tüm hemşerilerimin “Kutlu Doğum Haftası” kutlu olsun                              

  Kadir Keskin/ Manisa Lisesi Emekli Müdürü ve Özel Hedef Koleji Din Kült. Öğret.