İsmail CİNGÖZ

İsmail CİNGÖZ

[email protected]

KUŞAK YOL, YENİ DÜNYA SİSTEMİ VE TÜRKİYE

01 Temmuz 2021 - 13:07 - Güncelleme: 01 Temmuz 2021 - 15:56

KUŞAK YOL, YENİ DÜNYA SİSTEMİ VE TÜRKİYE

1980’lerin sonu itibariyle kontrollü bir şekilde dağılan Sovyet Rusya sonrası bağımsızlıklarını tekrar elde eden başta Türk Devletleri olmak üzere Orta Asya ülkelerinde bir geçiş dönemi yaşanmıştır; çünkü sadece resmi açıdan değil, günlük hayata dair her türlü fonksiyonları uzun yıllar Sovyet Rusya endeksli devam eden bu coğrafya, dağılma ve bağımsızlık sonrasında da bir süre yine zorunlu olarak Rusya ile birlikte hareket etmek durumunda kalmışlardır.
İlerleyen süreçte kendilerine yeni yollar çizen ve kendi ayakları üzerine durmaya başlayan bu ülkelerin dış politikalarında yavaş yavaş değişimler yaşanmıştır; çünkü dizayn sürecinde olan Yeni Dünya Sistemi içerisinde bu coğrafyanın önemli aktörleri Rusya, Çin ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasında yaşanan mücadele, bu ülkeleri doğrudan veya dolaylı bir şekilde mutlaka ilgilendirmekte olduğu için değişim kendiliğinden gelmeye başlamıştır. Ancak devam eden bu sürecin zorunlu olarak Rusya, Çin ve ABD başta olmak üzere küresel aktörler dengelenerek, ulusal çıkarlar gözetilerek, pragmatik ve uzlaşı endeksli politikalar üzerinden yürütüldüğü görülmektedir.
Bölge ülkeleri, Orta Asya coğrafyasında etkisini arttıran Çin’e ve bölgeye yerleşmeye çalışan ABD’ye ve güneye inme stratejisiyle hareket eden Rusya’ya karşı, dış politikalarını denge politikası ile geliştirmektedirler. Bu arada bir taraftan da Afganistan’dan çekilme sürecini başlatan ABD’nin yerine boşluğu doldurmaya çalışacağı öngörülen Rusya’nın jeostratejik öneme sahip Fergana Vadisi ve Karabağ örneklerinde olduğu gibi mücadele sahaları üzerinden “Barış Gücü” adı altında[1] yerleşmeye çalışabileceği hatırda tutulmalıdır; çünkü bu coğrafyadaki mücadeleler Rusya’nın stratejik hedeflerine hizmet etmektedir.
Bu arada Çin Halk Cumhuriyeti Başkanı Xi Jinping tarafından 2013 yılında başlatılan ve “Modern İpek Yolu” olarak bilinen “İpek Yolu Ekonomi Kuşağı” ve “21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu” projeleri için kısaca “Bir Kuşak Bir Yol Projesi” ile Asya, Avrupa, Afrika ve Avustralya kıtalarını birbirine bağlanması hedeflenmiştir. Yaklaşık 64 ülkeden geçmesi ve 2049 yılında tamamlanması öngörülen projenin hızla yapımına geçilmesi için ardarda ikili anlaşmalar imzalayan Çin’in devasa bütçeler ile işe koyulduğu görülmektedir. Ticaret ve altyapısal olarak entegrasyon adına borç diplomasisi ile hareket eden Çin’in stratejisini[2] ülkeleri için ulusal güvenlik açısından tehlikeli olduğu düşüncesiyle bazı ülkelerin projeden çekildiklerini açıklamaları ise projeye karşı endişeleri de beraberinde getiriyor algısına sebep olmaktadır.
Avustralya Dışişleri Bakanı Marise Payne; Avustralya’nın Victoria eyaleti tarafından “Bir Kuşak Bir Yol Projesi” kapsamında Çin ile imzalanan anlaşmaları “ulusal çıkarla ilgili olduğu” vurgulanarak 22 Nisan 2021 tarihinde veto edildiği açıklanmıştır[3]. Ardından 7 Haziran 2021 tarihinde İtalya Başbakanı Mario Draghi de ülkesinin 2019'da katıldığı “Bir Kuşak Bir Yol Projesi” nden çekilme kararı aldığını duyurmuştur; çünkü Başbakan Draghi, göreve gelmeden iki ay önce Çinli şirket Shenzen Investment Holdings, Milan merkezli çip üreticisi LPE'nin %70 hissesini almak için yapılan anlaşmaya yeni Ekonomi Bakanı Giancarlo Giorgetti ile birlikte itiraz etmiş ve ilerleyen süreçte Kuşak Yol Projesi’nden çekilme kararı çıkmıştır. Lakin 2020 yılı içerisinde 400 Çinli şirketin, stratejik alanlarda etkili 760 İtalyan şirketine yatırım yaptığı ve Çin menşeili Huawei şirketiyle 5G altyapı kontratını koşullu da olsa anlaşma sağlandığı[4] düşünülürse sürecin nasıl devam edeceğini zaman gösterecektir.
Bu arada 30 Aralık 2020 tarihinde Avrupa Birliği (AB) ile Çin arasında 2014 yılından beri devam eden Yatırım Anlaşması müzakerelerinde uzlaşı sağlandığının[5] açıklandığı halde 11-13 Haziran 2021 tarihlerinde İngiltere’de gerçekleştirilen G7 Zirvesi’nde ABD ile Çin arasında devam eden ticaret savaşı, Güney ve Kuzey’in yeni bir küresel ekonomik “egemenlik” yarışına girdiğine işaret ettiği[6] bir kez daha ortaya çıkmıştır. Öyle ki altyapılarını iyileştirmek için yatırım yapmak isteyen gelir düzeyi düşük ülkeler için Çin'e alternatif bir destek planı oluşturulması kararı verilen G7 Zirvesi’nde; ABD Başkanı Joe Biden tarafından "Dünyayı Yeniden Daha İyi İnşa Et" planı ile Çin'in geliştirdiği “Bir Kuşak, Bir Yol Projesi” nden daha iyi bir alternatif sunmak gerektiği açıklanmıştır. Dolayısı ile Başkan Biden, bahsettiği proje ile Batı ülkelerinin Çin’in dünya genelindeki etkisini artırma girişimlerine ve gelişmekte olan ülkelere milyarlarca dolar akıttığı Bir Yol, Bir Kuşak programına mutlaka karşı çıkılması[7] gerektiğine inandığı anlaşılmaktadır.
ABD tarafının düşüncesi böyle olsa da AB-Çin arasında varılan Yatırım Anlaşması ile Çin'in AB yatırımcıları için eşi görülmemiş seviyede piyasa erişimi taahhüdü ile Çin'in; otomotiv, finansal hizmetler, sağlık ve telekomünikasyon gibi çeşitli sektörleri Avrupalı yatırımcılara açmayı, hizmet alımlarında AB firmalarına ayrımcılık yapmamayı ve kamu desteklemelerinin daha şeffaf olacağı taahhüdü karşısında ABD’nin önerisinin nasıl karşılık bulacağını zaman gösterecektir.
***
Bir taraftan ikili anlaşmalarla Çin ile özellikle ekonomik endeksli olmak üzere ilişkilerini geliştirmeye çalışan AB ülkeleri, ABD’nin diretme ve empozeleri karşısında bir taraftan da Çin’e karşı alternatif projelerle birlikte güç birliği yapmaya çalıştıkları görülmektedir. Bu arada Kuşak-Yol Projesi’nden çekilmeler de yaşanıyorken jeopolitik ve jeostratejik konumu ile Türkiye öne çıkmaktadır. Zira Türkiye, Çin’in Balkanlara, Avrupa’ya çıkış kapısıdır.
Türkiye bir taraftan da Orta Asya ve Ortadoğu coğrafyasında Çin’in ekonomik işbirliği yapabileceği yegane ülke statüsündedir. Bu nedenledir ki Türkiye ile Çin siyasi, ekonomik ve güvenlik alanlarında ilişkilerini geliştirmek durumundadırlar. Kuşak-Yol Projesi ile Çin’in, Çin’den başlayıp Özbekistan, Kazakistan, Rusya, Türkiye ve Yunanistan üzerinden Romanya güzergahıyla dünyanın çeşitli bölgelerine ulaşması planlanan üçü denizden, ikisi karadan olmak üzere beş güzergahından birinin Türkiye’den geçecek olması ve Türkiye’nin Asya-Avrupa-Afrika bağlamında stratejik geçiş güzergâhlarının tamamını kontrol ediyor olması Türkiye’yi “Kuşak-Yol Projesi” için kilit ülkelerden biri haline getirmektedir[8].
NATO’nun dolayısı ile ABD’nin stratejik müttefiki olan Türkiye’nin Çin ile bu kadar stratejik işbirliği geliştirmesi ABD ve Avrupa ülkelerinin kaygılanmasına sebep olmaktadır; çünkü iki ülke ilişkilerinin 2010 yılında “Stratejik Ortaklık” seviyesine çıkartılmasının kararlaştırıldığı bilinmektedir. Hatta Çin yapımı HQ-9 Uçaksavar Füze Sistemi almak isteyen Türkiye’ye, Rus yapımı S-400 Hava Savunma Sistemlerinin satın alınması örneğinde olduğu gibi yine ABD tarafından karşı çıkıldığı hatırda tutulmalıdır. Lakin Avrupa ülkelerinin kendileri birer birer ikili anlaşmalarla Çin ile diyalog içerisinde olmalarına rağmen Türkiye-Çin işbirliğinden endişe duyuyor olmaları kendileriyle çeliştiklerini göstermektedirler.
Sonuç Olarak;
Türkiye, Çin’in Bir Kuşak Bir Yol Projesi’ne olumlu bakmaktadır; fakat Türkiye’nin, bu projeye sadece altyapısal olarak hazırlandığı görülmektedir. Ancak Türkiye zaman geçirmeksizin Çince bilen uzman ve eleman açığını kapatmak için de çalışmalar başlatmalıdır. Aynı şekilde Çin’de de Türkçe bilen personel hazırlığı olmalıdır. Böylece halen devam eden proje hakkında karşılıklı bilgi akışının yeterli seviyelerde olmasına ve daha verimli yürütülmesine olanak sağlayacağı muhakkaktır.
Bu arada ulusal güvenlik kaygıları ile projeden çekilen ülkelerin olmasını Türkiye karar alıcı mekanizmaları büyük bir dikkatle incelenmelidirler. Zira bu projenin Ortadoğu, Balkanlar ve Avrupa ayağının en stratejik ülkesi Türkiye’dir. İnceleme sonrası devam mı, çekilme mi bir karar verilmelidir; çünkü konumu ve bölgesel olaylar gereği Türkiye’nin jeopolitik öncelikleri zaman zaman değişkenlik gösterebilmektedir.
Kuşak-Yol Projesi, Türkiye ile Çin’in jeopolitik, ekonomik, güvenlik ve kültürel alanlarda birbirlerini tamamlayan ülke haline geldiklerinin görülmesi ile orta ve uzun vadede olumlu etkilerinin daha fazla olacağı şeklinde değerlendirilebilir. Hatta ilerleyen süreçte Türkiye ile Çin arasında ekonomik, askeri ve kültürel açıdan daha fazla fırsatlar da getireceği öngörülebilir; ancak projenin Türkiye cephesinde birtakım sorunlarla karşı karşıya olduğu görülmektedir. “NATO”, “Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı (AİGK)”, “Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİT)” teşkilatları açısından da stratejik öneme sahip Türkiye’nin Çin ile stratejik açıdan yakınlaşıyor olması rahatsızlıklara sebep olmaktadır/olacaktır. Ayrıca Çin’in Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine karşı uyguladığı insanlık dışı politikalar nedeniyle zaman zaman Türkiye ile Çin’i karşı karşıya getirmektedir. Ancak Türkiye ile Çin stratejik ilişkilerinin artarak devam etmesi halinde zamanla daha da gelişeceği beklenen ikili diyaloğun, Doğu Türkistan ve Uygur Türkleri için de olumlu gelişmelere vesile olabileceği varsayılmaktadır.
Son söz olarak; Türkiye konumu itibariyle her hal ve şartta stratejik ve kritik bir ülkedir. Karar alıcı mekanizmalar reel politikalarla objektif kararlar almalıdırlar. 28 Haziran 2021 günü Çin ile Rusya arasındaki “Dostluk ve İşbirliği Anlaşması” nın, 5 yıl daha uzatıldığı açıklanmış olsa da ilerleyen süreçte Kuşak-Yol Projesi nedeniyle iki ülke karşı karşıya gelecek ve Rusya Avrasyacılık projesinden ve hatta güneye inme planlarından vazgeçecektir. Türkiye karar alıcı mekanizmaları bu hususa da hazırlıklı olmalı, Sovyet Rusya’nın dağılma süreci örneğinde olduğu gibi hazırlıksız yakalanılmamalıdır.
                        :
İsmail CİNGÖZ; Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı/M.A. – BULTÜRK Ankara Temsilcisi. [email protected]

[1] Emrah KAYA; “Orta Asya’da Değişen Dengeler ve Kalıcı Barışa Artan İhtiyaç”, ANKASAM, 11.05.2021.
[2] Çin’in borçlandırma politikası örnekleri için bknz; İsmail CİNGÖZ, “Afrika Kıtasında Emperyalist Mücadele”, Son Nokta Haber, 12.07.2020.
[3] Haber Türk; “Avustralya, Çin'in ‘‘Bir Kuşak Bir Yol Projesi’’ Üzerindeki Devlet Anlaşmalarını Ulusal Çıkar Nedeniyle İptal Ettiğini Açıkladı”, 22.04.2021.
[4] Sputnik; “İtalya, Çin'in Kuşak ve Yol Projesi'nden Çekildi”, 07.06.2021.
[5] Ata Ufuk ŞEKER; “AB ve Çin Yatırım Anlaşmasında Uzlaştı”, Anadolu Ajansı, 30.12.2021.
[6] Mehmood Ul Hassan KHAN; “BRI-B3W: Güney ve Kuzey Arasında Ekonomik Üstünlük Yarışı”, ANKASAM, 21.06.2021.
[7] BBC News; “G7 Zirvesi: Gelişmekte Olan Ülkeler İçin Çin’e Alternatif Altyapı Finansman Planı Kabul Edildi”, 12.06.2021.
[8] Arzu DURDULAR; “Çin’in “Kuşak-Yol” Projesi ve Türkiye-Çin İlişkilerine Etkisi”, T.C. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Avrasya Etüdleri 49/2016-1 (77-97).



Kaynak: BBC News; “G7 Zirvesi: Gelişmekte Olan Ülkeler İçin Çin’e Alternatif Altyapı Finansman Planı Kabul Edildi”, 12.06.2021.
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum