Fuat YILMAZER

Fuat YILMAZER

[email protected]

SANCI AMA!

01 Kasım 2018 - 22:28

            SANCI AMA!

            Doğum olayı iki karşı cins arasındaki ilişki sonunda oluşan canlının dünyaya gelme durumudur.  

Doğum anında çoğunlukta anne acı duyarak bir canlı dünyaya getirir.     

Allah ona öyle yüce duygu vermiş ki buna da annelik duygusu denir. Bu yüce duygu anayı dinimiz içinde saygın bir yere oturtur ve Allah katında yüceltir.

Onun için “Cennet anaların ayakları altındadır” denmiştir.

İşte bu sebepten aile ve toplum içinde “ana/anne” kelimesi kutsaldır. Söylerken de dinlerken de huzur verir.

            Bazen de bu iki karşı cinsin birleşmesi istek doğrultusunda olmaz. Çevre baskısıyla, Sosyal körlükle, aldatmakla, zorla veya ahlak zafiyetten de olabilir.

            Nasıl olursa olsun, hamilelik sancı ve doğum olayıdır. Bazen de erken doğum dedikleri prematüre çocukta dünyaya gelebilir.

                                                                     ***

            Türkiye bugünlerde sancı çekmektedir. Bu sonucun nevi, sebebi ve durumu incelenebilir. Tahliller analizler yapılabilir.  

Sancı isteyerek mi çekiyor yoksa bir gaflet neticesinde mi oldu veya zorla olan ilişkinin sonucumu, araştırılabilir.

Ama bu sancı ve doğum gerçeğini ortadan kaldırmaz.

Sonuç ortada Türkiye sancı çekmektedir.

Türkiye bir gömlek değiştirme durumu ile karşı karşıyadır.

İşte bundan sonra temennimiz doğumun, gömlek değiştirmenin Türkiye’nin sosyal kültürel, millî ve üniter yapısına ters düşmemesidir. Aile kültürüne anne bünyesine zarar verecek duruma gelmesinin önlenmesidir.

            Bu değişimin olması için çaba sarf edenlerin bilinçli olduklarına inanıyorum.

Yani Bugünkü durum planlı programlı önceden düşünülerek yapılan davranış ve sonuçtur.

            Büyük Atatürk ferdi olduğumuz Türkiye Cumhuriyetinin bütün kurum ve kurallarını muasır medeniyetler çizgisinde koymuştur. Devlet kurallarını da Türk’ün özelliklerine uygun oluşturmak konusunda büyük çaba göstermiştir.

            Devlet hayatında çok küçük süreyi ifade eden 95 yıllık ömrümüzde konulan kurallar veya usullerin değiştirilme düşüncesi, milli ve muasır medeniyetler yönetim şekline taşıma izlenimi vermemektedir.

            Ülkenin yönetimine talip olan siyasi partiler, iktidar ve muhalefetiyle olaylara dikkatli bakmalı, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu bilerek programını bu gerçeklere uygun yapmalıdır.       

Çünkü kendilerinin başarısızlığı, arka bahçelerinde Türklükle sorunu olanlara elverişli ortam sağlamaktadır.

            Bu sorumsuzluğun vebali de büyüktür.