Erkan AKBALIK

Erkan AKBALIK

[email protected]

1935 YILINDA MANİSA’DAN BİR MAKALE “AY’DA HAYAT VAR MI?”

05 Aralık 2018 - 23:04 - Güncelleme: 05 Aralık 2018 - 23:09

            1935 YILINDA MANİSA’DAN BİR MAKALE “AY’DA HAYAT VAR MI?”

            İnsanoğlunun, teknolojinin gelişimine paralel olarak, yaşadığı gezegenin dışında yaşam ya da yaşanabilir bir yer olup olmadığı en çok merak ettiği konulardan biridir. Gözlem aletlerinin gelişmesi ile birlikte uydumuz Ay’dan başlayan bu merak ve sorular diğer gezegenler ve özellikle de Mars ile devam ederek günümüze kadar gelmiştir.

            Teknolojinin son 40-50 yılda inanılmaz bir şekilde gelişmesi, bir zamanlar hayal olarak kabul edilen çalışmaları gerçeğe dönüştürmüştür. Ulaşılmaz gibi görünen Ay’a ayak basılması ve artık günümüzde neredeyse komşu kapısı haline gelmesi, hedefi daha uzak ve ulaşılması çok zor olan Mars’a çevirmiştir.

            Konu üzerinde çalışma yapan bilim adamlarının harcadığı emekler sonuç vermiş ve Mars’ı daha yakından inceleyebilmek için özel olarak hazırlanan araç Dünyamızdan yaklaşık 77 milyon kilometre uzaklıktaki gezegene 26 Kasım 2018 tarihinde başarılı bir şekilde indirilmiştir. İner inmez de mükemmel kalitede fotoğraflar göndermeye başlamıştır. Aracın gönderiliş amacını, gönderenler (NASA) “Mars’ın iç kısmını incelemek ve gezegenin yaşamsal belirtilerini, nabzını ve sıcaklığını almak” olarak ifade etmişlerdir.  

            Dünya dışında “yaşam varlığı” konusu muhtelif tarihlerde bütün dünyada olduğu gibi Ülkemizde ve güzel şehrimiz Manisa’da da zaman zaman gündeme gelmiştir.

            Manisa’nın tamamına yakını malum olduğu üzere Eylül 1922’de işgalci düşmanlar tarafından yakıldı. Bu felaketin yarasını sarmak hiç de kolay olmadı. Savaştan çıkmış bir millet, genç bir devlet ve eldeki imkânlar çok kısıtlı. Buna rağmen oldukça hızlı bir şekilde şehir yeniden kurulmaya çalışıldı. Bu sürecin tamamlanması birkaç 10 yılı aldı. Bu sıkıntılı dönemde şehrin münevverleri toplumun içinde bulunduğu durumdan hızlı bir şekilde çıkabilmesi için gerek yaptıkları eğitim faaliyetleri ile gerekse neşrettikleri yayınlar ile toplumu canlı ve ayakta tutmak için gayret sarf ettiler.

            Bu süreçte neşredilen mecmualardan biri de “Yeni Doğuş” dergisidir. İmtiyaz sahibi Manisa’da iki dönem belediye başkanlığı yapan rahmetli Avni Gemicioğlu’dur. Kendisi de dergide muhtelif konularda yazılarını okurlar ile paylaşmıştır. Yayınlandığı tarih itibariyle Manisa’nın henüz sıkıntılarını tam olarak atlatamadığı biliyoruz. Bu sıkıntılara rağmen Avni Bey bir taraftan güncel problemler ile uğraşırken diğer taraftan yabancı yayınları takip etmiş ve karşılaştığı bazı konuları -ki bu konular şehir gündeminden oldukça uzak konular olmasına rağmen- köşesinde işleyerek Manisalıların ufkunu genişletmesine ve Dünya’da olup bitenden haberdar olmasına katkıda bulunmuştur.

            Avni Gemicioğlu’nun kaleme aldığı yazılardan biri de Ocak 1935 sayısında yer alan “Ay’da Hayat var mı?” başlıklı yazısıdır. Günümüzde Mars üzerinden devam eden bu konunun yayın tarihi itibariyle Manisa’da da işlendiğini öğrenmek oldukça heyecan vericidir. Konuyu daha fazla uzatmadan sizi yazı ile baş başa bırakıyorum.

FEN ÂLEMİ – AYDA HAYAT VAR MI?

            Bu sual ile İngiliz heyetşinaslarından İ.A Lloyd “Fen heyetine ait keşifler” namındaki fenni mecmuada meşgul olmakta ve bu hususta yüksek bir vüsatle halle çalışmaktadır.

            Bu zatça dahi, tabiatile, her şeyin aydaki vaziyetlerle alakadar olması lazım geldiğinden eğer ayda su ile hava mevcut ise ancak o zaman orada da ayni arz üzerindeki bir hayatın mevcudiyeti düşünülebileceği esas olarak kabul edilmektedir.

            Bazı âlimlerin noktai nazarında göre her ne kadar Ay sathının kalın buz tabakasile kaplı olduğu kabul edilmekte olmasında nazaran dahi burada birinci saydığımız suyun ademi mevcudiyeti muhakkak görülmektedir.

            Bazı heyetşinaslar ise buna mukabil çok dağlık ve ziyade girinti çıkıntılara ve vasi vadilere malik olan Ayın bu büyük dağları arasındaki yarıklarda müşahede edilen karartılardan ayda su olmayıp ancak su buharı halinde bazı maddelerin mevcudiyetini kabul etmektedirler. Keza diğer bazı heyetşinaslar dahi gayet büyük dürbünlerle Ay üzerindeki Güneşin nüfuz edemediği dağ yarıklarında bazı maddeler tespitine muvaffak olmuşlardır ki bunun da daha ziyade kar olmasını kabul etmişlerdir.

            Bundan takriben 100 sene kadar evvel Danimarkalı Gruithuisenes Ayda büyük binalar, şehir ve köyler olduğuna tamamen kani idi. Mamafih hâlihazırda bu gibi şeylere inanmak zamanı çoktan geçmiş artık sırf bu âlime münhasır ve hayal halinde kalan bu düşüncelerle ayda hava olmadığını kabul eden büyük bir ekseriyet hiçte meşgul olmamıştır. Mamafih Ayda hava olmasa dahi her halde sathının gayet ince bir hava tabakasile mestur olduğu muhakkak görülmektedir. Çünkü çok ince dahi olsa böyle bir hava tabakasının mevcut olmadığı yerde ne kar ve ne de su buharı mevcut olamaz bununla beraber diğer noktai nazarlar, Ayda ilim hayat esaslarına nazaran insan ve hayvanlara müşabih bir mevcudiyetin vücudu kabul edilememektedir.

            Uzun senelerden beri mütemadi olarak Ay ile gayet yakından alakadar olan bazı heyetşinaslar senelerce temadi eden bu uzun tetkik ve tarassutları neticesinde Ay üzerindeki bazı kısımlarda zaman zaman renklerinin tebeddül ettiğini ve bununla da Ayda ve Arzda olduğu gibi Ay günlerinin ve senelik tahavvüllerinin mevcudiyetini tespit etmişlerdir. Şu suretle Merih yıldızından gayet kolaylıkla görülebilen senelik tebeddüller Ayda gayet zaif olarak görülmektedir ki bu da Aydaki hava tabakasının gayet ince olduğunu ispat etmektedir.

            Heyetşinaslar, Ayda tespit ettikleri yosun ve buna mümasil maddelerin mevcudiyetile Ayda gayet zaif bazı hayat emareleri olduğunu kabul etmektedirler ki böyle zaif bir hayatın mevcudiyeti Arz sakinlerinden kimsenin haset veya gıptasını mucip olamayacağı pek tabiidir.

A Gemicioğlu

                       

 

Son Yazılar