Ergül ALTAŞ

Ergül ALTAŞ

[email protected]

SMS’İNİZ OKUNMADI

01 Mayıs 2019 - 17:35

SMS’İNİZ OKUNMADI

Hangi şehre yerleşsem arar bulurlar beni. Bir ay, beş ay, bir yıl. Önce biri, sonra diğeri, derken hepsi. Pek severler. Cuma, bayram, kandil hiç unutmazlar. Çoğu zaman eşimden dostumdan önce davranırlar. İlk mesaj onlardan gelir.

Kim bunlar?

Milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi, parti il başkanı…

Açıp bakmam, siler atarım. Ne ayıp değil mi? Onlar beni tanıyor, adam yerine koyup kutlama mesajı gönderiyor. Ben okumadan siliveriyorum. Silerken de verilen selama karşılık verememenin vebalini omuzlarımdan silkeleyip atmanın rahatlığıyla bir ‘oh!’ çekiyorum. Bu rahatlama meşhur olmanın, tanınıyor olmanın verdiği bir özgüvenden ya da muhatabı küçümsemeden kaynaklanmıyor. Ya neden kaynaklanıyor?

Ben onlara geri dönüş yapamıyorum. Merhaba’larına, merhaba; Selamun Aleyküm’lerine, Ve Aleyküm Selam’la mukabelede bulunamıyorum. Bu da bana dert oluyor. En iyisi verilen selama karşılık vermen mümkün olmuyorsa muhatabını görmezden gel, diyorum.

Mevki makam sahibi değilim. Ünlü bir şarkıcı, şöhretli bir futbolcu hiç değilim. Adım var, sanım yok. Peki, onlar beni nereden tanıyor? Kadirşinas insanlar. Gurbette kimsesiz bir garip olduğumu anladılar, insanlık yapıyorlar. İnsanlıkları onlarda kalsın. Yeter ki bana o hiçbir anlam ifade etmeyen, telefonumun bildirim sesini ‘bıt bıt’ öttürme dışında işe yaramayan mesajlarını göndermesinler. Seviyorlarsa uzaktan sevsinler. Ben de içlerinden bazılarına karşı boş değilim. Sayıyorum, seviyorum. Ama mesaj atmıyorum, atamıyorum.Rahat olsunlar. Gönül koymam. Aramıyorlar, sormuyorlar diye sağda solda dedikodu da yapmam. Söz veriyorum. Hem valla, hem billa.

Asli görevlerine dönsünler. İşlerini yapsınlar. Ben niçin vekâlet verdiğimi iyi hatırlıyorum. Onlar da niçin vekâlet aldıklarını unutmasınlar. Milletvekilinin, belediye başkanının görev ve sorumlulukları belli; benim vatandaş olarak görev ve sorumluluklarım besbelli. Bu sorumluluklarının arasında özel gün ve haftalarda vatandaşın gününü kutlama yok bildiğim kadarıyla. Nezaket mi? Geç bunları canım cicim. Eminönünde güvercinlere yem atmıyoruz, sözün kıymetini bilenlere iki kelam ediyoruz. Kutlamalar nezaket gereği değil, cümle âlemin bildiği gibi oy gereği.  

Kimse boşa kürek çekmesin. Buradan kimseye ekmek, afedersiniz oy çıkmaz. Oyunun kuralı böyle, oyuna giren kol sallar deniliyorsa, bu kuralın değişme zamanı geldi de geçiyor. Laf olsun torba dolsun kabilinden işlerle göz boyayarak kaybedecek zamanımız yok bizim. Bu millet kadirşinazdır. Kıymet bilir. Sözde değil özde iş yapanların hakkını her daim teslim eder.

Yine de benim bu bir word sayfası yazımı dikkate almayarak gece gündüz, kar kış demeden; ülkenin birbirinden önemli yüzlerce sorunu ortayerde dururken, minarenin kılıfını, davulun tozunu vesile edip mesaj atmada ısrar eden ekâbir bilsin ki SMS’iniz okunmadan siliniyor. Silme zahmeti için ben hakkımı helal etsem de tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan kamu mesaisinin ve malının bir hiç uğruna heba edilmesini ne yapacağız?

Bunu böyle bilin: SMS’iniz okunmadı, okunmayacak!