Ergül ALTAŞ

Ergül ALTAŞ

[email protected]

EĞİTİM HER YERDE

11 Ekim 2020 - 08:54

EĞİTİM HER YERDE
            Sorun varsa çözüm vardır. Bu hep böyle olmuştur. İnsanoğlu zor durumlardan aklını kullanarak çıkmasını bilmiştir. Bu günler de gelip geçecektir. Geride sadece acılar değil hayatın her alanında -eğitim, üretim, tüketin, pazarlama- yeni davranış ve tutumlar, tecrübeler; yöntem ve teknikler kalacaktır.
            Eğitim önemli. Hayat memat meselesi. Memleket meselesi.
            Herkes yazdı. Ben yazmazsam olmazdı.
            Soru: Bu salgın sürecinde eğitimimiz nasıl çıkar?
            Peşin peşin söyleyeyim, iyi çıkar. Yiğit olan düştüğü yerden kalkmasını bilir. Bizim yiğitliğimiz de yedi düvelin malumudur. Zoru severiz. Bu konuda tarihimiz aynamızdır. Zor zamanları sıçrama tahtası olarak kullandığımız doğrudur.
            Eğitim sistemimiz zaten dikensiz gül bahçesi değildi. İşler istediğimiz düzeye bir türlü gelmedi. Bunun bir değil bin türlü sebebi var.
            Yıllardır çözülemeyen, kördüğüm olan, kangren olan sorunları halletmek için karar vericiler ve uygulayıcılar yıllardır çalışıyor. Aldığımız yol tatmin edici olmaktan çok uzak.
            Dershaneleri kapattık, yerine etüt merkezleri açıldı. Özel dersler patladı. LGS, LYS, KPSS. Test kitaplarının çeşidi ve tirajı kültür kitaplarıyla yarışır oldu. Bir kısır döngüyü aşamadık. Test çözerek telef olan çocuklarımızın kayıp yıllarını; geleceğimizi kurtaramadık.
            Bir lisan bir dil diyerek yabancı dil öğrenmenin önemini sağır sultana duyurduk. Hello’dan anca birkaç adım öteye geçebildik. İlk ve orta öğretimde öğrenemediğimiz, öğretemediğimiz dil sevdamız azmimizi kırmadı. İnat ettik. Doğru yoldan saptık. Yabancı dille üniverside eğitimine bel bağladık. Muasır medeniyetler seviyesine böyle çıkmayı umduk. Ummaktan öteye gidemedik.
            Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olduk. Kendi dilimize gereken değeri verip özeni göstermeyince adına tarzanca denilen bir dille konuşmaya başladık. Yazık oldu canım Türkçe’ye. Dijital ortamı bırak çarşı pazar yabancı kelimelerin arzı endam ettiği tabelalardan geçilmiyor. Tabela George’un dilinde olursa müşteri akınına uğrayacağımızı mı sanıyoruz bilmem.
            Ya ne olacak bu matematiğin hali. İki kere ikinin dört ettiğini kavramak bu kadar zor mu? Program, yöntem, araç-gereç. Yazıyoruz, çiziyoruz, değiştiriyoruz. Olmuyor. Matematik öğretmenlerinin kapısında özel ders için kuyruk olmada arıyoruz çareyi. Oysa onalar bilseler nasıl öğreteceklerini sınıf ortamında hallederlerdi bu sorunu.
            Peki, çözüm nerede?
            Belki uzaktan eğitimdedir. Bütün kopmalara, tıkanmalara; bağlanamama sorunlarına rağmen iyi niyetle sürdürülen bir süreç var. Zamanla daha iyi olacaktır. Eksiklikler giderilecek, aksayan yanları daha işler hale getirilecektir. Kopmalar, donmalar, ses problemleri ortadan kalkınca istenilen düzeyde olmayan ders katılımları da artacaktır.
            Yüz yüze öğrenemediğimiz, öğretemediğimiz dersleri anlatmayı bir de böyle denemenin ne sakıncası var? Okulda temeli atılan konuların kavranması için uzaktan eğitimden salgın sürecinden sonra da yararlanılacaktır.
            Bu süreçte veli ve öğrenciler telefon, tablet ve bilgisayarın sadece bir oyun aracı olmadığını anladı. Bu gelişme, güzel haber. Bilgisayar ve tabletle genel ağa bağlanarak dünyanın bilgisine ulaşmanın mümkün olduğunu birçok veli ve öğrenci yeni keşfetti. Eline telefonu alınca, bilgisayar başına oturunca oyun oynamaktan, sosyal medyaya bakmaktan başka bir şey aklına gelmeyen öğrenciler bugün canlı derslere bağlanıyor, ders anlatım videolarını dinliyor, farklı soru tipleriyle hazırlanmış onlarca konu değerlendirmeleriyle neyi ne kadar öğrendiklerini ölçebiliyor. Öğrenmenin okul ve öğretmenle sınırlı olmadığını dijital ortamdaki zengin içeriklerle karşılaştıkça anlayacak, bilgiye ulaşmanın birden çok yolu ve yöntemi olduğunun farkına varacaklardır.
            Genel ağda dolaşırken konu konuyu açacak, yeni ilgi alanları keşfedecekler, merakları kamcılanacak, yenidünyalara yelken açacaklardır. Öğrenmenin tadını alan öğrenciyi tutabilene aşk olsun!
            Okullar açılmalı. Ne pahasına olursa olsun değil, gerekli şartlar sağlanarak. Bugün için uzaktan eğitim yüz yüze eğitimin yerini tutmaktan çok uzak. Okulda yüzyüze yapılan eğitime yardımcı ve destekleyici olarak bir önem ve yarara sahip. Öğretmen öğrencisinin gözünün içine bakmalı, dokunmalı; öğrenciler akranlarıyla aynı ortamları paylaşarak sosyalleşmeli. Okullar öğrencisiz öksüz çocuklar gibi boynu bükük. Öğrenciler okulsuz kolsuz kanatsız; kötürüm kuşlar gibi neşesiz. Âşıkla maşuk kavuşmalı. Yarınlarımızı bu aşk kurtaracak.
            Bu da geçer Ya Hu!
            Salgın günleri geride kalıp yere sağlam bastığımız sağlıklı günlere ulaşınca yüzyüze eğitimin yanında uzaktan eğitim de vazgeçilmezimiz olacak. Bu kesin. Kim bilir belki eğitimdeki öğrenme-öğretme sorunumuzun çözümü yüzyüze ve uzaktan eğitimin birlikte uygulanmasındadır.
            Ne yüz yüze, ne uzaktan:
            Eğitim evde, okulda, televizyonda, bilgisayarda, kütüphanede, tiyatroda, sinemada, sokakta, çarşıda, tarlada … Eğitim her yerde.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum