SAGALASSOSTAYIM

Sagalassostayım
Putperestlik çağındayım Roma’nın
Ege’den berideyim kara üzüm bağındayım Roma’nın
Agora’ya şarap yapan ustayım
İskender’in atlıları geçmiş yüz yıllar önce
Heredot’u okuyorum altında bir sundurmanın
Roma’dan da buraya çıkarmış yollar önce
Sagalassostayım
Bilirim gökyüzünü dönence dönence
Şaraptan atıma gece binince
Huzur-ı Kakaspostayım
Başı hilalli yıldızlar tanrısının önünde
Zafer tâkı yanındayım bir yaz gününde
Ne mızrağım ne okum var ne yayım
Dağdan gelen köylü kadın falıma baktı
Şarap dolu tastayım
Ve öğrendim hastayım
Dedi: “Yakında Apollon’a seyahati ruhunun”
İçimi yaktı
Beni kendimle kavgalı bıraktı

Sagalassostayım
Yıldızları okumaya çıktım geceler boyu
Suskundular
Söz yerine -göz yaşları gibi- yağmur sundular
Agora öksüz kalacak
Anladım
Yerimi kızlarım ve karım alacak
Onlar da evlenecek yabancılarla
Belki eşim başkasını bulacak
Ben baş başa kıvranırken tarifsiz acılarla…
Anladım ki hayallerle dolu ömrümü tamamladım

Sagalassostayım
Meyhanemde genç kızların dansını göremeyeceğim.
Saçlarına taksınlar diyerek
Kır çiçeklerini deremeyeceğim.
Bir mermer lahdin içinde olacağım tek
Müşterilerime şarap bile veremeyeceğim
Dostlar bana bu genç yaşta ölüm mü gerek?

Sagalassostayım
Kendim için yastayım
Gideceğim Didim’deki kâhinlere
Her ne olur, her ne olmaz bilirlermiş denilir
Kazıyıp derdimi bir mermere
Dağlı kadının kehânetini soracağım
Apollon'a armağanlar getirip
En son basamağa oturacağım
Her ne kadar hastaysam da
Bulutlar yükselip gök incelince
Üzüm ezen kadınlara bıyıklarımı buracağım
Ne hayaller kuracağım
Tanrılar ülkesinden haberler gelince
Kuşanacağım hiç elime almadığım oklarımı
Yalansa söylenenler hakkımda
Dağ yolunda duracağım
Acımadan o falcı acûzeyi vuracağım.

A. Yılmaz Soyyer