Celil ALTINBİLEK

Celil ALTINBİLEK

[email protected]

SEVGİ ÂLEMİ

03 Şubat 2015 - 21:52 - Güncelleme: 07 Şubat 2015 - 12:11

SEVGİ ÂLEMİ                                      

                                                                           Aşk imiş her ne varsa âlemde

                                                                           İlim bir kıylı kal imiş ancak/ Fuzuli   

Her insanın farklı özellikleri, hissedişleri ve hayata verdiği tepkilerin farklı olduğu gibi, milletlerin de bir ortak duyuş ve hissedişleri olması ne kadar tabidir. Kütleyi milli şuura yükselten değerler, tarihin içinden ve birliktelikten süzülerek gelir bazen farkına varmasak da bizi biz yapar ve devletin ve milletin lehimi olurlar.

Milleti millet yapan değerler manzumesi insana ve insani değerlere ne kadar çok sahip çıkar,  hoşgörüyü ve sevgiyi ön planda tutarsa, kalıcı olur, dünyayı kaplar, ona hâkim olur.

Biz, cihanda, evvelden gelip devam eden yürüyüşümüzde bu insan odaklı ve sevgiyi esas alan duruşumuzla büyük devlet olduğumuzu, bu değerler silsilesiyle iftihar ettiğimizi ve dahi kurtuluşun bu tarihi minval üzerinden yeniden yeni şekilde harmanlanarak-yorumlanarak- gerçekleşeceğine inanmaktayız.

İnsanın ihtiyaçları hiç bitmez. Hayatı kolaylaştırmaya ait her yenilik ve yeni buluşlar insanlara keyif verir mesut eder. İhtiyaçlar, makineleşme ve teknolojik ilerlemelerle yarışmakta, hiç azalmamakta, gelişmelerle birlikte, birbirini tetikleyen tarza yeni yeni şekillerde artmaktadır.

İnsanların ihtiyaçları yalnızca bu maddi isteklerden ibaret değildir. Özü, güzele meyilli olan yaratılmışın sevmeye ihtiyacı bulunmakla, his ve ruhuyla dünyadan başka lezzet almakta, âlemi başka bir kavramaktadır.

Batı medeniyeti aklı, maddi değerleri ön çıkararak hayatına yön vermiştir. Batı çoğu zamanda maddi gücüne ve teknolojisine dayanarak diğer medeniyetlere üstünlük sağlamıştır. Doğu medeniyetinin ise ağırlık merkezi manevi tarafıdır. Milletler üstün olan tarafa göre yaşarlar ve hayat tarzlarını oluştururlar. Bu onların güzel sanatlarına, edebiyatına da yansır.

 

Batı medeniyeti, maddi düşünceyi, teknoloji ile birleştirip ileri gidince, medeniyet kavramlarında da insanımız üzerinde bir şaşırmışlık yaratmıştır. Ancak çok zaman da Batı zor kullanarak, kendi menfaati için Diğerlerini, kendinden uzak gördüğünü ezmiş ve sömürmüştür.

 

Akla ve ilme önem vermeden, kendini yenilemeyip, geçmişle ve kör taassupla aynı kısır daire içinde yol almak bizi ileri götürmez.  Batı medeniyetini olumsuz taraflarını görüp, kötülemek yerine, bizim yapmamız gereken, geçmiş örneklerimizden de faydalanarak, maddi değerleri ve aklı ve dahi hür düşünceyi ihmal etmeden, insana rahat ve kolaylık sağlıyan teknolojiyi de yanımıza alarak hem doğu hem batıyı kaplayan, kapsayan bir sevgi âlemi yaratmaktır. Bu işin mimarı da kendini tanıyan sanat ve ilim adamlarından geçecektir.

Madde karanlığı akıl ışığı ile, cehalet karanlığı ilim ışığı ile, nefis karanlığı marifet ışığı ile, gönül karanlığı aşk ışığı ile aydınlanır.-Hacı Bektaş Veli-

 

Celil altınbilek                                                                   

03.02.2015.

 

Kıy-ı kal: dedikodu