Kıbrıs Elden Gidebilir
Son günlerde Kıbrıs üzerinde yapılan görüşmelere, kamuoyu çok ilgi göstermemekte, yapılan sağduyulu uyarılar da gündemde yoğun bir şekilde yer almamaktadır.
Kıbrıs’ın Türk Toprağı olmasının ilgi çekici bir efsanesi vardır. Kanuni’nin oğlu Sarı Selim şehzadeliğinde kendisine hediye gönderilen atlara, Kıbrıs’ta ki Venedik Korsanları el koyar ve yağma ederler. Şehzade daha o zaman Kıbrıs’ın fethetmek niyetine girer. Ve onun zamanında 1571 de Kıbrıs Türk toprağı olur.
1877 Rus Savaşında Ada İngiltere’ye kiralanır ve İngilizler yönetimi ele geçirirler.
Osmanlı’nın 1. Dünya savaşını kaybetmesinin ardından İngiltere Ada’yı ilhak eder. 2.Dünya savaşının ardından İngiltere Koloni(sömürge) sistemini gevşetmesiyle birlikte Rum’lar Adayı ele geçirebilmek için faaliyetlerini yoğunlaştırmaya başlar.
Ada’da Türklere yapılan katliamlardan sonra 1974 de ki Barış Harekâtıyla birlikte Kıbrıs Türk Devleti kurulur, ama onu dünyada kimse tanımaz…
Kıbrıs’ın Türkiye’nin güney bölgesinin güvenliği büyük önemi bulunmaktadır. Ayrıca
Kıbrıs, Asya, Avrupa ve Afrika’nın su geçiş yollarının birleştiği kesişme noktasıdır. Kıbrıs’ı ihmal eden bir ülkenin küresel ve bölgesel siyasete etkin olması mümkün değildir. Ve Ortadoğu’daki petrol taşımacılığının güvenliği içinde Kıbrıs’a ihtiyaç vardır.
İngiltere’nin Kıbrıs’ta üsleri bulunmaktadır, askeri, istihbarat ve hava destek konularında kendisi veya müttefikleri bölgede bu üsler sayesinde üstünlük sağlayabilecektir.
İşin bir de enerji boyutu bulunmaktadır ki İsrail ve Rum Kesimi beraber hareket ederek zengin doğalgaz kaynaklarını ele geçirmeye başlamıştır.
Batı Dünya’sı Dünyanın sınırlarını devamlı kendi çıkarları içinde değiştirmek için elinden geleni yapmakta ve Dünyada 22 Devletin sınırları değişecek demekte. Türkiye dâhil birçok ülkede dini, mezhepsel, etnik kimliği kaşımakta, ayrımcılığa destek vermekte, silahlandırmaktadır.
Hatta çıkarları için operasyonlar ve askeri müdahaleler yapmaktan kaçınmamaktadır..
Ayrımcılığa bu kadar destek veren güçlerin Kıbrıs’ta bu kadar birleştirici olmak istemesi manidar değil midir?
Rum kesimiyle yapılan görüşmelerde işler Türkler için iyi gitmemektedir. Kıbrıs’ı Rum Çatısı altında birleştirebilmek için önce Futbol’dan işe başlanmış ve Türk takımları Rum ligine dâhil edilmesi çalışmaları başlamış, kimsenin sesi çıkmamıştır. Sindire sindire amaçlar gerçekleştirilmek istenmektedir.
Şimdi de tek bir devlet içinde İki Federasyonlu yapıdan bahsedilmektedir. Aynı Futbol’da ki gibi yaldızlı sözlerle, Avrupa Birliği vaatleriyle, çözüm laflarıyla Türk Bağımsızlığı ve Hâkimiyeti yok edilmek istenmektedir.
Biliyorlar ki, Onların kazanç ve çıkarlarının karşısındaki engel bağımsız Türk Devleti’dir.
Celil Altınbilek