Bir zaman önce eski bir dost, şehir dışından ziyaretime geldi. Kendisiyle çok sık görüşmesek de irtibatımızı koparmamıştık. Fakat uzun zamandır yüz yüze de konuşmamıştık. Dertleşmek eski günleri anmak bize iyi geldi.
Felekten bahsettik onun bize oynadığı oyunlardan. Dünya üzerindeki yürüyüşümüzde işimizde gücümüzde nasıl zirveye çıkılır ve başarıdan başarıya koşulursa, işyerleri birbiri ardına açıldıysa, dünyanın uzak köşelerinde iş yapıldıysa, uhdemizde birçok çalışanımız ve yeni yeni dostlarımız olduysa, gün gelir bütün işler ters döner, kaçınılmaz bir son olur diye söylendi.
İnsanı insan yapan ülkülerden, ideallerden bahsettik. Onların varlığıyla gençliğimizi hayatımızı nasıl değiştirdiğimizden. Hayatı bu değerler üzerine kurduğumuzdan. Ülkü adamının inanç kisvesi altında hareket etmesinin kurumları, memleketi nerelere getirdiği, nelere mal olduğundan, hatta bugün bu durumun daha da netlik kazandığımdan, bazı şeylerin sonradan fark edilebileceğinden bahsetti.
Bir tanıdığımın vardı. İyi niyetli garip, yaşı da gençlik çağlarında idi, sağlık sorunları vardı. Hem maddi yetersizliği hem de tedavide istenilen neticeyi alamamıştı. O yüzden desteğe ihtiyacı vardı. Hemen beni yaz ben destek olurum, bizim ailede başkaları ve ihtiyaç sahipleri için bir miktar yardım bütçesi vardır deyince çok mütehassıs oldum.
Artık toplumun değiştiğini insanların ahlak üzerine hareket edip uygun yaşamadığını, bu sebeple bazı değerleri unuttuğumuzu, vatan ve ülkü değerlerinin teorik olarak kaldığını onu tamamlayacak kimselerin etrafında olmadığından söz etti.
Biz sağlık sorunu olan arkadaşı etkili ve yetkili bir sağlık personeline yolladık, kendisi gereken alakayı göstermiş fakat bölümü uygun olmadığından, başka bir kişiye yönlendirmiş, o ise sağlık işini maddi olarak çözmeye çalışmış ve yeterli olmamış. Başlangıçtaki iyi niyet ve gayret sonraki halkada devam etmemiş.
Bu sohbetten dolayı Yahya Kemal’in Eylül Sonu şiiri aklımıza düştü.
Günler kısaldı… Kanlıcanın ihtiyarları
Bir bir hatırlamakta geçen sonbaharları
Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa...
Yazlar yavaşça bitmese, günler kısalmasa...
İçtik bu nâdir içki'yi yıllarca kanmadık...
Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor, yazık!
Belki de yıllar geçince, hayatı kıymetlendiriyor ve dostları daha mühimsiyoruz. Dünyada türlü türlü hallerle ve kişilerle karşılaşırken, vefalı ve faydalı dostlara ne kadar ihtiyacımız bulunmakta olduğunu fark ediyoruz. Onlar, bize hayatın anlamını tekrarlamaktalar.
FACEBOOK YORUMLAR