Burcu BOLAKAN

Burcu BOLAKAN

[email protected]

Chrıstıan Jacq- Ramses: Batı Akasyası'nın Altında Kitabı Hakkında

20 Şubat 2025 - 20:01 - Güncelleme: 21 Şubat 2025 - 09:20

Chrıstıan Jacq- Ramses: Batı Akasyası’nın Altında Kitabı Hakkında
 

Ramses asırlar boyunca unutulmadan günümüze kadar adından bahsedilmiş bir imparatordur. II. Ramses M.Ö. 1279 yılından 1212 yılına kadar altmış yedi yıl hüküm sürdükten sonra seksen dokuz yaşında ölür. Ramses politik gücün simgesi hâline gelmiştir çünkü ülkeler arasında kurduğu diplomasi ilişkilerini iyi yönetmiştir. Ramses kendinden önce yapılmış olan anıtları yeniden restore ettirmiş ve kendi zamanında da sayısız tapınak yaptırmıştır. Ebu Simbel’deki iki tapınağı, Karnak tapınağının büyük sütunlu salonu, Luksor tapınağı yaptırmış olduğu ve insanların zihinlerinden çıkaramayacak denli muazzam eserleri arasında yer almaktadır.

Crıstıan Jaco’nun yazdığı Ramses serisi beş kitaptan oluşur. Kitap serisi henüz Ramses’in bir üniversite öğrencisi olduğu ve babası Seti’nin sağ olduğu Işığın Oğlu Ramses kitabıyla başlar. Bu seriyi okuyan insanlar gün gün Ramses’in hayatına tanıklık eder. Elbette bu seri bir kurgu olmasına rağmen yine de tarihi gerçeklikten yola çıkılarak yazıldığı için insanı etkilemektedir. Serinin ilk kitabından itibaren Firavun Seti ve karısı Büyük Kraliçe Tuya’nın yaşam öyküsü, Ramses’in önce güzel İset ve daha sonra da hayatına damga vuracak olan kraliçesi Nefertari ile ilişkisi, Truva savaşı sonrası yolu Pi-Ramses’e düşen Spartalı Meneleos, şair Homeros, Musa peygamber, Spartalı Helen, Hitit kralı Muvattalis, Hitit kralı Hattuşil ve yakın çevredeki devlet ilişkileri gibi birçok önemli kişi ve hadiseler anlatılır. Şu bir gerçek ki Ramses savaş yanlısı bir firavun değildir. Ramses halkını adil bir şekilde yönetmek isteyen, onların refahını ve mutluluğunu düşünen bir kraldır. Ramses hayatı boyunca Mısır’ın dinine, tanrılara sadık kalan biridir, sürekli olarak tapınaklarda inzivaya çekilip tanrılarla konuşmak istemesi onun dindar bir lider olduğunu gösterir.

Kitaptaki dini ritüelleri okuduğumuzda bize yanlış ya da saçma gelebilir ama bu dini ritüeller ve inanışlar zamanında Mısır halkının en kutsal ve mucizevi olarak gördüğü yaşantı şekilleridir. Mısır halkının inandığı ve çok da saygı duyduğu tanrılar daha doğrusu tanrılara atfedilen birtakım özellikler ve tanrıların istekleri doğrultusunda Mısır ülkesi yönetilir. Ülkeyi yöneten firavun olarak görülse ve kabul edilse de firavunun da uymak zorunda olduğu birçok dini kurallar vardır ve firavun hadiselerin gidişatından sorumludur. Açlık, kıtlık, savaş, nehir sularının kabarması ve hatta salgın hastalıkların hepsi firavunun yapmış olduğu, zaman zaman yapmadığı ya da yapmakta geciktiği eylemlere bağlanır. Halkını memnun edemeyen bir firavunun uzun süre tahtında kalma olanağı yoktur.


Ramses’in mumyası hâlâ korunduğundan insanların onun fiziksel özelliklerini görme şansı bulunmaktadır. Ramses seride sıkça bahsi geçtiği gibi uzun boylu, atletik yapılı, sarı saçlı ve görenleri etkileyebilecek derecede yakışıklı bir görüntüye sahiptir. Ramses, Nil Irmağı’nın hemen dibinde bereketli topraklar üzerinde hükmetmiş bir kraldır ama o da şaşmaz doğruluk politikası ve alçakgönüllü olarak yürüttüğü ülkeler arası ilişkiler sayesinde halkını savaşlardan korumuştur. Muvattalis ile yapılan Kadeş anlaşmasıyla barışı temin etmiş olan Ramses uzun yıllar bu barış ortamının bozulmaması için üzerine düşen görevleri fazlasıyla yapar.

Serinin son kitabı Batı Akasya’nın altında adlı kitabı okumayı bitirince bu okuma yolculuğumu sizinle de paylaşmak istedim. Chrıstıan Jacq bir kurgu olsa da birçok kadim tarihi bilgilere dayanarak güzel bir Ramses portresi çizmiştir. Batı Akasya’nın Altında adlı kitapta Ramses’in olgunluk dönemi ve yaşlılığa evrilen yılları anlatılmaktadır. Bu kitapta Ramses’in güzel eşi Nefertari ona eşlik etmiyor, Ramses İset ve daha sonra kendisine gönderilen Hitit prensesleriyle bir hayat yaşıyor. Ramses’in Nefertari ölünce aşka karşı kalbinin kapısı da kapanmıştır. Ramses kendini tamamıyla halkına ve tanrılara ibadete adamıştır.

Yaşamı boyunca adalete ve doğruluğa inanan Ramses arkadaşı Raya ölünce ve Musa’dan ayrıldığı için derin bir hüzün yaşar. Yaşlılığa doğru giden yıllarında tek bir düşüncesi vardır o da barışı korumak ve Mısır halkının refah içinde yaşaması.


Kitapta sık sık Mısır’daki kadınların diğer devletlere nazaran ailede ve devlet işlerinde söz sahibi ve özgür olduklarından bahsedilir. Mısır’da Ramses’in ağzıyla kölelik olmadığı söylense de bunun ne derece doğru olduğunu bilmemiz mümkün değildir. Mısır’da firavunlar döneminde de günümüzde olduğu gibi bir sosyete sınıfı vardır. Mısır halkı; soylular, devlet erkânını oluşturan memurlar, din adamları ve halktan oluşur. Mısır’da çeşitli milletlerden insanlar bir arada yaşamaktadır. İnsanlar vergisini ödeme koşuluyla, Maât yasalarına uyarak ticaret yapabilir. Anadolu’daki ve çevredeki devletler arasında oldukça iyi işleyen bir ticaret ağı vardır. Kitapta günlük ağacından elde edilen reçineden bahsedilir ve bu günlük ağacının Arabistan’dan geldiği anlatılır. Söğüt kabuğundan alınan sıvıdan aspirin yapıldığı ve ticareti anlatılmıştır. Hastalıkların tedavi edilmesini, insanların acılarını dindirmeyi önemseyen Ramses’in ülkenin birçok yerine söğüt ağacı diktirdiği yazılmıştır. Sabun olarak da yine çöl hurması ağacının kabuğu ve meyvelerinden çıkarılan bir madde kullanılır. Ramses mimariye çok önem verir. Pi-Ramses onun inşa ettirdiği bir şehirdir ve şehirde turkuaz rengi hâkimdir. Bahçeli villaları, villaların içinde havuzları, hamamları, insanların kişisel bakımları için sunulan olanaklar, çarşısı, sanatsal faaliyetler, tapınakları, eğlence hayatı, büyüleyici mimarisi, Nil Irmağı sayesinde gelişen tarım ve hayvancılığı, el işçiliğiyle büyüleyici bir kenttir PiRamses.

Ramses, kuzey ve güney Mısır’ın hükümdarıdır ve pek çok farklı milletin olduğu bir ülkeyi yönetmek zorundadır. Ramses hayat yolculuğu boyunca karşılaştığı zorlukları iradesi, dini inanışları, arkadaşlarının verdiği destek sayesinde aşar. Uzun bir hayat yaşayan Ramses Milyonlarca Yılın Tapınağı’nda kendi dikmiş olduğu Akasya ağacının altında öldüğünde yanında arkadaşı ve kâtibi Ameni vardır. Ramses’in kitapta anlatıldığı üzere ihtişamlı bir hayatı olmuştur ama Ramses o ihtişamın içinde daima alçakgönüllü, adil ve doğru sözlü olarak kalmayı başarabilmiştir. Ölüme de sadece yanında Ameni varken gitmesi ve kendi dikmiş olduğu ağacın altında ölmesi onun yaşantısıyla uyuşmaktadır.

Kitaptan birkaç alıntı cümle.

‘’Ne güzeldir oturmak Pi-Ramses’te; orada küçük de aynıdır büyük de; esirgemez gölgelerini akasya ve çınarlar; ışıl ışıldır altın ve turkuaz renkleriyle yapılar; ılıktır suları ve cıvıldaşıp durur gölcüklerin çevresinde kuşları.’’

‘’Affetmek, zayıfların bir kandırmacasıdır.’’

‘’Kötülük güçleri birleşmeye kara verdikleri zaman hiçbir şey olanaksız değildir.’’

‘’İnsanoğlu yalanın ve kötülüğün cazibesinden hiçbir vakit kurtulamayacaktı. Hiçbir doktrin, hiçbir din, hiçbir politika insanın tabiatını değiştiremezdi.’’

‘’Hınca dönüşen aşk korkunç bir silahtır.’’

‘’Birkaç gün içinde insanların, kendi çıkarları söz konusu olduğunda hiçbir utanma duygusuna sahip olmadıklarını ve başkalarına zarar verip vermediklerini umursamadıklarını gördü.’’

‘’Hiç kimse gerçeği saklama hakkına sahip değildir.’’

Ve bir Mısır ilahisiyle sözümü bitiriyorum. Kitapla kalınız.

Mısır’ın tanrısı Amon için yazılmıştır:
‘’O rüzgârın içindedir, ama onu göremezsiniz. Gece onun varlığıyla doludur. Yüksek olanı da alçak olanı da o gerçekleştirir.’’