BİR KALEM EHLİ: Osman Gazi KANDEMİR
Şehrimizde kalem ehli olarak bilinenlerin dışında, yeterince tanınmamış veya mesleği icabı sürekli Sivas dışında yaşayan çok kıymetli insanlarımız vardır. “Gözden ırak olan gönülden de ırak olur” sözü, her ne kadar doğru olsa da; gönlümüzde yer etmiş, geçmiş zamanlardan aşinamız olan bir kalem ehli, bir edip ve bir gönül insanı, kadim dostumuz emekli General Osman Gazi KANDEMİR Paşa’dan ve yazdığı eserlerinden bahsetmek istiyorum.
En azından hüviyetinde doğum yeri ”Sivas” yazan ve bu şehri gerçek manada seven, her fırsatta da bu şehri “memleketim” diyerek gururla söyleyen Osman Gazi Paşa’ yı, özellikle bu şehirde yaşayan herkesin tanıması, bilmesi lazım gelir diye düşünüyorum.
Osman Gazi KANDEMİR Paşa, 1961 yılında Gökmedrese Mahallesi’nde doğdu. Cumhuriyet İlkokulu, Selçuk Ortaokulu ve Sivas Lisesi’ni bitirdikten sonra, 1978 yılında Kara Harp Okulu’na girerek, 1982 yılında Teğmen rütbesiyle mezun oldu. Daha sonra; Kara Harp Akademisini bitirerek Kurmay subay olan Kandemir, Türkiye’nin değişik bölgelerinde her seviyedeki birliklerde komutanlık yaptı. Yurtdışında İtalya’da NATO karargâhında 3 yıl görev yaptı.
2006 yılında general rütbesine terfi etti. İstanbul ve Sarıkamış’ta Tugay Komutanlığı yaptı. 2011 yılında da emekli oldu.
Emekli olduktan sonra İstanbul’a yerleşti. Sivas Platformu Danışma Kurulunda ve bir şirketin Yönetim Kurulunda görev aldı.
Bu görevleriyle birlikte yakın tarihimize ait romanlar, kısa hikâyeler ve gündeme dair yazılar kaleme aldı.
Sivas eşrafından Muhtarlar Derneği ve İşçi Emeklileri Derneği eski Başkanı Necmettin Kandemir’in oğludur.
Lise yıllarından beri edebiyata olan düşkünlüğü, yazmaya olan yatkınlığı, onu üretmeye yöneltti. Hayatı Silahlı Kuvvetlerde geçen Kandemir Paşa; özellikle yakın tarihimizde yaşanan olayları romanlaştırmadaki ustalığı ile dikkat çekti.
Yazdığı romanlardaki kurgusu, akıcı üslubu ve gerçekçi yaklaşımları, bilgi birikimi, donanımı ile adeta kendine münhasır bir yazar olarak değerlendirilebilir. Piyasada bulunan her iki romanında da, Türkçeye olan hâkimiyetinin son derece belirgin olduğunu görmek mümkün. Romanlarındaki akıcılık ve üslup, anlatılmak istenen hikâyeyi, okuyucularına ustalıkla aksettirdiğini görüyoruz. Klasik romancılardan farkı; olayları bir asker gözüyle tahlil etmesi belirgin bir özellik olarak dikkat çekiyor. Okuyucuyu kendine bağlamakta ve her iki kitabın sayfalarını arda arda çevirirken, gerçekten de son derece zarif, sade ve anlaşılır bir dil, nefis bir Türkçe ile karşılaşıyorsunuz.
Osman Gazi KANDEMİR Paşa; 2013 yılında çıkardığı ve ilk kitabı olan KARANFİL isimli romanında, Azeri-Ermeni savaşında Halk Cephesine ve bağımsızlığına yeni kavuşmuş Azerbaycan ordusuna danışmanlık yapmak üzere Nahcivan’a giden bir Yüzbaşı’nın hikâyesini anlatmaktadır. Tıpkı 1918 yılında Bakü’ye yardıma giden Kafkas İslam Ordu’su Komutanı Nuri PAŞA gibi, ama onun gibi subayları ve birlikleri ile değil yalnız başına… Savaşın karanlık yüzünün, son derece akıcı bir üslup ile anlatıldığı ibret verici bir kitap…
2014 yılında çıkardığı ikinci kitap olan GELİNCİK’ te ise, Bingöl’de görev yapan ve genç bir teğmen olan Çağrı’nın, bir operasyon sırasında dağda tesadüfen karşılaştığı Dilan’a olan tutkulu aşkı anlatılmaktadır. Kaderin, iki insanı nasıl karşılaştırdığını ve yaşananları büyük bir heyecan ile okuyacaksınız. Son yıllarda böylesine sürükleyici bir roman okuduğumu hatırlamıyorum. Son derece akıcı ve etkileyici olan bu kitap, adeta soluksuz okunacak son derece etkileyici bir ifadeyle resmedilmiş.
Osman Gazi Kandemir Paşa, doğduğundan, liseyi bitirdiği güne kadar Sivas’ta yaşamış çok değerli bir hemşerimizdir. Yılda birkaç kez Sivas’a gelmektedir. Sohbetinden ve bilgi birikiminden yararlandığımız Paşa’mızın; mütevazı duruşu, Sivas’a olan sevgisi ve gerçek manada bir vatansever, çok iyi bir asker olduğuna asla şüphemiz yoktur. Doyulmaz üslubu ile yazdığı romanlarına yenilerini eklemesi dileğiyle, tüm hemşerilerimize Karanfil ve Gelincik isimli romanlarını mutlaka okumalarını önemle tavsiye ediyorum.