A. Yağmur TUNALI

A. Yağmur TUNALI

[email protected]

NİÇİN "KANAL İSTANBUL"U TARTIŞIYORUZ?

24 Aralık 2019 - 20:19 - Güncelleme: 24 Aralık 2019 - 21:35

NİÇİN "KANAL İSTANBUL"U TARTIŞIYORUZ?

Bilenler, Kanal İstanbul konuşulurken nelerin gözden kaçırıldığına bakın diyorlar.
Doğru söylüyorlar.
Biz bunları günlerce gündemde tutarken içerde-dışarda çok rahatsız olacağımız neler oluyor ve biz bunları kaçırıyoruz?
Böyle sun'î gündemler Türkiye'de hep böyle durumlarda kullanılıyor.
Amerikan patentli bir propaganda ve halkla ilişkiler işidir.

Burada "Amerika"ya dikkat etmek gerek.
Evet Kanal İstanbul işinin nereden çıktığına bakmak lazım.
Gündemden düşmüşken bugün neden gündeme geldiği de önemli bir dikkat noktasıdır.

Amerika, Karadeniz'de etkisini artırmak için Nato üzerinden bir hamleye girişmişti.
Türkiye, Montrö Anlaşmasına göre bu isteklere tam cevap veremedi.
O zaman Türkiye'de kurumlar ayaktaydı.
Devlet aklı işliyordu.

Hatırlayın: Gürcistan krizi patlamıştı.
Bir kaç yıl sonra da Ukrayna ve Kırım'da Rusya'nın hamlesi geldi.
Amerika, savaş gemilerini Karadeniz'e geçirmek istedi.
Biz Montrö'yü gerekçe göstererek geçirmedik.

İtiraz eden, Montrö'yü hatırlatan, kararında ayak direyen Boğaz Komutanlığı idi.
Önemli bir meseledir.
Osmanlı zamanından beri Boğazları asker özel bir komutanlıkla korur.
Başında bir Tümamiral olan, başka generallerin de bulunduğu bir özel heyettir.
Onlar Amerikan isteklerini Montrö'ye dayanarak Türkiye'nin menfaatlerine uymadığı için geri çevirdiler.

Ne oldu dersiniz?
Balyoz diye bir şey uydurdular ve ilk olarak bu komutanlıktaki kahramanlar içeri alındı.
Sonra Amerika'nın askeri hizaya getirme gayreti peşpeşe geldi.
Hükumetimiz, Fetöcülerle beraber bu Amerikan isteklerine alan açtı.
Yine hatırlayın, Montrö bir kaç yıl önce değiştirilmek istenmişti.
Bu da bizim isteğimiz değildi.
Bizim isteğimiz gibi sunuldu.
Amerikan isteğiyle gündeme gelmişti.
Türkiye'nin asker ve sivil bürokratları üzerinde çalışmıştı.
Kanal İstanbul konuşurken bunları asla akıldan çıkarmamak lazım.

Yakınlarda iki şey oldu:
Boğaz Komutanlığı'nın boğazları kontrol ve koruma yetkisini kaldıran bir kanun çıkardık.
Artık boğazlar, normal seyir işini yürüten Liman Başkanlığınca (adı galiba bu), yani sivillerce korunacak.
Çok önemlidir.
Türkiye bu tarihi tavrımızı, devlet refleksimizi değiştiren kararı konuşmadı.
Unutmayın, bu kararı Fetöcüler aldırmadı.

Yakınlarda bizimkiler Amerika'ya gidip döndüler.
Ve Kanal İstanbul yeniden gündeme geldi.
Bu kanala ihtiyacımız yok.
Paramız yok.
Binbir problem çıkacağı konuşuluyor.
İstanbul bitecek deniyor.
Bu şartlarda gündeme geliyor.
Sizce olacak iş mi?

Montrö'yü deldirmeyen asker ve sivil bürokratlar devre dışı.
Para yoksa yok.
Borçlanmak var ya.
Neye yarayacağını onların bildiği Kanal için diğer şartlar uygun.
Yalnız halk uyandırılmasın.
Tek endişeleri o kaldı.
Halkı da düşmanlık körlüğüyle uyuşturarak, öfke ve kızgınlık yaratarak bu vakte kadar idare ettiler.
İçerde kutuplaşma, dışarda düşmanlık.
Düşünün, yıllardır bu oyun oynanıyor ve biz kanıyoruz.
Yani, bu aynı zamanda büyük bir halkla ilişkiler projesi.

Yarattıkları her krizli durumda tam zamanı deyip harekete geçiyorlar ve sonuç alıyorlar.
İçerdekiler de dışardakiler de böyle.
Hala rahat durmuyor, olanlarla yetinmiyorlar.
Amerika hala yıkıma doymadı.
Her fırsatta bir yerimize balta indiriyor.

Amerika'ya düşman edilen biziz, halk.
Yönetenlerimizin dediklerine değil ettiklerine bakınız!

 

A. Yağmur Tunalı