A. Yağmur TUNALI

A. Yağmur TUNALI

[email protected]

ERMENİ TASARISI'NIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

12 Kasım 2019 - 17:30 - Güncelleme: 12 Kasım 2019 - 20:25

ERMENİ TASARISI'NIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Amerika Temsilciler Meclisi'nin Ermeni tasarısını kabul etmesini neredeyse hiç konuşmadık.
Çok önemli bir gelişmedir.
Türkiye'yi kuşatmanın iki temel konusundan biridir.

Bu son gelişmeyle çok büyük mesafe aldılar.
Belki farkında değiliz.
Dünya 1915'te bir soykırım olduğunu kabul etmeye hazır hale getirildi.
İşin fenası Türkiye'de de bu yalanın taraftarları gün günden çoğaldı.
İçerde dışardan çok çalıştılar.
Liberal, din tüccarı sözcülük ederken sade vatandaşın kafası da iyice karıştı.
Bizim çocuklarımıza sorulsa sonucun nasıl çıkacağından emin değilim.

Neden böyledir?
Üzerinde duracağımız konu budur.
Konuyu bilmiyoruz.
Bir kaç kişi dışında bu derin derdimizi derd edinen pek yok.
Dün vefat eden Prof. Mümtaz Soysal onlardan biriydi.
İslamcı, milliyetçi değildi, solcu bilinirdi.
Dine bakışını bilmem ama hepimizden milliyetçiydi.
Binlerle rahmet diliyorum.
Hayatının son elli senesi Kıbrıs ve Ermeni meselesiyle uğraşmakla geçti.
O ve bir kaç akademisyen, bir kaç büyükelçi ve üçü beşi geçmez isim feryad figan çalıştılar.
Tehdid edildiler.
Darb edildiler.
İçerde dışarda mesafeli bakıldı.

Bunları konuşmalıyız.
Türkiye'nin derdi, derdini bilmemektir.
Devlet unutmaz, unutmamalıdır.
Nesillere doğruları anlatmak ve millî meselelerde uyanık yetiştirmek esas işimizdir.

Bunları konuşmalıyız.
Türkiye'de son yıllarda artan bir tarih tartışması var.
Tartışma değil aslında , bir yerlerde hazırlanan slogan cümleler döndürülür durur.
Bunların en fenası bir kimlik krizine yol açtı.
Mekteplerde yalan yanlış şeyler okutuldu, "uydurma tarih" gibi akıl almaz söz ve eylemlere girişildi.
Efendiler, biliniz ki her milletin resmî tarihi vardır ve bazı aşırılıklarla okutulur.
Bazı konulara girilmez, girmezler.
Belki bizde bu en az olandı.
Tarihçiler onu zaten inceliyor, yazıyorlardı.
Yanlışı doğruyu onlar araştırıyorlardı.
Yanlış doğru hiçbir şey tarih önünde gizlenemez, bizde de gizlenmiyordu.
Dünya da böyleydi.

Sanki bizdeki özel bir durum gibi anlatıldı.
Çocuklarımız, "aa bize yalan söylüyorlarmış" duygusuna kapıldı.
İstenen de buydu.
"Resmî Tarih" tabiri üzerinden kavga etmeye başladık.
Öyle bir hale geldi ki sanki okuduğumuz herşey yanlış duygusu yerleşti.
Aptalca bir işti.
Doğruyu katleden bir işti.
Türkün büyük tarihine bühtan ve hakaretti.

Pazar günü İlber Hoca'nın da yazdığı gibi fesli mesli bir takım cahiller, istiklal Savaşı dahil bir yığın yalanları düşmandan düşman bir havada ortalığa üfürdüler.
Yalan söylediler.
Bilerek bilmeyerek Türkiye'ye apaçık düşmanlık ettiler.
Ne oldu dersiniz?
Onların ifadeleri bize karşı olanların işine yaradı.
Bunlardan dolayı Ermeni Tasarısı sadece 11 milletvekili hayır derken 407 evet oyuyla kabul edildi.
Kesin bir dille iddia edebilirim ki bu aptallık ve cahilliklerden dolayı o golü ve başka golleri yedik.
Sadece Suriye meselesi sebep değildir.
O görüntüdür.

Bütün bunlar, özellikle içerdeki tarih düşmanlığının yarattığı kimlik krizi ana sebeptir.
Kendi içinde birlik ve tarihine, kültürüne, geçmişine bağlı ve daha önemlisi seven bir millet bu duruma düşmez.
Koca Türk Milleti hiç düşmez.
Oynanan oyunun başarısını görüyor musunuz?
Türk çocukları kendilerinden şüphe eder hale geldiler.
Ermeni yalanlarını pompalayan dünyaya inanır hale geldiler.
İçerde dışardan çok düşman ve bir alay gafil siyasetçi- ilim adamı, okumuş ve halk var.
Kurtulacağımız dert budur.

Türk kendi tarihini bilirse başı öne eğilmez.
Utanacak şeyimiz nadirdir.
En temiz tarih bizimdir.
En büyük de bizimdir.
Bunları bir slogan gibi anlamamanızı rica ederim.
"Tarihten Türk'ü çekseniz iskeleti çöker" diyen büyük batılı ve dünya bilginleri var.
Doğru söylüyorlar.

Acele bitireceğimiz bu tarih ve kimlik tartışması meselesidir.
Böyle tartışılmaz.
Bunların mahalle bakkalının bile kafasını bozan sloganlar haline getirilip sakız gibi çiğnenmesi atom bombasıdır.
Bu bombayı kaynağında imha etmek sağlıklı düşünceye ve tartışmaya da yol açacak.

Biz bunları böyle bilmeden konuşurken ayağımıza sıkıyoruz.
Anlaşılsın diye böyle söylüyorum.
Ermeni Tasarısı bu ortamda çıktı.
20 yıl önce çıkamazdı, çıkaramadılar.
10 yıl önce de çıkaramadılar.
Bugün neden çıktı?
Düşüneceğimiz ve cevap arayacağımız bir soru da budur.

Benim cevaplarım belli.
Temel sebep yukarda hissettirdiklerimdir.
Dış politika yanlışları ve ehliyet-liyakat dikkatsizliği de esasen bununla ilgilidir.

 

 

A. Yağmur Tunalı