A. Yağmur TUNALI

A. Yağmur TUNALI

[email protected]

DİN MAYINLI SÂHADIR

23 Mayıs 2020 - 16:43

DİN MAYINLI SÂHADIR

Erbakan Hoca'nın siyasete girmesi Türkiye için önemli bir dönemeçtir.

1970'lerin başından itibaren dinin siyasetin tam ortasına gelip oturması onunladır.

O vakte kadar dini göstergeler politik hayata bir türlü etki ederdi ama siyasîler, partiler bunu temel anlayış veya ideoloji haline getirmezlerdi.

 

Türkçe ezan meselesi bile bu dediğimi değiştirmez.

1950 seçimlerinde, Arapça ezana dönüşü savunan Demokrat Parti ile CHP arasında siyaseten girilmiş bir görüş ayrılığıdır.

Ne demek istiyorum?

CHP ile DP arasında, İnönü ile Bayar ve Menderes arasında Cumhuriyet'in temel ilkelerine bağlılık bakımından bir fark yoktu.

Bayar, İnönü'ye göre açık ara daha Atatürkçüydü, hatta Kemalistti.

Her iki parti de laikti.

Hatta DP daha laikti.

Oy verenlerin tazyikiyle din hürriyetine daha fazla önem verir görünmeleri bunu değiştirmez.

 

Dinin siyasetin merkezine oturması Erbakan Hoca iledir.

Esasen onun Millî Selâmet Partisi'yle Türkiye'de laiklik de ortadan kalkmış gibidir.

En azından başka bir şekle girmiştir.

Diğer cemaatleşmelerin çoğunun Hoca'nın siyaset anlayışına katılması Özal sonrasındadır.

Daha net bir şekilde Ak parti zamanındadır.

 

Bugün Türkiye'nin bir dînî cemaatler cenneti(!) olduğunu anlamamız Ak Parti sayesindedir.

Merdiven altından yüzeye çıkmaları onlarladır.

Çıktıklarında da anladık ki bu ülkede farklı din anlayışlarını aşan sosyolojiler oluşmuş.

"Herkesin dini kendine" diyebilirsiniz.

Kur'an'ın dediği de bu ama bunlarınki o değil.

Din budur diyorlar.

İslam bizimki diyorlar.

Yorum farklılığı değil, sanki ayrı bir din.

Her türlü uydurma serbest.

"Bunu nereden çıkarıyorsun?" deseniz, "Bizim Efendi'den öğrendim.. dur ileri gitme zındık.. çarpılırsın.." diyor.

Duyacağınız en hafif karşılık bu.

 

Kendisini gazeteci sanan yıllardır ekranlardaki bir kızın " İşid mensuplarının cinsel ihtiyaçlarını gidermek İslam'a hizmettir, çünkü Cihat ediyorlar.." dediği yazılıyor, konuşuluyor, bu kesimlerden kimse sesini çıkarmıyor.

"Bâdeci şeyh"ler çıkıyor, gelen kadın-erkek, evli-bekâr herkesi sıraya diziyor, "bâdeliyor".

Badelenen kurtuluyor diyor.

Adam herkesi sıraya dizmesini, -affedersiniz şeyindeki kerameti- mahkemede de aynı pişkinlikle savunuyor.

Müridlerinden bazıları yaşadıklarından pişman, perişan haldeler.

Kimbilir böyle daha neler neler var.

Ama dini siyasette kullanan, bundan geçinen kesimlerden yine ses çıkmıyor.

Hasan Sabbah'ın cennetinde bin yıl önce yaşananlar bile bu kadar ileri bir sapkınlık örneği değildi.

Örnekler binlerce.

 

Biz böyle değildik.

Bu topraklarda İşid'in, El-Kaaide'nin, ne idüğü belirsiz sapıklıkların adı bile "Tövbe tövbe" demeden ağza alınmazdı.

Şimdi onların arka bahçesi gibi görünüyorsak, iyi düşünmek lazımdır.

 

Marks'ın toprağı bol olsun!

Adamcağız, "Din afyondur" derken meğer yanılmıyormuş.

Bendeniz bunu demeye dilim varmadığı için, Kavga Günleri kitabımdan başlayarak " Din mayınlı sâhadır" demek zorunda kaldığımı söylüyorum.

Bunları konuşmazsak, aldanmaya, aldatılmaya her zaman mahkûmuz.

 

Sahteliğin ve sahteciliğin motor gücü bunlardır.

Dindeki kadar sahtelik hiçbir alanda yoksa, kara kara düşünmekten öte çareler aramak lâzımdır.

 

Türkiye'nin en önemli sosyal meselesi nedir derseniz, budur derim.

Din üzerinden yürütülen siyaset de kamplaşma da buradan besleniyor.

Hiç şüpheniz olmasın, İzmir'deki camiden şarkı-marş okunması provakasyonu da -bir delinin işi değilse- kesinlikle böyle bir şeydir.

 

Evet, maalesef bu haliyle din alanı mayınlı sâhadır.

A. Yağmur TUNALI