BÖYLE BİR DEVLET DİLİ OLMAZ
Fuat Oktay, piyasaya depremle çıktı.
Ve her adımda hata üstüne hata etmeye devam ediyor.
Devletin ikinci koltuğunda nasıl bir adamın oturduğunu böylece anladık.
Bunu derin üzüntüyle söylüyorum.
Üç gündür derdi tasası Ekrem İmamoğlu.
Herkesi onun aleyhinde konuşturuyor.
Neymiş davet edilmiş ama gelmemiş.
İşini yapmamış.
Buna bağlı neler neler..
Sayın Cumhurbaşkanı yardımcısı, işini yapmayan üç aylık belediye başkanı değil, sizsiniz.
Hala işinizi yapmıyorsunuz.
Hala bir çok soru ortada duruyor.
Neden İstanbul'u yağmalattığınız konuşulacak.
Neden deprem için bir şey yapmadığınız gibi bazı bakımlardan 1999'dan daha geride olduğumuz konuşulacak.
Bu güzelim şehri nasıl betonlaştırdığınız konuşulacak.
Güzelim Osmanlı eserlerini nasıl görünmez hale getirdiğiniz veya gölgede bıraktığınız konuşulacak.
Kubbeler, minareler şehri görüntüsünü bozduğunuz, ortadan kaldırdığınız konuşulacak.
Cumhurbaşkanı'nın dediği gibi nasıl "ihanet ettiğiniz" konuşulacak.
Şu davet işine gelelim:
Hakıkaten garip.
Ekrem İmamoğlu'nu ilk gece davet ettiniz.
İkinci gün etmemişsiniz.
Adam üç gün sustu, acılar üzerinde, can pazarında bunu konuşmaktan utandı.
Sonra mecburen açıkladı.
Çünkü linç etmeye kalktınız.
Herkesi ona saldırttınız,
Valilik makamını da bu linçe alet ettiniz.
Sonunda ne oldu?
Yine yanlış (yalan dememek için böyle diyorum) söylediğiniz anlaşıldı.
Bu sefer "Davete ne lüzum var?" demeye başladınız.
Bu duruma düştünüz.
Hayır Sayın Oktay, hayır!
Bu devlet dili değildir.
Devlet davranışı değildir.
Deprem, İstanbul'un ve Türkiye'nin gerçeğidir.
Konuşacağımız şimdi budur.
Ona buna düşmanlık, onu bunu şeytanlaştırmak değildir.
Öfke ve kin değildir.
Siz birleştirecek makamdasınız.
Arızalı davranışlar olsa da onu düzeltecek veya düzeltilmesi için yol açacak yerdesiniz.
Devlet adamı böyle hareket eder.
Çünkü sorumluluğu vardır.
Bedava danışmanlık hizmetine devam edelim:
Öyle anlaşılıyor ki, Binali Bey de gelecek ve beraber bu kavga diline devam edeceksiniz.
Bir halka ilişkilerci gibi söylüyorum:
İmamoğlu'na çalışıyorsunuz.
Kendinize yazık edeceksiniz.
Partinize (şayet partiliyseniz) yazık edeceksiniz.
Partinizi batırmanıza diyeceğimiz yoktur.
Batarsa batsın.
Partiler bizim umurumuz değildir.
Yalnız bu büyük bir yapı.
Hemen yıkılmaz.
Zaman uzar ve zarar büyür.
Çünkü iktidarda bir parti bu..
Giderken de bize zarar veriyor ve büyük faturalar çıkacağı açık.
Bu yol çıkmazdır.
Aklınızı başınıza devşirin.
Memlekete yazık oluyor!
A. Yağmur Tunalı