Usta romancı Orhan Kemal
04 Eylül 2024 - 09:39
Romanların ustası - Orhan Kamal
Aynur TURANTürkler dünyanın en eski ve en güçlü halklarından biridir. 20. yüzyıl Türk edebiyatının ünlü temsilcisi Aziz Nesin'in ifadesiyle, "Her milletin büyüklüğü, nüfusunun büyüklüğü ve topraklarının büyüklüğü ile belirlenmez. Her milletin büyüklüğü, tarihinin ve kültürünün kadimliği ve zenginliğiyle belirlenir. Bu anlamda Türkler, tarih ve kültürlerinin kadimliği ve zenginliği sayesinde büyüklüğünü ve dünya halkları arasındaki liderliğini tam olarak ispatlayabilmişlerdir. Türklerin Altay-Sayan boyunda yaşadıkları tarihi bir gerçek olarak kabul edilmektedir. yaklaşık dört bin yıl önce dağlar. Ancak olasılıklar bu milletin tarihinin çok daha eskilere dayandığını gösteriyor. Türklerin 2800 yıllık siyasi teşkilatına, 2700 yıllık edebiyatına, 2500 yıllık yazı yapısına sahip olması, yukarıdaki olasılıkların gelecekte de gerçekleşeceğini kesinleştirmektedir. tarihsel gerçeklerin biçimi. Tarihte "Türk" kelimesi ilk kez Goytürkler tarafından kullanılmış ve aidiyeti ifade eden bir isim olarak kabul edilmiştir. Ancak "Türk" kelimesinin başka anlam tonları da taşıması (kuvvet, güç, soy, büyüme, yürüme, güzel vb.) Türk insanının kendine özgü bireysel vasıflarını ve özelliklerini kapsamlı bir şekilde tanımlaması, hareket etmesi açısından karakteristiktir. isim bağlılığının belirleyicisi olarak.
Asırlık bir geçmişe sahip olan Türkiye Türk edebiyatı, zengin gelenekler temelinde gelişmiş ve dünya edebiyat ve sanat anlayışının oluşmasında önemli rol oynamıştır. Ancak her milletin edebiyatında olduğu gibi Türkiye Türk edebiyatında da kendine has yönleri ve farklı özelliklerinin gözden kaçmadığını da dikkate almak gerekir. Türk edebiyatçılarının (örneğin Nihad Sami Banarlı) söylediği gibi, Türkiye Türk edebiyatının özel vasıflarından biri de bu edebiyatın "birçok milletin edebiyatı gibi, son beş altı yüzyılda değil, tek bir ülkede" olmasıdır. Türklerin "27 asırdır" farklı vatanları oluşmuş ve gelişmiştir. 19. ve 20. yüzyıllar Türkiye Türk edebiyatının en verimli ama bir o kadar da çelişkili ve zor dönemiydi. Asıl adı Mehmet Raşid Öyüdcu olan Orhan Kemal, gerçekçi Türk edebiyatının önde gelen temsilcilerinden biridir. Adı Türk edebiyatının büyük söz ustaları arasına yazılan yazar, roman, hikâye, eser ve şiir gibi çeşitli türlerde çok sayıda eser vermiş olsa da esas olarak romantizmiyle tanınır. İlk kısa öykü derlemesi Ekmek Savaşı (1949) ve otobiyografik romanları Küçük Adamın Notları büyük beğeni topladı. Edebiyat kariyeri 1960'larda zirveye ulaştı. Eserlerinde, Adana'daki toprak ve fabrika işçilerinin dünyasını, İstanbul'un aydınlık mahallelerini ve fabrika ortamını yansıttı. "Murtaza", "Haminim Çiftliği" vb. başyapıtlarından biridir. Yeni Türk edebiyatının gelişimine eşsiz katkılarda bulunmuş seçkin bir şair ve oyun yazarıdır. Türk edebiyatını yeni biçim ve içerikle zenginleştiren ender sanatçılardan biridir.
Yaşam ve yaratıcılık
Yurt dışında en çok okunan Türk yazar olan Orhan Kamal, 15 Eylül 1914'te Adana'nın Ceyhan ilçesinde doğdu. Babası Abdülgadir Kamal milletvekili ve bakandı, annesi Azima Hanım ise zeki bir kadındı. 1931 yılında babası siyasi nedenlerden dolayı Türkiye'yi terk etmek zorunda kaldı ve aile Suriye'ye taşındı. Orkhan liseyi burada bırakıp bir matbaada işçi olarak çalışmaya başladı. Bir yıl sonra tek başına memleketine döndü ve Adana'da bir fabrikada çalışmaya başladı. 1938'de askerdeyken "Maksim Gorki ve Nazım Hikmat'ın kitaplarını okumak" ve "yabancı rejim lehine propaganda yapmak ve isyana teşvik etmek" suçlamasıyla 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1940 yılında Bursa hapishanesinde Nazım Hikmat ile tanışarak ondan Fransızca, felsefe ve siyaset dersleri aldı. Büyük şair, Orkhan'ın yazma yeteneğini çok takdir etti ve onu yaratıcı faaliyetlere teşvik etti. İlk öykülerini 1943'te yayımladı. Orhan Kemal, ölümüne kadar sadece kalemiyle maddi gelir elde etmiş, 27 roman, 19 hikâye kitabı yayımlanmıştır. Hayatı boyunca romancı olarak dünya çapında ün kazandı.
Orhan Kamal, 1937 yılında bir kot fabrikasında çalışan Nuriye ile evlendi. Bir yıl sonra ilk çocuğu Ulduz dünyaya geldi. Oğlu Nazım 1944'te doğdu.
İlk eserlerini Orhan Bacagsız takma adıyla yayımladı. Eser 1940 yılında Yeni Edebiyyat dergisinde yayımlandı. Orhan Kemal adını ilk kez 1943 yılında İkdam gazetesinde çıkan "Esma Çubuğ" adlı öyküde kullandı. Panait Istrati ve Maxim Gorky'nin hikayelerinden etkilendi. Sade bir dille, sade ifadelerle hayatı anlattı.
1943 yılında serbest bırakıldığında Adana'ya döndü. Bir süre Karataş'ta çalıştıktan sonra Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları'nda hamal olarak çalıştı.
Usta yazarın "Küçük Adem'in Romanı" serisinin ilk kitabı olan "Baba Evi", Orkhan Kamal'ın otobiyografik tonlar bakımından zengin kaleminin ürünüdür.
Adib, Küçük Adem'in Romanı adlı kitabının önsöz kısmında şöyle bahsediyor: "Adana'nın çayhanelerinden birinde 'küçük adam'la tanıştım. Sakallı adam yüzü ellerinin arasında düşünüyordu. Açık mavi gözleri ve kıvırcık sarı saçları vardı. Uzun süre birbirimizi inceledikten sonra yanıma geldi. Beni birine benzettiğini söyledi. Amacının benimle ilişki kurmak olduğunu anladım. Hemen arkadaş olduk. Çok daha sonra, defalarca ısrar ettikten sonra bana hayatını uzun uzadıya anlattı. Söylediklerini yazmasını tavsiye ettim, güldü. "İstersen yazarsın" dedi. Coşkuyla konuşarak onlardan aldığım notlar rüya gibi. Bir ciltten sonra muhtemelen ikinci, üçüncü, dördüncü cilt de gelecektir... Şimdi nerede? Kim bilir? Belki İzmir'de, belki İstanbul'da, belki Van'da "küçük insanların" acı dolu hayatını yaşamak.
Azerbaycan'da en popüler romanlarından biri Yad Gizi'dir. Oyunda genç kadın Naza ile avukat eşi Mazhar Bey'in trajedisi, bir taşra kasabası ve sıcak İstanbul'un arka planında geçiyor.
Türk edebiyatında çocukluktan gençliğe geçişi en iyi anlayan eserlerden biri olarak kabul edilir. Roman genç bir adam tarafından anlatılıyor. Kurtuluş Savaşı'na katılan Adanalı avukat olan babası, savaştan sonra yetkililerle anlaşamayınca ailesiyle birlikte Beyrut'a göç etti. Burada romanın kahramanı olan iflas eden ailenin büyük oğlu, babasını ikna ederek memleketi Adana'ya döner. Fakir bir hayat yaşamaya devam etse de ailesinin baskısından kurtulur, hayattan keyif almaya başlar, arkadaş bulur, istediği kadar futbol oynar, kızlarla tanışır...
Orhan Kamal'ın hece ve nazım şekliyle yazdığı ilk şiiri "Duvarlar", 1939 yılında "Yeddi silah" dergisinde Reşad Kamal imzasıyla yayımlandı. Şiirlerinin başka dergilerde de Reşit Kamali ve Orhan Raşid imzalarıyla yayımlandığı biliniyor. Orhan Kemal, hapishanede tanıştığı Nazım Hikmet'in etkisiyle önce serbest nazımla şiirler yazmaya başlamış, daha sonra nazımdan düzyazıya geçmiştir.
1944 yılında yazarın Orhan Kamal imzalı öyküleri "Varlıg" dergisinde yayımlanmaya başladı.
O. Kamal, 1949 yılında "Çerek Govgasi" adlı öykü kitabı ve hayatını anlatan "Küçük Bir Adamın Notları" adlı romanıyla yazar olarak ünlendi. Orhan Kamal'ın yayımladığı 30'u aşkın kitaptan, "Çörek Govgası" (1946), "Nazım Hikmet'le Üç Buçuk Yıl" (1947), "Sarhoşlar" (1951), "Çamaşırcının Kızı" (1952), "Kamera 72" "( 1954), "Arka Sokak" (1956), "Kardeş Payı", (1957), "Babil Kulesi" (1957), "Dünyada Savaş Vardı" (1963), "Baba Evi" (1949) , "Günahkar" (1957), "Devlet Kuşu" (1958), "Kafir Kızı" (1959), "Yabancı Kuşlar" (1962), "Sokak Çocuğu" (1963), "Kanlı Topraklar", (1963), " Yalan Dünya" (1966), "Evlerden Biri" (1966), "Müfettişler Müfettişi", (1966), "Kötü Yol" (1969), "Küçük ve Büyük", (1971) ve diğerleri sayılabilir.
Yazar, roman, öykü ve oyunlarında 20. yüzyıl Türkiye'sinin gerçeklerini, toplumsal sorunları ve bunların nedenlerini ortaya koymuş, kadınların kanunsuzluklarını, farklı sınıflardan insanların hayatlarını, özellikle sıradan insanların acı kaderini anlatmıştır. Öykü ve romanlarında yarattığı karakterlere büyük bir sevgiyle yaklaşmış, onların saf ve parlak yanlarını ortaya koymuş, hatta hayatın en acı gerçeklerini iyimserlikle anlatmıştır.
Orhan Kemal'in en değerli eseri Bereketli Topraklar Üzerine'yi 1954 yılında yazmıştır. Eserde, Adana'daki çiftçi ve işçilerin acılı yaşamı büyük bir ustalıkla anlatılmaktadır.
O. Kamal, öyküyü roman yazmaya geçiş olarak değerlendirdi: "İyi öykü yazamayan bir yazarın roman yazamayacağını düşünüyorum." Okuyucuya bir şeyler aktarmak isteyen kişinin kendine özgü bir dünya görüşüne sahip olması ve olayları bu bakış açısıyla değerlendirmesi gerekir. Profesyonel bir hikaye anlatıcının yaşadığı dönemin kültürünü de bilmesi gerekir. Esas mesele hikâyenin dilidir. Bu nedenle hikâyecinin dilini çok iyi bilmesi ve bu dilin lehçelerine hakim olması önemlidir.”
Orhan Kamal'ın bazı eserleri sahnelendi, bazıları filme alındı. Eserleri Türkiye'nin çeşitli edebiyat ödüllerine layık görülmüştür. Yazar, birçok kez Türkiye'nin en iyi hikâye anlatıcısı ve en iyi oyun yazarı seçilmiştir. Ölümünün ardından 1972 yılında Türkiye'de "Orhan Kemal Ödülü" kuruldu. Yazarın eserleri Azerice dahil birçok dile çevrildi.
1970 yılında Bulgar Yazarlar Birliği'nin daveti üzerine tedavi için Sofya'ya giden Orhan Kemal, 2 Haziran'da kalp yetmezliğinden burada hayatını kaybetti. Yazar İstanbul'da Zancirliguyu Mezarlığı'na defnedildi.
Not: Yazı ilk olarak 3 Eylül 2024 tarihinde turkustan.az portalında yayınlanmıştır.
FACEBOOK YORUMLAR