Türk polisiyesinin yeni yerli casusu: Amcabey

Türk polisiyesinin yeni yerli casusu: Amcabey
06 Temmuz 2021 - 18:49

Yazar Mustafa Ali Yurdupak'ın Türk polisiye edebiyatına yeni bir soluk getiren ilk romanı 'Gündönümü Harekâtı' İnkılâp Yayınları tarafından okura sunuldu. Romanda, MİT'in Milli Emniyet Hizmeti olduğu zamanlarda görev yapan ve fiziği karikatürist Cemal Nadir'in ünlü tiplemesine benzediği için 'Amcabey' lakabıyla anılan yerli casus 'Münir Şekip Alkan' karakteri, İkinci Dünya Savaşı yıllarında gizli servis ajanlarının cirit attığı İstanbul’da bir Gestapo ajanıyla köşe kapmaca oynuyor.

SAMİ ÖZTÜRK

"Tehlikeli bir oyundayım

Her gün değişir adım

Yüz farklı, vücut aynı

Hu Hu bebeğim, ben bir casusum!.."

(İkinci Dünya Savaşı İstanbul’da sevilen bir şarkı)

Haber alma, istihbarat ve casusluk okuyucuların sevdiği konular olagelmiştir. Dost ve düşmanlar kadar doğru ve yanlışların da devamlı değiştiği bu alacakaranlık dünya Graham Greene, Ian Fleming, John Le Carre gibi İngiliz yazarlar sayesinde dünyada sevilen bir tür haline geldi. Amerikalılar da kervana katılmakta gecikmediler. Hayranlarının gözünde Tom Clancy’nin CIA Analisti Jack Ryan, Fleming’in James Bond’u ile Le Carre’ın George Smiley’i arasında bir yerlerde konumlandı. Fleming ve Le Carre yazarlığa adım atan eski casuslardı.

Fleming, 6-7 Eylül olaylarının yaşandığı tarihte İstanbul’da bulunuyordu. İngiliz istihbaratının kalbindeki Sovyet köstebeği Kim Philby de Fleming’den önce, 1945 ile 1948 arasında İstanbul’da görev yaptı. Türkiye’nin istihbarat dünyasındaki öneminin azalmadığının yakın tarihlerdeki bir kanıtı da Britanya’nın Ankara Büyükelçisi olan ve akıcı Türkçe konuşan Richard Moore’un şimdilerde İngiltere dış istihbarat servisi MI-6’in başında bulunmasıdır.

11.jpgBoğaziçi Üniversitesi mezunu olan yazar Yurdupak, yüksek lisansını Harvard Üniversitesi'nde yaptı. Gündönümü Harekâtı, uzun yıllar kamu görevi yürüten yazarın ilk romanı.

İnsan ister istemez soruyor: 'Meslekten' yazarlarından, ülkesine ihanet edenine ve casus şeflerine kadar herkesin yolunun bir şekilde düştüğü Türkiye, casuslar için bir insansız bölge veya sadece bir oyun alanı mıdır? Zaman zaman karşımıza çıkan Teşkilat-ı Mahsusa öyküleri; gazetelerde rastladığımız ‘başarılı MİT operasyonu' haberleri yazarlarımıza ne kadar ilham kaynağı oldu? Bu konuda çok iyi bir sınav verildiği söylenemez. Bazı Osman Aysu romanlarıyla Esat Mahmut Karakurt’un ‘İstanbul Ekspresi’ dışında bir çırpıda sayabileceğimiz roman sayısı az. Bizim Smiley’miz ya da Bond’umuz diyebileceğimiz karakter içinse, hafızamızı zorlarsak, Ümit Deniz’in vücuda getirdiği ‘Murat Davman’ı aklımıza geliyor.

GÖRÜNÜŞTE TONTON BİR İHTİYAR NAMZEDİ

Ancak Davman artık tek değil. Ondan bir nesil öncesinden gelen yeni bir karakter var: Münir Şekip Alkan. İnkılap Kitabevi tarafından basılan Mustafa Ali Yurdupak’ın ilk romanı Gündönümü Harekâtı’nın baş karakterinden söz ediyoruz. MİT’in Milli Emniyet Hizmeti olduğu zamanlarda görev yapan ve fiziksel özellikleri ile Cemal Nadir’in Amcabey’ine benzetildiği için bu lakapla anılan; görünüşte ‘tonton bir ihtiyar namzedi’ olan Münir Şekip Alkan; İstanbul’u her gizli servisten ajanların doldurduğu II. Dünya Savaşı yıllarında şehre özel bir görevle gönderilen bir Gestapo ajanıyla köşe kapmaca oynuyor.

Münir Şekip Alkan, içinde biraz da inatçılığı barındıran, kendine has bir görev ahlakı olan bir casus. Romanda ‘müşkülpesent bir İngiliz uşağının vazife aşkı ve bir dervişin ihtirassızlığı’ olarak tanımlanan bu özelliği ile kahramanımız karizmatik ve çapkın James Bond’dan çok; Le Carre’ın George Smiley’sini andırıyor.

10.jpg

Gündönümü Harekâtı bir dönem romanı. 1943 yılının bahar aylarında geçiyor. Yurdupak’ın ayrıntılı tasvirleri ile aslında romanın asıl kişisinin dönem İstanbul’u olduğu hissine kapılıyorsunuz. Sinemalarda oynayan filmlerden içilen sigaralara kadar birçok ayrıntı sizi seksen yıl öncesine başarıyla götürüyor. Türk karakterlerin kendi aralarındaki konuşmalarında dönem dilinin kullanılması da romana farklı ve gerçekçi bir hava veriyor.

Bu romanda okuyucuyu şaşırtacak bir beklenmedik gelişme, sürpriz son yok. Bu haliyle okuyucuya "Acaba bu olay gerçekten yaşandı mı?" dedirtiyor. Yurdupak’ın bu romanı alandaki boşluğa atılmış bir taş gibi. Boşlukta beklenen yankılanma henüz başlamasa da ‘Amcabey’ Münir Şekip Alkan ve Gündönümü Harekatı ile Yurdupak iyi bir başlangıç yapmış diyebiliriz.

12.jpg

BABACAN GÖRÜNÜMÜYLE HAFIZALARA KAZINDI

Türkiye’de modern karikatürün kurucusu olarak anılan ve yazısız karikatürün öncülerinden olan Cemal Nadir’in 1929’da Akşam gazetesi için yarattığı ‘Amcabey’ tiplemesi, sevimli, zarif ve sevecen bir karakter olarak hafızalarda. Kafasına taktığı melon şapkası ve hafif yassı minik gözlükleriyle, giydiği koyu renk ceketi, kareli pantolonu ve kocaman göbeğiyle babacan bir görünüm sergileyen kahraman, yayınlandığı dönemde kısa sürede Türk mizahının yapıtaşlarından biri olmuştu.

Bu sebepten olsa gerek ‘Gündönümü Harekâtı’ romanında Cemal Nadir’in sevilen tiplemesini Münip Şekip Alkan karakteriyle özdeşleştiren yazar Mustafa Ali Yurdupak’ın kitabında, ‘Amcabey’ lakaplı yerli casus romanın diğer figürleri Yangaboz Muhsin, Tarık Silahtar, Soares gibi isimlerle birlikte Betül Koçyiğit’in çizgileriyle yeniden hayat buluyor.

14.jpg408 Sayfa-30 TL
https://www.karar.com/kultur-sanat-haberleri


KAYNAK: KARAR GAZETESİ


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum