Türk müziğine sahip çıkalım

Yen Şafak gazetesi Pazar ekinde Seray Şahinler Demir'in yazısı: "Türk müziğine sahip çıkalım" “Turkish Piano Trios” adlı albümlerini dünyanın önemli plak firmalarından Naxos etiketiyle çıkartan Özgecan Günöz, Çağlayan Çetin ve Özgür Ünaldı, Türk müziğini dünyaya duyurmak için yola çıkmış yetenekli üç genç müzisyen. Türk bestecilerin eserlerine dünyada büyük ilgi gösterildiğine şahit olan gençler, kendi müziğimize sahip çıkalım çağrısı yapıyor.

Türk müziğine sahip çıkalım
17 Ağustos 2020 - 18:18

Genç ve başarılı müzisyenlerin buluştuğu Bosphorus Trio’dan Türk bestecilere vefa albümü… Konserlerinden özellikle Türk bestecilerin eserlerine yer veren grup geçen yıl Ferit Tüzün’ün 1950’de seslendirilen ve bir daha hiç çalınmayan eserini keşfetmiş ve 68 yıl sonra ilk kez dinleyiciyle buluşturmuştu. Özgecan Günöz (keman), Çağlayan Çetin (çello) ve Özgür Ünaldı (piyano)’dan oluşan grup şimdi müzik tarihimizin kıymetli bestecilerine ait eserleri dünyaya duyurmak için kolları sıvadı ve ilk CD kayıtları “Turkish Piano Trios”u kaydetti.

 

Ferit Tüzün, İlhan Baran, Hasan Ferid Alnar ve Oğuzhan Balcı’nın bestelerinden oluşan albüm dünyanın en önemli klasik müzik plak firmalarından Naxos tarafından raflardaki yerini aldı. Albüm 14 Ağustos itibariyle Avrupa’daki birçok ülkede satışa sunulacak. “Turkish Piano Trios” Ferid Alnar ve Ferit Tüzün’ün trioları, İlhan Baran’ın Dönüşümler isimli trio’su ve Oğuzhan Balcı’nın CD için özel olarak bestelediği Trio No.1 isimli parçalarından oluşuyor. İsmini İstanbul’dan alan ve Türk müziğinin en önemli isimlerini dünyaya duyurmayı hedefleyen grup “Önce biz” parolasıyla Türk bestecilerin eserlerini ortaya çıkartmayı, çarpıcı ve ilham verecek yorumlarıyla kendilerini Boğaziçi’nden dünyaya açılan bir kültür gemisi olarak tanımlıyor. Bosphorus Trio ile albümü konuştuk…

Öncelikle ilk kaydınız hayırlı olsun…. İlk albümde sadece Türk bestecilerin eserlerini seçmişsiniz. Bosphorus Trio’nun yola çıkış amacıyla örtüşen bir karar olsa gerek… Eserleri seçerken neleri gözettiniz?

Çağlayan Çetin: Kurulduğumuz günden bu yana piyanolu üçlü için yazılmış evrensel müziklerin yanı sıra Türk bestecilerin eserlerini gündeme getirmeyi hedefledik. “Yaşayan bestecilerimizin çok sayıda piyanolu üçlüsü var elimizde fakat biz özellikle hayatta olmayanların eserlerine öncelik vermek istedik” demiştik. Bu fikir bizi bir albüm yapma hayaline götürdü. Şanslıyız ki piyanolu trio için yazılmış bir çok eser karşımıza çıktı bu süreç içerisinde. Biz de öncelikle ilk yazılmış piyanolu triolarla başlamak istedik ve konserlerimizde çokça yer verdiğimiz Ferid Alnar ve Ferit Tüzün’ün trioları ile İlhan Baran’ın “Dönüşümler” ve Oğuzhan Balcı’nın bu albüm için bestelediği “Trio No:1” adlı eserle ilk cd mizi tamamladık. 2018 yılında ilk çalınışından 68 yıl sonra Süreyya Operasında İstanbul Premierini gerçekleştirdiğimiz Ferit Tüzün’ün triosu ve günümüzün çok değerli bestecilerinden Oğuzhan Balcı’nın Triosunun ilk kaydı olacağı için çok heyecanlıyız.

 

CD, yabancı bir şirketten çıkıyor. Naxos ile yolunuz nasıl kesişti?

Özgecan Günöz: Evet, aslında kurulduğumuz günden beri hedefimiz her zaman yurtdışına ülkemizin değerlerini tanıtmak ve yurtiçinde olduğu kadar uluslararası başarılara da imza atmak. İlk albümümüzün fikri oluştuğu andan itibaren, bu hayalimizi uluslararası bir plak fiması ile gerçekleştirmek istiyorduk. Bir Türk triosu ve tamamı Türk eserlerinden oluşan bir albümle hangi plak firması ilgilenir, ilgilenir mi gibi kafamızı kurcalayan sorularımız vardı. Ben İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nda başkemancı yardımcısı olarak çalışıyorum. Orkestramızın flüt sanatçısı ve müdürü Bülent Evcil bana İDSO’nun 2016 yılında Türk bestecilerinden Ulvi Cemal Erkin’in 2. Senfonisi, Keman Konçertosu ve Köçekçe’den oluşan Naxos etiketli albümünü hatırlattı. İDSO’yu yöneten, ülkemizin diğer devlet orkestralarına da sıklıkla misafir şef olarak davet edilen Türk dostu maestro Theodore Kutchar’a bu planımızdan bahsetmemizi tavsiye etti. Maestro inanılmaz bir dostluk örneği göstererek anında cevap verdi. Triomuzu ve projemizi Naxos’a sunarak bir anlamda referansımız olmuş oldu.

TÜRK ESERİ ÇALMAK İSTİYORLAR

Avrupa’da Türk besteciler -özellikle sizin kaydettiğiniz isimler- hakkındaki bilgisi, farkındalığı nasıl? Bu kaydı yaparken nasıl bir süreç yaşadınız birlikte? Bu besteleri, müzikal açıdan nasıl yorumluyorlar?

Özgecan Günöz: Dünyanın neresine giderseniz gidin, Türk bestecilerin eserlerine ilgi çok büyük oluyor. Müziğimizin ritmik öğeleri, halk ezgilerimizin güzelliği ve çeşitliliği seyirci üzerinde çok etkili oluyor. Çoğu ulus maalesef bestecilerimizi az tanıyor veya hiç tanımıyor. Üzülerek söylemeliyim ki, bunda bizlerin de eksiği büyük. İlk defa dinleyenlerde bile müziğimizin etkisi büyük oluyor, bunu hep gözlemledim. Aynı şekilde ülkemize orkestra yönetmeye gelen çeşitli yabancı şef veya solistlerin de Türk eserleri yorumladığına tanık oluyorum. Hatta bazıları var ki özellikle Türk eseri yönetmek istiyor. Örneğin çok sevdiğim Alman bir şef var, bir sohbetimiz sırasında bana dedi ki, “Cemal Reşit Rey’in piyano ve orkestra için Katibim Çeşitlemeleri eserine bayılıyorum. Lütfen önümüzdeki sezon İDSO’ya geldiğimde bir Türk solistle birlikte o eseri yönetmek istiyorum.” İnanın çok saygı duyuyorlar ve sahip çıkıyorlar, dünya sahnelerinde seslendiriyorlar. Bunlar çok mutluluk verici. Ama hem konservatuvarlarda, hem de sanat kurumlarımızda kendi eserlerimize, kendi değerlerimize daha fazla sahip çıkmalı, daha fazla seslendirmeli ve hem kendi seyircimize, hem yurtdışına daha fazla tanıtmaya çabalamalıyız diye düşünüyorum.

KLASİK MÜZİK YABANCI MÜZİK DEĞİL

Türk bestecileri dinleyiciye ulaştırma noktasında bir misyon ediniyorsunuz aslında… Grup olarak “Bosphorus Trio”nun sözü nedir müzik dünyasına?

Özgür Ünaldı: Klasik müzik çoğu zaman yabancı müzik sanılıyor, halbuki o kadar değerli Türk bestecilerimiz var ki, klasik müziğin bir müzik türü olarak özelliği güzel sanatlara ait olması, yani evrensel değerlere sahip, sistemi olan, hesaplanan, geliştirilen bir müzik türü. Bu önemli türü tanıtabilmek için kendi bestecilerine odaklanmak zaten her müzisyenin edinmesi gereken bir görev. Ülkemizdeki klasik müzik dinleyicileri elbette kendi bestecilerimizden haberdarlar, ancak Ferid Tüzün’ün üçlüsü gibi öyle eserler var ki kayıplara karışmış, işte NAXOS firmasında bu eser dünyada ilk kez kaydedilmiş olarak dinleyiciyle buluşacak. Dünyada ise bu dört besteci nadir biliniyor, trio eserleri ise çok nadir, hatta bilinmiyor bile denebilir. Müzik dünyası bizi takip etmeye devam etsin, bu yolda devam edeceğiz ve yeni kayıtlar da gelecek.

Pek çok Türk müzisyen dünyanın birçok noktasında çok saygın konumdalar. En köklü orkestralarla konserler veriyorlar. Siz Türkiye’nin müzik kültürünü Türk müzisyenler üzerinden tanıtma noktasında neler söylersiniz? Zira klasik müzik dinleyicilerinin, sevenlerinin de büyük bir kesimi Türk bestecilerini pek tanımıyor gibi…

Özgür Ünaldı: Dünyada Türk bestecilerinin az bir kısmı tanınıyor, mesela Saygun ve Erkin’i tanıyan dinleyicilere rastlamak epeyce olası. Ancak birçok bestecimiz daha var. Türkiye’de klasik müziği ilk kez tanımak isteyenler için kendi bestecilerini bir albümde görmesi bizce olumlu ve başlama noktası. “Önce biz” derken bundan bahsediyoruz. Konserlerimizde de mutlaka Türk bestecilerine yer veriyoruz.

BESTECİLERİMİZ DERYA DENİZ

Bestecilerimiz derya deniz, beni hep olumlu anlamda şaşırtıyorlar. Alnar bir kanun virtüözü ve Türk müziği kökenli bir besteci. Polifonik yani çok sesli müziğe yaklaşımı tamamen Türk müziği kökeniyle beraber ortaya çıkıyor, birbirlerini tamamlıyorlar. Ferid Tüzün’ün trio’su o kadar ilginç ki, tek bölümlü, tek solukta başlıyor ve bitiriyorsunuz, piyano partisi oldukça yorucu ve es yok, sürekli nota, müzik dansa dönüşmeye başlıyor. İlhan Baran insan olarak da müzik olarak da o kadar özgün ki, her eserinde kendine ait bir sistemi var, detayları, kendi notları var yorumcular için. Dönüşümler, adı bile özgün, sanki yeni bir müzikal form gibi yazmış. Oğuzhan Balcı ise bu albümün çağdaş bestecisi, bizim siparişimiz üzerine ilk piyanolu üçlü için eserini yazdı, her bölümü ayrı ayrı bizi anlatıyor, üçümüzün kişiliğine atıf. Gurur duyuyoruz onunla.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum