TÜRK MİTOLOJİSİNE GÖRE TANRILAR, YARATILIŞ VE TÜREYİŞ

TÜRK MİTOLOJİSİNE GÖRE TANRILAR, YARATILIŞ VE TÜREYİŞ
01 Aralık 2020 - 00:13

TÜRK MİTOLOJİSİNE GÖRE TANRILAR, YARATILIŞ VE TÜREYİŞ

Türk mitolojisinde bir çok tanrı (eski Türkçede tengri) vardır ve bunların soyları ve nitelikleri ile ilgili bir çok rivayet ortaya çıkarılmıştır. Farklı kavimlerde farklı şekillerde anlatılan tanrılar ve yaratılış hikayeleri, Bugün tek bir Türk dininden bahsetmemizi olanaksız kılmaktadır zira bazı araştırmacılar Türklerde tek tanrı inancı bulunduğunu dahi söylemektedir ki bu tezi kanıtlayacak ya da çürütecek nitelikte bir belge yoktur. [1] Bununla birlikte rivayetlerde sıklıkla bahsi geçen bazı tanrıları ve onlarla bağlantılı olan yaratılış efsanelerini şöyle sıralayabiliriz

Gök Tanrı: Eski Türk lehçelerinde geçen “tengri” sözcüğü hem göğü, hem de Gök Tanrı’yı ifade etmektedir. Gök ile ilişkilendirilen tanrı, tanrıların en büyüğü olarak görülmektedir. Orta Asya’da devlet kuran sülalelerin hepsinde Gök Tanrı inancı olduğu Çin kaynaklarından da anlaşılmaktadır. Jean-Paul Roux gibi bazı araştırmacılar, diğer tüm tanrıların Gök Tanrı’ya bağlı olduğunu söyler. [2] Oğuz Kağan Destanı’nın bir bölümünde Oğuz Kağan’ın gökten inen bir kızla evlendiği söylenmektedir. [3] Bu da hükümdarın Gök Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisi olduğu düşüncesini destekler. Göktürk efsanelerinde yaratılışın kaynağı Gök Tanrı’dır. Çin kaynaklarından yapılan incelemeler sonucu şöyle bir rivayete ortaya çıkmıştır; “her şeyin sahibi olan tanrı önce mavi gökleri yarattı, sonra bunun içine dünyaları yerleştirdi. Sonra bu dünyaya anlam kalması için kendinden de bir şeyler kattığı insanı yarattı ve birbirlerini tanımaları ve karışmamaları için onları farklı ırklara, kabilelere böldü. Bu ırklardan birine diğerlerine vermediği meziyetler verdi. Bu ırkın önderinin adı Türk’tü (güç, kudret, erdem) ve o ölünce bu ırk onun adıyla anılmaya başlandı. Yıllar geçti, bu ırkı kıskanan başkaları oldu ve türk milletini tuzağa düşürdüler, geriye kalan tek çocuğu da kol ve bacaklarını kesip dereye attılar. Gök Tanrı bu çocuğa bir dişi kurt gönderdi. Kurt çocuğu besledi, onu bir mağaradan sokup geniş bir ovaya getirdi. Kurt burada çocuktan hamile kaldı ve on erkek çocuk doğurdu. Çocuklar büyüyünce on kızla evlendiler. Kısa zamanda yüz aile oldular. Bu ailelerden biri Aşina soyadını alarak hakan oldu. Çevrelerini saran dağdaki demiri eriterek buradan çıktılar. Daha sonraları buraya (Ergenekun = halkın çoğaldığı yer)her sene aynı gün gelip kurbanlar kestiler ve buraya “Kutlu Atalar Mezarlığı” dediler.” [4] 

Ülgen ve Kayra Han: Altay yaratılış destanlarında (ki bugün anlatılan onlarca farklı Altay yaratılış destanı vardır) yeryüzünü ve kişiyi yaratan tanrı Bay Ülgen’dir. Saadettin Gömeç, Bay Ülgen’in aynı zamanda Kayra Han olduğunu söylese de Mircea Eliade bu ikisinin farklı tanrılar olduğunu ve insanoğlunu ve evreni yaratanın Kayra Han olduğunu kabul etmektedir. [5] Murat Uraz ise kozmik alem türemeden önce var olan tek tanrının Kara Han olduğunu, bunun Ülgen, Erlik, Mergen adında üç oğlu olduğunu ve bunlarında birer büyük tanrı olduğunu söylemektedir. [6] Altay Türkleri’nde Bay Ülgen’in veye Kayra Han’ın gökleri yerleri ve insanoğlunu yarattığını anlatan birbirinden farklı çok sayıda efsane söylenmiştir. Bu efsaneler küçük farklılıklar barındırsa da hepsinde orak olan özellik, her şeyden önce tanrı ve suların olmasıdır. Bunlardan birinde Kayra Han ilk insanı suyun üzerinde yüzmekte olan bir çamurdan yaratmıştır. Ardından da ondan suyun altından toprak getirmesini ister. Bu insan hilecidir ve Kayra Han’dan gizli olarak bir parça toprağı ağzında saklar. Sonra ağzında büyüyen toprağı tükürmek zorunda kalır ve dağlar oluşur. [7] Çeşitli derlemelerde suya dalıp toprağı çıkaranın bir kuş veya gagalı bir balık olduğu görülür. [8]

Elbette Türk mitolojisinde bunlar haricinde bir çok tanrı/ruh vardır. Bunların bazıları büyük Tanrıların çocukları iken, bazıları natürist/animist dönemden kalan, doğal unsurlara atfedilen tanrılardır. Bunlardan bazıları; Umay Ana (Güneş ile ilişkilendirilir ve doğumları gerçekleştirdiğine inanılır), Yayık (insanları kötülükten korur ve hayat verir, Bay Ülgen’in elçisidir), Suyla (su, ay ve güneşin parçalarından yaratılmıştır, insanları korur ve onların arasında yaşar), Utkucı (törenler esnasında Şaman’ı gökte karşılar ve kurbanı ondan alıp Bay Ülgen’e iletir), Yıldırım Tanrısı (kötü ruhların saklandığı ağaçları izler ve onlara yıldırım gönderir). [9]

İLGİLİ KİTAPLAR




DİPNOTLAR:
1.  Yaşar ÇORUHLU, op.cit., s.17
2.  ibid., s.21-27
3. Ibid., s.21
4. Ibid., s.123, Saadettin GÖMEÇ, op.cit., s.33-38
5. Saadettin GÖMEÇ, op.cit., s.25, Mircea ELIADE, Şamanizm, çev. İsmet Birkan. Ankara, 1999, s.231’den aktaran Yaşar ÇORUHLU, op.cit. s22
6. Murat URAZ, Türk Mitolojisi, İstanbul, Düşünen Adam Yayınları, 1994 s.40
7. Ibid., s.16. Bazı araştırmacılar aynı hikayeyi, insan yerine Erlik diyerek anlatırlar. Ayrıca bunlarda yeri göğü yaratan Kayra Han değil, Bay Ülgen’dir. Erlik kötü ve kıskanç bir kişidir ve Tanrıyla mücadeleye girer. Bunun üzerine Tanrı onu yerin altına gönderir ve yerden dokuz dalında dokuz insan olan bir ağaç biter. (Saadettin GÖMEÇ, op.cit., s.26)
8. Yaşar ÇORUHLU, op.cit., s.116-117
9. Ibid., s.31-33/40-41
KAYNAKÇA:
TÜRKLERDE İSLAM ÖNCESİ DİN VE İNANIŞLAR – Hazırlayan: Engin Uluç ALTAY – Dersi Veren: Ali Faik DEMİR – 2014


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum