TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE ETNİK KÖKEN IRKÇILIĞI / Prof. Dr. Nurullah Çetin

TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE ETNİK KÖKEN IRKÇILIĞI

Türkiye’de Türklük milliyetçilik, başka bir etnik köken davası gütmek ise ırkçılıktır. Mevcut anayasamızın da öngördüğü gibi Türklük, ırk temelli olsa da bugün itibariyle Türkiye’de sosyolojik bir millet kimliği olmuştur. Bu manada Türkiye vatandaşlarının tamamına “Türk milleti” denir. Hangi etnik kökenden gelirlerse gelsin herkes kendisini “Türk” diye tanımlar ve “Türk milleti”ne ait hissederse milliyetçi olur ve olması gereken de budur. Zira böyle olursa sorun çıkmaz ve milli bütünleşme gerçekleşir.

Ama bazıları kendilerini Türklükle değil de filan etnik kökeniyle tanımlamaya, “ben Türk değil, filanım” demeye başlarsa ayrılıkçılık, bölücülük, ırkçılık yapmış olur. Zira Türklük, her türlü etnik kökenden gelen vatandaşı kapsayan ve kuşatan ortak bir millet kimliği olduğu halde; etnik kökenler başka etnik kökenleri ve milleti kapsamaz ve dışta bırakır.

Bölücülük, ayrılıkçılık, ırkçılık olmasın diye Atatürk, Türk devletine bağlı olan her vatandaşı kucaklayan sosyolojik bir tanım yapmış ve “Ne mutlu Türk’üm diyene!” diyerek birleştirici bir millet kimliği inşa etmişti. Farklı kökenlerden gelip de böylesine bir milliyet şuuruna sahip olan vatandaşlarımız vardır.

Mesela bunlardan biri, 1950'li ve 1960’lı yıllarda Yeşilçam sinema oyunculuğu yapan Ermeni Kenan Pars (Kirkor Cezveciyan)’dır. Türk milliyetçiliğine karşı başta HDP’liler olmak üzere etnik köken ırkçılığı yapanların bu Ermeni vatandaş Kenan Pars’ın şu sözlerini dikkatle okumaları gerekir:

"Kirkor Cezveciyan, sadece kimliğimdeki adım. Kullanmıyorum. Ben Türkiye vatandaşı Kenan Pars’ım. (...) Türkiye’de doğan, Türkiye Cumhuriyeti nüfus cüzdanını taşıyan, bir Türk gibi yaşayan adama ne denir? Ben bir Türk’üm. Türk olmanın anlamını hissediyorsan sen de Türk’sün."

Prof. Dr. Nurullah Çetin