Türk Kültürü ve Milliyetçilik / Prof. Dr. Erol Güngör

Milliyetçiliğin ön plana çıktığı son günlerde doğru kaynaklara ulaşmak önemlidir. Prof. Dr. Erol Güngör'ün "Türk Kültürü ve Milliyetçilik" kitabının önsözünü yayınlıyoruz.

Türk Kültürü ve Milliyetçilik / Prof. Dr. Erol Güngör
00 0000 - 00:00 - Güncelleme: 24 Nisan 2020 - 04:59

Önsöz

Bu kitapta toplanmış yazılar milliyetçilik hakkında yeni bir teori veya bir siyasi program getirmek iddiasında değildir. Hakikattemilliyetçilik bir sosyolojik veya felsefi doktrinin kalıplan içinde izah edilemeyecek kadar· çok renkli birtakım kültürel ve siyasi hareketlere verilen genel bir isimden · ibarettir. Her memlekette milliyetçilik o memleketin kendinemahsus şartlan içinde gelişmiş, ve bir memlekette aldığı şekil çok defa bir başka yerdekiyle ihtilali veya tezat halinde görünmüştür. Mesela Arap sosyalizmi Arap milliyetçiliğinde önemli bir unsw olduğu halde Türkiye'de sosyalizm milliyetçilik karşısında bir antitez durumundadır.

Bir sosyal psikolog kültür meselelerini incelerken dikkatini iki ayn tesir kaynağı üzerinde birden toplamak zorundadır: Bir tarafta insan tutum ve davranışlannın başlıca kaynağı olan cemiyeti, bir tarafta da bu kaynaktan beslenmekle beraber sosyal tesirleri kendi süzgecinden geçirerek alan, yani ferdi şahsiyet sahibi olan insan. Aslında daha çok tahlil ve inceleme maksadıyla birbirinden ayırdetmeye çalıştığımız bu iki kaynağın birbiri üzerindeki karşılıklı tesirleri o- derecede girift bir ağ meydana getirir ki, bu karmaşık münasebet şebekesini gördükten sonra artık taraflardan birini veya her ikisini birden. basit kavramlarla ifade etmek, yahut karşılıklı olmaktan ziyade tek yönlü bir tesirden bahsetmek çok yanlış olurdu. Bu yüzden okuyucu, Türkiye'de son yıllarda moda haline gelen iktisadi veya siyasi izah tarzlanm bu kitapta bulamayacaktır; fakat bu türlü basit dÜşünme alışkanlığının Türkiye'de niçin ve nasıl yayıldığına dair izahlara rastlayabilir. 

Milliyetçiliği herşeyden önce bir halkçılık meselesi hali:nde ele alışınuz bilhassa Türkiye bakımından üzerinde durulması gereken bir noktaya işaret ediyor. Hiç şüphesiz, milliyetçilik sosyal tabakalaşmanın çeşitli katianna kıymet hükümleri yakıştırarak bu tabakalarda biri yanında taraf tutmayı reddeder. Fakat bizim gözümüzde halk, marksistlerin proletarya kavramı gibi, bir sosyal sınıf değildir; sınıf mücadelesinin taraflanndan biri de değildir. Önümüzdeki sahifelerde anlatılacağı üzere, halk üzerinde bilhassa iki sebepten dolayı duruyoruz. Bunlardan birincisi, milliyetçiliğin milli hakimiyet doktrinine dayanması yüzünden siyası iktidann da millet çoğunluğuna ait olacağım kabul etmemizdir. İkinci sebep daha ziyade Türkiye'de milli birliği tehdit eden kültür bulıranının zorunlu bir neticesi olarak ortaya çıkıyor. Bilindiği gibi, milliyetçilik bir · memleketteki milli kültüre dayanır. Halbuki Türkiye'de batılılaşma hareketleri sonunda münevver (okumuş) tabaka Türk kültürüne bü­ yük ölçüde yabancı kalmış, hakiki bir kültür yaratarak bunu milletin bütün tabakaianna yaymayı da başaramamıştır. Tarih içinde gelişen Türk milli kültürünü daha çok halk kitleleri muhafaza etmiş bulunuyorlar. Şu halde milli kültürün modern imkanIarla geliştirilme b,.demek

Türkiye'nin tarihi kaderi onu Avrupa milletlerinden ayırdığı gibi, henüz istiklaline kavuşmuş Afrika, Asya ve Balkan milletlerinden de ayırmıştır. Bu yüzden, milliyetçilik hakkında yazılan eserlerin pekçoğu Türkiye konusunda münevverlerimizin kafasında çok yanlış kıyas ve benzetmelere yol açmaktadır. Biz büyük bir imparatorluğun ve büyük bir medeniyetin çocuklanyız, bizim milliyetçiliğimiz sö­ IIiürgecilerin işgalinden kurtulmak ve devlet kurmak için yapılan siyasi istiklal mücadelelerine, yahut sıfırdan başlayarak milli kültür yaratma hareketlerine benzemez. 

Türkiye'nin milli kültür davası sadece bir akademik spekülasyon konusu değil, aynı zamanda bir milli politika meselesidir. Bu yüzden, bir ilim mensubu da bu davayı incelerken bazı tenkid ve teklifler yapmak suretiyle bir taraf teşkil edecektir. Bu kitaptaki makalelerde yer yer polemik tarzında ifadelerin bulunması böyle bir. taraftarlığın kaçınılmaz neticesi olarak görülmektedir. Biz bütün tenkidlerimizi sosyal ilimiere ait teorik ve ampirik bilgilere dayandırmaya çalıştık; yaptığımız tahlilierin bir kıymeti varsa bunlann ifade ediliş tarzındaki bazı aksamalan hoş karşılanacağını ümid ediyoruz. 

Bu küçük kitap, merhum Profesör Mümtaz Turhan'ın hatırasına ithaf edilmiştir. Önce talebesi, sonra mesai arkadaşı olarak birlikte bulunduğum yıllarda 011dan c;: . endiklerim benim bütün akademik hayatımın çekirdeğini teşkil etmiştir. Onun kıymet verdiği ve itina ile yetiştirmeye çalıştırdığı bir talebe olmak bana hayatım boyunca gurur verecektir. Bu kitapta birtakım yanlışlar varsa, bunlar Profesör Turhan'ın hayatta olmayışı yüzünden düzeltilememiştir.

İstanbul. 1975 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum