Türk Devletleri Teşkilatı'nın Bişkek Zirvesi: Ekonomi, iletişim ve güvenlik
19 Kasım 2024 - 17:32
Kamal Adıgözalov
Türk Devletleri Teşkilatı'nın (TDT) Kırgızistan'ın başkentinde düzenlenen bir sonraki zirvesi birçok olayla anıldı. Uzmanların önceden bu etkinliğe büyük ilgi göstermesi tesadüf değildi. Zirve, güvenlik, işbirliği, ekonomik entegrasyon, ulaştırma-lojistik ve bilişim alanlarında ilişkilerin yeni bir aşamaya taşınması açısından büyük ilgi gördü. Dolayısıyla etkinlikte dile getirilen görüşler ışığında TDT'nin bir bütün olarak bakış açıları artık geniş çapta tartışılıyor.
Türk Devletleri Örgütü'ne yönelik tutum değişiyor
TDT'nin Bişkek zirvesine olan ilgi zaten biliniyordu. Rusya-Ukrayna ve İsrail-İran çatışmasının yanı sıra, TDT'nin faaliyetleri ABD'deki başkanlık seçimlerinin arka planı ve Avrupa Birliği'nin karmaşık jeopolitik durumu göz önüne alındığında ilgi çekicidir. Şimdiye kadar bu örgütün geleceği hakkında olumsuz düşünen uzmanlar bile artık örgütün gelişmesinden söz ediyor. Bazı durumlarda TDT, belirli projeleri uygulayan ve geleceği olan, dinamik olarak gelişen bir organizasyon olarak değerlendirilmektedir. Şu anda TDT'nin bir bütün olarak Avrasya jeopolitik alanı ölçeğinde değerlendirilmesi ilginçtir.
Rus medyası Türk Devletleri Teşkilatı'nı bu bağlamda değerlendirmeye çalışmaktadır. Konuya iki açıdan yaklaşıyorlar. Birinci husus genel olarak Türk devletlerinin potansiyeli ile ilgilidir. İkinci husus ise TDT'nin örgüt olarak bakış açısının arka planında Rusya'nın durumuyla ilgilidir. Burada belli bir önyargı olsa da genel olarak Rus haber ajansları Batı'nın aksine Türk dünyasının birleşmesine olumlu bakıyor. Hatta bu bağlamda TDT-Rusya işbirliğinin ayrı hatlarını çizmeye çalışıyorlar.
Dolayısıyla TDT, Moskova için halihazırda jeopolitik, jeoekonomik ve güvenlik açısından önem taşıyan bir organizasyon haline geldi. Öyle görünüyor ki yakın gelecekte Rusya-TDT ilişkilerini ifade eden spesifik belgelerin imzalanmasına şahit olacağız.
Çin hâlâ TDT'ye sadık. Aynı zamanda bu kuruluşun Yeni İpek Yolu projesine yönelik kesinlikle olumlu yaklaşımından da memnun. Bu temelde TDT-Çin ilişkilerinin siyasi, jeopolitik ve hukuki içeriğini olumlu bir şekilde alması beklenebilir.
Batı'nın tutumu eskisi kadar net değil. Ancak çeşitli açıklamalardan Batı'nın TDT'nin güçlendirilmesi konusunda pek de istekli olmadığı anlaşılıyor. Ya da kendi etki alanına girecek bir güç olarak görmek istiyor. Bunu iki işaretten hissediyoruz.
Birincisi, Avrupa Parlamentosu Azerbaycan'a karşı karalama kampanyası yürütmekten bıkmıyor.
İkincisi, Batı COP 29'a karşı önyargısını ifade ediyor. Batılı siyasi çevrelerin COP 29'u gölgede bırakma çabaları tesadüfi değil.
Son olarak İran açısından bakıldığında bu ülkenin henüz siyasi ve jeopolitik olarak TDT'yi hazmedemediği görülüyor. Resmi Tahran çeşitli konularda açık olmasa da dolaylı olarak Türk dünyasının güçlenmesi ve birleşmesi konusundaki endişelerini dile getiriyor. İranlı uzmanlar bazı durumlarda son derece olumsuz görüşler dile getiriyorlar.
Bütün bunların arka planında Bişkek zirvesinin nasıl bir etkisi var?
Türk devletleri faydalı bir işbirliği örneği gösteriyor
Bişkek zirvesinin teması şöyleydi: "Türk dünyasının güçlendirilmesi: Ekonomik entegrasyon, sürdürülebilir kalkınma, dijital gelecek ve herkes için güvenlik"! Türk devletlerinin stratejik hedeflerinden vazgeçmediği açık görünüyor. Tam tersine her yönde somut kalkınma programları temelinde yeni kararlılıkla hareket etmeye hazırdırlar. Bu hedefe dört temel yönün etkileşiminden yola çıkarak ulaşmayı amaçlamaktadırlar. Bunlar; birincisi ekonomik entegrasyon, ikincisi sürdürülebilir kalkınma, üçüncüsü dijitalleşmenin gelişmesi ve dördüncüsü Türk dünyası için güvenliktir.
Aynı zamanda bu dört temel unsurun Türk dünyasının sınırlarını aşarak bölgeler arası ve küresel ölçekte de projelendirilmesi mümkündür. Örneğin "herkes için güvenlik" küresel bir süreçtir. TDT bu yönde öncü bir rol oynayabilir. BRICS, BDT, Bağlantısızlar Hareketi, Şangay İşbirliği Örgütü ve İslam İşbirliği Teşkilatı TDT'nin ortakları olarak hareket edebilir.
Konunun diğer tarafı ise askeri-savunma alanıyla ilgili. Azerbaycan Cumhurbaşkanı konunun bu yönünü çok açık bir şekilde ifade etti. İlham Aliyev, Bişkek'te şunları söyledi: "Dünyada artan tehditler göz önüne alındığında, savunma, güvenlik ve savunma sanayii alanlarındaki işbirliğimiz büyük önem taşıyor. Son dönemde kolluk kuvvetlerimiz ile güvenlik teşkilatlarımız arasındaki iş birliği genişledi. Askeri tatbikatlar da yapılıyor. Ülkelerimizin silahlı kuvvetlerinin katılımı Askeri eğitim Kurumlarımızda kardeş ülkelerden öğrencilerin eğitim görmesi karşılıklı güven ve dostluğun göstergesidir".
Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın konuşmasında ekonomik entegrasyon ve dijital gelecek konusu birlik içinde dile getirildi. Böylece İlham Aliyev ekonominin, iletişimin ve dijitalleşmenin gelişmesini güvenlik konusuyla yakından bağlantılı olarak ortaya koydu. Devlet başkanı, "Son zamanlarda Azerbaycan topraklarında Doğu-Batı ulaşım koridoru üzerinden ulaşımın daha da arttığını" vurguladı. Öte yandan "Azerbaycan, Orta Asya ülkeleri ile Türkiye'yi Azerbaycan üzerinden birbirine bağlayan bu koridorun iletim kapasitesinin artırılması için yatırımlarını artırıyor."
Toplamda transit taşıma hacmi 2024 yılının 9 aylık döneminde yüzde 15 arttı. Bu çerçevede "Orta Koridor'un dijitalleşmesi ve ticaretin kolaylaştırılması yönünde bir takım projelerin" hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor. Çünkü bu projeler "lojistik verimliliği artıracak, maliyetleri düşürecek".
Azerbaycan'ın söz konusu alanlarda pratik başarı elde etmesi için TDT'ye gerekli mali desteği ayırmadığını da vurgulamak gerekir. Azerbaycan bu konuda tüm TDT üyelerinden öndedir.
Aslında Azerbaycan, TDT'nin güçlenmesinde ve Türk dünyasının bir bütün olarak birleşmesinde yeni aşamanın ana itici gücüdür. Uzmanlar, resmi Bakü'nün bu yöndeki faaliyetlerini daha da güçlendireceğini öngörüyor. Bu bağlamda Azerbaycan COP 29 çerçevesinde önemli adımlar atıyor. Bu bağlamda Bişkek Zirvesi'nin bir diğer önemli noktasını da belirtmekte yarar var.
Birleşik bilgi alanı
Kazakistan Cumhurbaşkanı'nın teklifi büyük ilgi görüyor. TDT üyelerinin tek bir bilgi alanı oluşturmasının zamanı geldi. Bu bağlamda Kasım-Jomart Tokayev'in kablolu televizyonun birleşik bir bilgi alanı oluşturma konusundaki fikirleri önemlidir. Bununla TDT alanında ortak bir bilgi alanı oluşturmak mümkün olabilir. Elbette zamanla bu, eğitimi, bilimi, çeşitli öğretim yöntemlerini, ortak bilgi alışverişi alanını ve çeşitli sanal işbirliği yöntemlerini içerecektir. Hiç şüphe yok ki ortak alfabe ve ortak eğitim kurumları bu süreçte etkili rol oynayacaktır.
Modern zamanlarda, birleşik bir bilgi alanı çoğu başarının temelidir. Gelinen aşamada bu tez tüm dünya tarafından kabul edilmektedir. TDT, Avrasya bölgesinde bu yöndeki programları iç çatışma olmadan uygulayabilen ilk kuruluştur. Bu özellik aynı zamanda ciddi beklentilere de işaret ediyor. Avrupa'da bulunan Macaristan'ın 2025 yılında TDT'nin gayri resmi zirvesine ev sahipliği yapma teklifinde bulunması da önemli. Uzmanlar, bunun TDT'nin bilgi alanında daha geniş bir alana nüfuz etme yeteneğinin somut bir örneği olduğuna inanıyor. Örgüt şimdiden yeni bir aşamada jeopolitik bir pozisyon almaya başlıyor.
Böylece Bişkek Zirvesi aslında TDT'nin hedeflerini daha geniş bir çerçevede belirledi. Ekonomik kalkınma, ulaştırma-lojistik, bilgi ve güvenliğin her yönünü içerir. 2025'te yapılacak Bakü zirvesinde yeni başarılar tartışılacak!
Kaynak: 19 Kasım 2024, Turkustan.az
Türk Devletleri Teşkilatı'nın (TDT) Kırgızistan'ın başkentinde düzenlenen bir sonraki zirvesi birçok olayla anıldı. Uzmanların önceden bu etkinliğe büyük ilgi göstermesi tesadüf değildi. Zirve, güvenlik, işbirliği, ekonomik entegrasyon, ulaştırma-lojistik ve bilişim alanlarında ilişkilerin yeni bir aşamaya taşınması açısından büyük ilgi gördü. Dolayısıyla etkinlikte dile getirilen görüşler ışığında TDT'nin bir bütün olarak bakış açıları artık geniş çapta tartışılıyor.
Türk Devletleri Örgütü'ne yönelik tutum değişiyor
TDT'nin Bişkek zirvesine olan ilgi zaten biliniyordu. Rusya-Ukrayna ve İsrail-İran çatışmasının yanı sıra, TDT'nin faaliyetleri ABD'deki başkanlık seçimlerinin arka planı ve Avrupa Birliği'nin karmaşık jeopolitik durumu göz önüne alındığında ilgi çekicidir. Şimdiye kadar bu örgütün geleceği hakkında olumsuz düşünen uzmanlar bile artık örgütün gelişmesinden söz ediyor. Bazı durumlarda TDT, belirli projeleri uygulayan ve geleceği olan, dinamik olarak gelişen bir organizasyon olarak değerlendirilmektedir. Şu anda TDT'nin bir bütün olarak Avrasya jeopolitik alanı ölçeğinde değerlendirilmesi ilginçtir.
Rus medyası Türk Devletleri Teşkilatı'nı bu bağlamda değerlendirmeye çalışmaktadır. Konuya iki açıdan yaklaşıyorlar. Birinci husus genel olarak Türk devletlerinin potansiyeli ile ilgilidir. İkinci husus ise TDT'nin örgüt olarak bakış açısının arka planında Rusya'nın durumuyla ilgilidir. Burada belli bir önyargı olsa da genel olarak Rus haber ajansları Batı'nın aksine Türk dünyasının birleşmesine olumlu bakıyor. Hatta bu bağlamda TDT-Rusya işbirliğinin ayrı hatlarını çizmeye çalışıyorlar.
Dolayısıyla TDT, Moskova için halihazırda jeopolitik, jeoekonomik ve güvenlik açısından önem taşıyan bir organizasyon haline geldi. Öyle görünüyor ki yakın gelecekte Rusya-TDT ilişkilerini ifade eden spesifik belgelerin imzalanmasına şahit olacağız.
Çin hâlâ TDT'ye sadık. Aynı zamanda bu kuruluşun Yeni İpek Yolu projesine yönelik kesinlikle olumlu yaklaşımından da memnun. Bu temelde TDT-Çin ilişkilerinin siyasi, jeopolitik ve hukuki içeriğini olumlu bir şekilde alması beklenebilir.
Batı'nın tutumu eskisi kadar net değil. Ancak çeşitli açıklamalardan Batı'nın TDT'nin güçlendirilmesi konusunda pek de istekli olmadığı anlaşılıyor. Ya da kendi etki alanına girecek bir güç olarak görmek istiyor. Bunu iki işaretten hissediyoruz.
Birincisi, Avrupa Parlamentosu Azerbaycan'a karşı karalama kampanyası yürütmekten bıkmıyor.
İkincisi, Batı COP 29'a karşı önyargısını ifade ediyor. Batılı siyasi çevrelerin COP 29'u gölgede bırakma çabaları tesadüfi değil.
Son olarak İran açısından bakıldığında bu ülkenin henüz siyasi ve jeopolitik olarak TDT'yi hazmedemediği görülüyor. Resmi Tahran çeşitli konularda açık olmasa da dolaylı olarak Türk dünyasının güçlenmesi ve birleşmesi konusundaki endişelerini dile getiriyor. İranlı uzmanlar bazı durumlarda son derece olumsuz görüşler dile getiriyorlar.
Bütün bunların arka planında Bişkek zirvesinin nasıl bir etkisi var?
Türk devletleri faydalı bir işbirliği örneği gösteriyor
Bişkek zirvesinin teması şöyleydi: "Türk dünyasının güçlendirilmesi: Ekonomik entegrasyon, sürdürülebilir kalkınma, dijital gelecek ve herkes için güvenlik"! Türk devletlerinin stratejik hedeflerinden vazgeçmediği açık görünüyor. Tam tersine her yönde somut kalkınma programları temelinde yeni kararlılıkla hareket etmeye hazırdırlar. Bu hedefe dört temel yönün etkileşiminden yola çıkarak ulaşmayı amaçlamaktadırlar. Bunlar; birincisi ekonomik entegrasyon, ikincisi sürdürülebilir kalkınma, üçüncüsü dijitalleşmenin gelişmesi ve dördüncüsü Türk dünyası için güvenliktir.
Aynı zamanda bu dört temel unsurun Türk dünyasının sınırlarını aşarak bölgeler arası ve küresel ölçekte de projelendirilmesi mümkündür. Örneğin "herkes için güvenlik" küresel bir süreçtir. TDT bu yönde öncü bir rol oynayabilir. BRICS, BDT, Bağlantısızlar Hareketi, Şangay İşbirliği Örgütü ve İslam İşbirliği Teşkilatı TDT'nin ortakları olarak hareket edebilir.
Konunun diğer tarafı ise askeri-savunma alanıyla ilgili. Azerbaycan Cumhurbaşkanı konunun bu yönünü çok açık bir şekilde ifade etti. İlham Aliyev, Bişkek'te şunları söyledi: "Dünyada artan tehditler göz önüne alındığında, savunma, güvenlik ve savunma sanayii alanlarındaki işbirliğimiz büyük önem taşıyor. Son dönemde kolluk kuvvetlerimiz ile güvenlik teşkilatlarımız arasındaki iş birliği genişledi. Askeri tatbikatlar da yapılıyor. Ülkelerimizin silahlı kuvvetlerinin katılımı Askeri eğitim Kurumlarımızda kardeş ülkelerden öğrencilerin eğitim görmesi karşılıklı güven ve dostluğun göstergesidir".
Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın konuşmasında ekonomik entegrasyon ve dijital gelecek konusu birlik içinde dile getirildi. Böylece İlham Aliyev ekonominin, iletişimin ve dijitalleşmenin gelişmesini güvenlik konusuyla yakından bağlantılı olarak ortaya koydu. Devlet başkanı, "Son zamanlarda Azerbaycan topraklarında Doğu-Batı ulaşım koridoru üzerinden ulaşımın daha da arttığını" vurguladı. Öte yandan "Azerbaycan, Orta Asya ülkeleri ile Türkiye'yi Azerbaycan üzerinden birbirine bağlayan bu koridorun iletim kapasitesinin artırılması için yatırımlarını artırıyor."
Toplamda transit taşıma hacmi 2024 yılının 9 aylık döneminde yüzde 15 arttı. Bu çerçevede "Orta Koridor'un dijitalleşmesi ve ticaretin kolaylaştırılması yönünde bir takım projelerin" hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor. Çünkü bu projeler "lojistik verimliliği artıracak, maliyetleri düşürecek".
Azerbaycan'ın söz konusu alanlarda pratik başarı elde etmesi için TDT'ye gerekli mali desteği ayırmadığını da vurgulamak gerekir. Azerbaycan bu konuda tüm TDT üyelerinden öndedir.
Aslında Azerbaycan, TDT'nin güçlenmesinde ve Türk dünyasının bir bütün olarak birleşmesinde yeni aşamanın ana itici gücüdür. Uzmanlar, resmi Bakü'nün bu yöndeki faaliyetlerini daha da güçlendireceğini öngörüyor. Bu bağlamda Azerbaycan COP 29 çerçevesinde önemli adımlar atıyor. Bu bağlamda Bişkek Zirvesi'nin bir diğer önemli noktasını da belirtmekte yarar var.
Birleşik bilgi alanı
Kazakistan Cumhurbaşkanı'nın teklifi büyük ilgi görüyor. TDT üyelerinin tek bir bilgi alanı oluşturmasının zamanı geldi. Bu bağlamda Kasım-Jomart Tokayev'in kablolu televizyonun birleşik bir bilgi alanı oluşturma konusundaki fikirleri önemlidir. Bununla TDT alanında ortak bir bilgi alanı oluşturmak mümkün olabilir. Elbette zamanla bu, eğitimi, bilimi, çeşitli öğretim yöntemlerini, ortak bilgi alışverişi alanını ve çeşitli sanal işbirliği yöntemlerini içerecektir. Hiç şüphe yok ki ortak alfabe ve ortak eğitim kurumları bu süreçte etkili rol oynayacaktır.
Modern zamanlarda, birleşik bir bilgi alanı çoğu başarının temelidir. Gelinen aşamada bu tez tüm dünya tarafından kabul edilmektedir. TDT, Avrasya bölgesinde bu yöndeki programları iç çatışma olmadan uygulayabilen ilk kuruluştur. Bu özellik aynı zamanda ciddi beklentilere de işaret ediyor. Avrupa'da bulunan Macaristan'ın 2025 yılında TDT'nin gayri resmi zirvesine ev sahipliği yapma teklifinde bulunması da önemli. Uzmanlar, bunun TDT'nin bilgi alanında daha geniş bir alana nüfuz etme yeteneğinin somut bir örneği olduğuna inanıyor. Örgüt şimdiden yeni bir aşamada jeopolitik bir pozisyon almaya başlıyor.
Böylece Bişkek Zirvesi aslında TDT'nin hedeflerini daha geniş bir çerçevede belirledi. Ekonomik kalkınma, ulaştırma-lojistik, bilgi ve güvenliğin her yönünü içerir. 2025'te yapılacak Bakü zirvesinde yeni başarılar tartışılacak!
Kaynak: 19 Kasım 2024, Turkustan.az
10:12
FACEBOOK YORUMLAR